Aşkın kanıtı 7 numara!
05 Kasım 2016, Cumartesi 14:54Güncelleme Tarihi:

Bir dönem Galatasaraylı futbolcu Sercan Yıldırım’la aşk yaşayan Tuvana Türkay, bu sefer gönlünü Fenerbahçeli futbolcu Alper Potuk’a kaptırdı.

Önceki akşam sevgilisinin Fenerbahçe formasıyla Manchester United karşısına çıktığı maçı Şükrü Saracoğlu Stadyumu tribünlerinde izleyen Tuvana Türkay objektiflere takıldı.

Türkay’ın, maçı Alper Potuk’un 7 numaralı formasıyla izlemesi aşkın ispatı oldu.

Oyuncu Tuvana Türkay, bu yıl leyleği havada gördü. Güney Afrika seyahatinin hemen ardından Bangkok’a giden Türkay, bir boğa yılanına sarılıp öperken fotoğraflarını paylaşınca takipçilerinin yüreği ağzına geldi.

‘Oyunbozan’ dizisinde ‘Ece’ karakterini canlandıran Tuvana Türkay, Younow’dan yayınlanan ‘Hadi Be’ programına konuk oldu. Türkay, “İnandığım rol için her şeyi yaparım. 20 kilo alabilirim ya da saçlarımı da hiç düşünmeden kazıtabilirim. Bu benim mesleğim. Oyuncunun bedeni kiralıktır dedi. “Fazla kıskanç bir kadınım. Bunu törpülemem gerekiyor diyen oyuncu “Evlilik düşünüyor musunuz? sorusunu ise “ Bu düşünülecek şey değil. Dünyaya geliş amacımız çocuk sahibi olmakdiye yanıtladı.

Somuncu Baba-Aşkın Sırrı filminde sağır ve dilsiz rolündeki Tuvana Türkay “Bu rol beni zorladı ama öyle herkesin oynadığı tarzda sağır ve dilsiz bir kızdan bahsetmiyorum diyor.

Etrafımızda her an yeni şeyler yaşanıyor. Hep bir şeyler için dua etme halindeyiz. Her insan içinde, her şeyle ilgili bir çıkış noktası arar. Bu yüzden benim ilgim kendimi dinlemkle başladı. Bu yüzden hayatımda yapabileceğim en güzel mesleği yapıyorum. Oyuncuyken aradığım her şeyi bulabildiğimi fark ettim. Oyuncuyum ve her şey olabilirim. Her gün başka bir insan olmaya çalışıyorum. Bir gün bu hayatta olmayacağım düşüncesiyle hareket ediyorum. Maneviyatımla yaşıyorum.

Sizce iyi insan olmaya çalışmak diye bir şey var mı?
Hayır öyle bir şey yok. Buna inanmıyorum. İyi insan zaten içinde kötülük barındırmayandır. Bu yüzden ben nasıl iyi olunurun cevabını değil, nası daha faydalı biri olabilirimin cevabını arıyorum.

Somuncu Baba-Aşkın Sırrı nasıl bir film oldu?
Tasavvufla ilgili filmlere hasret duyan kişiler için alışılmışın dışında yapılmış bir film. Türünün tek örneği diyebilirim. Bir dönem filmi olduğu için herkesin daha çok ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Konusu ve karakterleri ağır, izleyenleri inanılmaz titizlikle çalışılmış bir film bekliyor. Bu gözlerini kapattıktan sonra görmeyi becerebilenlerin filmi olacak. Dünya standartlarında bir iş ortaya çıkardık.

Filmde sağır ve dilsiz birini mi oynuyorsunuz?
Aslında sürpriz bir karakter benimki. Ama evet sağır ve dilsiz bir karakter olan Necmiye’yi canlandırıyorum. Fakat öyle herkesin oynadığı tarzda bir sağır ve dilsiz bir kızdan bahsetmiyorum. Daha farklı bir rol benimki.

Sağır ve dilsizi birini oynamak sizi zorladı mı?
Her karakterimi ortaya çıkartırken çok zorlanırım ama bu rolde ekstra zorlandım. Sağır ve dilsiz, konuşamayan birini oynamak duygularını bakışlarınla vermek zor. Kendimi yönetmenimiz Kurşat Kızbaz’ın eline bıraktım. Ağlama sahneleri üzerine çok çalıştık Bir senelik hazırlık sürecim oldu. Birçok dinle alakalı dönem filmi izledim.

Aşkın sırrını bulmakla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Aşkla yaşarım. Her şeye aşığım. Yaptıklarımı aşkla yaparım. Dünyevi veya ilahi aşk diye bir şey yok aslında kişinin aradığı aşk karşısındaki kişide bulduğu tekliktir. Birini kendine katıp, iki kişinin bütünlüğünden ortaya çıkan hiç olma duygusuyla sevmekten bahsediyorum.

Ne kadar tutkulu konuşuyorsunuz...
Çünkü hayata karşı tutkulu olduğum şeyler var. Müzik ve mesleğim en büyük tutkum zaten olmasa bu işi yapmam. Ama maalesef çevremde oyunculuk yapan ama aslında mesleğine hiç tutkusu olmayan bir sürü arkadaşım var.

Sette yaşanan kavgalar gündemde