Fanatik yazarlarının Galatasaray - Sivasspor maçı yorumları

Ortaklığın parlaması (Mehmet Demirkol)
Galatasaray maça set oynayarak oyunu gitgellere bırakmamaya çalışarak soğukkanlı başlamak istedi. Ancak bunu biraz fazla abarttılar. Neredeyse uyuşuktular.

Robinho’nun Douglas’la ortaklığıyla attığı gol de onları uyandırmadı. Ancak penaltıdan sonra kendilerine geldiler. Biraz da kaçındıkları oyuna dönerek.

Sivasspor’un savunmadan hızlı bir şekilde Robinho’ya topu ulaştırabildiğinde konuk ekip, baskıya takılıp bunu yapamadıklarında Galatasaray’ın orta sahada rahat olduğu bir oyuna döndü.

Bu gitgeli Galatasaray lehine çeviren Feghouli-Belhanda ortaklığının parlamasıydı. Ndiaye onlara yakın oynadı, Onyekuru’nun hep uyanık olması Galatasaray’ı öne geçidi.

4-2’ye gelene kadar oyunu dakika dakika aldılar. Galatasaray’ın savunma ya da santrfor sorununu çözdüğünü söylemek doğru olmaz. Ancak Feghouli ve Belhanda’yı kazanmak, yapılabilecek en iyi transferden daha fazlası demek.

Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Galatasaray ikinci yarıda 41 puan bulabilir mi? İşte soru bu.

Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Çok adaylı maç. Onyekuru maçı bitirdi. Robinho yürüyerek takımını ortak etti. Belhanda kalite kattı. Ancak belirleyici Feghouli’ydi. Bir oyuncudan fazlası olabileceğini nihayet ispatlayan performanslarından birini daha gördük.

Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
VAR’ın çok belirleyici olduğu bir maç daha. Ancak bu VAR işini doğru anladığımız konusunda şüphelerim var. VAR olmasaydı maç şu skorla biterdi ya da puan durumu böyle olurdu tespitleri doğru değil. VAR bir düzeltme sistemi değil entegre bir sistem. VAR ile artık hakemlik değişti.

Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Santrfor en büyük eksik kabul. Ancak Galatasaray’ın savunma rotasyonu sanırım daha büyük problem. Galatasaray, Türkiye’de son dönemdeki maçların çoğunda atmadığı için değil, tutamadığı için zorlanıyor.

İlk yarının en değerli 3 puanı (Hakan Can)
Başakşehir’in puan kaybı, cezalıların dönüşü, transfer sezonunun açılışı, Sivasspor maçını ilk yarının en önemli maçı haline getirmişti.

Ve maç Galatasaray açısından en kötü senaryo ile başladı. Douglas, Robinho iş birliği Ali Sami Yen’i iyice gergin bir atmosfere büründürdü. Sonrasında ‘VAR’la gelen penaltı, takımı da taraftarı da hayata döndürdü.

Taraftar tarafından en çok protesto edilen Eren’in, penaltıda büyük bir soğukkanlılık ile topun başına gelişi alkışa değerdi.

Ndiaye, bu kez 2 harika çalım ve şahane bir pas attı. Feghouli için golü yapmak zor olmadı.

Robinho’nun muhteşem bir diğer golüne Galatasaray, Fernando’nun harika pasında ve Eren’in ıskasında Onyekuru’nun ayağından çıkan 2 gol ile yanıt verdi ve yönetimin artık masal anlatmaktan başka işler yapması gerek.

Bu takım ve Terim, kaliteli banko oyunculara ihtiyaç duyuyor

Gecenin sorusu (Hakan Can)
Ya Onyekuru çıksaydı? Ben olsam ilk 20 dakikada aldığı 7 topun 6’sını kaybeden, takımına bir gol yediren Onyekuru’yu, hemen alır Rodrigues’i sokardım. Teknik heyet sabretti o da ikinci 45’te zaferi getirdi.

Maçın starı (Hakan Can)
Feghouli. Son maçların gözde oyuncusu, dün de sahanın en iyilerden biriydi. Çevresindeki kaliteli oyuncu sayısı arttıkça verimi de yükseliyor ve taraftar artık onu seviyor.

Maçın olayı (Hakan Can)
Mustafa Kapı’nın oyuna girişi. Karşılaşmanın uzatma anında genç yıldız adayı, oyuna girerken stadyum sevinçten, tezahürattan yıkılıyor gibiydi. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Yolu açık olsun. Sevgi ve para onu hiç şaşırtmasın.

Kısa mesaj (Hakan Can)
Ozan Kabak, ilk maçını oynadığında bana yetersiz gelmişti. Aradan 3 ay geçti. Ozan’sız Galatasaray defansını düşünemiyorum. Teknik direktörlerden rica ediyorum, genç oyunculara güvenin.

Stendhal sendromu... (Oğuz Dizer)
Galatasaray’ın yediği gollere baktıkça, Sarı- Kırmızılılar’ın ‘Stendhal sendromu’ yaşadığını düşünmemek mümkün mü? Bu hâl feci bir sorun, özellikle savunma aksiyonlarında!

Rakibin sürpriz hücum, çalım ve gol arayışları nedenli; çarpıntı, baŞ dönmesi, mide bulantısı başlıyor Galatasaraylılar’da.


Şimdi Stendhal sendromunu tedavi ve 22. şampiyonluğa devam dönemi... Haydi Aslanlar el ele, kalp kalbe, dirençle hedefe yürümeli!

Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Eyyy Galatasaray doğruları adına kellesini koyan canlara, cellat olmaya çalışan bir kısım çıkar hamili ahali! Şu onurlu duruş direniş ve çaba, seni utandırmadı değil mi?

Maçın starı (Oğuz Dizer)
Onyekuru ve Robinho tabii...

Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Halil Umut Meler şahane bir müsabaka yöneterek; öküz altında buzağı arayan kötü niyetlilere ve hakemlik müessesesini yerle bir etmek isteyen hainlik hamillerine ‘doğru her daim kazanır’ mesajını, bir kez daha vermiştir.

Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
Mesajı gündüz kazanılan zaferde, basketbolcu Göksenin evlat verdi; ‘Haydi Galatasaray sadece gök değil, gün de senin’ dedi... Kutlu olsun...

Cim Bom istediğini aldı (Metin Karabaş)
Galatasaray maça çok da yüksek tempoda başlamadı. Oyunu kontrol etme çabasında olan Galatasaray ilk bölümde golü kalesinde gördü.

9. dakikada Onyekuru Galatasaray atağa çıkarken kendisine atılan pası alamadı ve rakibini de durduramadı. Douglas tek başına orta alanı geçerek Robinho’ya oynadı. Yıldız oyuncu ceza sahasında golü yapmakta zorlanmadı: 0-1.

Fatih Terim’in takımı yenen gole reaksiyon vermekte gecikmedi. 20. dakikada Belhanda ceza sahası içerisinde yerde kaldı, hakem VAR’a başvurduktan sonra penaltı noktasını gösterdi.

Topun arkasına geçen Eren, düzgün vurdu ve skora denge geldi: 1-1. 30’da ise Ndiaye art arda iki çalımla Sivasspor savunmasını oyundan düşürdü ve Feghouli’ye harika bir pas verdi. Son haftaların formda ismi Feghouli takımını öne geçiren golü attı: 2-1.

Fakat Galatasaray’da savunma hataları hız kesmeden devam etti. 41’de Robinho defansın izlediği pozisyonda ceza sahası dışında çok klas vurdu skora tekrar denge geldi: 2-2. İlk yarı bu skorla tamamlandı.

Doğruları yaptılar (Metin Karabaş)
Sivasspor ikinci yarıya ilk kırk beş dakikadaki temposundan uzakta başladı. Bu durum konuk takımın hücuma çıkamamasına neden oldu.

Galatasaray ise daha az pas hatası yaptı ve orta alanda daha etkili oldu. 51. dakikada Fernando harika bir pasla Onyekuru’yu ceza sahasında topla buluşturdu.

Genç oyuncu istediği vuruşu yapamasa da top ağlara gitti: 3-2. 69. dakikada Mariano ortaladı, seken topu Onyekuru ceza sahasında tamamladı ve fark ikiye çıktı: 4-2.

İkinci yarıda hücumun yanı sıra takım savunmasında da doğru yapan Galatasaray galibiyeti hak eden taraftı.

Galatasaray 4-2 kazandığı maçın ardından Başakşehir ile puan farkını 6’ya indirdi ve zirve yarışında kalmaya devam etti.

Meler’den kritik hata (Deniz Çoban)
Dün akşam yine VAR mesaisi vardı. “Maçın kazananını VAR belirledi” de diyebiliriz. 18’de Uğur, Belhanda’nın ayağına bastı. Meler ‘devam’ deyince devreye VAR girdi ve doğru bir penaltı kararı verildi.

51’de Onyekuru’nun ofsayt gerekçesiyle verilmeyen golünde de VAR devredeydi. Yine doğru bir müdahalede bulundu. Golde ofsayt yoktu.

VAR’ın bu iki kritik müdahalesi olmasaydı, Galatasaray’ın galibiyeti tehlikeye düşebilirdi. 38’de Douglas-Fernando mücadelesinde, Fernando çok masum değil.

Hakem penaltı verse daha doğru olurdu. Devam kararını da çok fazla eleştirmem. Sana göre/bana göre bir pozisyon olduğu için de VAR devreye girmedi. 23’te Galatasaray’ın 2. golünün geldiği korner öncesi karar hatalı. Top auta çıkmış görünüyor.

Birbirinden güzel goller… (Metin Tükenmez)
İdeal kadrosuna yakın bir takım kurabildiğinde, üç büyükler içinde göze hoş gelen futbolu oynamaya en yatkın takımın Galatasaray olduğunun altını çizmeliyim.

Eksikler nedeniyle son sekiz haftadır kazanamayan Galatasaray, Sivassporlu Robinho’nun ayağından birbirinden güzel goller yese de, oyunu rakip takımın sahasına yıktığında yaratıcı futboldan örnekler verebiliyor.

Özellikle Ndiaye’nin, onca rakip kalabalığına karşın Sivassporlu futbolcuları oyundan düşürdüğünde Feghouli’nin golü atması için şartlar oluşmuştu.

Robinho basiti güzelleştirdi (Metin Tükenmez)
Robinho’nun attığı güzel goller için özel bir paragraf açmak gerektiği kanısındayım. Bizde yıldız futbolcu denildiğinde bazı şeyleri yoktan var eden bir anlayış kabul görür.

Oysa yıldız oyuncuların en önemli oyuncuları genelde basiti gerçekleştirmeleridir. Nitekim Robinho attığı iki golde de basit bir top kontrolünden sonra vuruş pozisyonu hazırladı. Top kontrolünün kusursuzluğu Maicon’un da dengesini bozdu.

Ayağa pas Belhanda’yı öne çıkardı (Metin Tükenmez)
Galatasaray kalesinde gördüğü iki güzel gole karşın oyuna ağırlığını koymaktan geri durmadı.

Özellikle Onyekuru’nun savunma arkasına yaptığı, çabukluğunu ortaya çıkartan koşular Sivasspor savunmasını çok zorladı. Ayağa pası zamanlaması yerinde yapıldığında Belhanda’nın sonucu etkileme becerisi de devreye girdi.

Penaltıda sorun var gibi… (Metin Tükenmez)
Maçın ilk yarısının ortalarında Fernando’nun rakibine ceza alanı içinde yaptığı bir hareket hakemin de VAR’ın da gözünden kaçtı. En azından incelenebilirdi.

Onyekuru’nun attığı ilk gol VAR’a gerek kalmayacak kadar temizdi. Ancak penaltı için aynı şeyi söylemek biraz zor gibi.

Sivassporlu oyuncu topa vurduktan sonra Belhande’nin ayağına müdahale etti gibi geldi bana. Ancak bunların hiç biri Galatasaray’ın kazanmasına gölge düşüremez.

Sarı kırmızılı takım iyi futbolu ile hak ederek kazandı.

Levent Şahin’i kutlarım (Metin Tükenmez)
Galatasaray’ın attığı hiçbir golde abartılı sevinç gösterisi yapmayan sadece takımını alkışlayan teknik sorumlu Levent Şahin’i örnek ve sportmen davranışı için kutlarım.




















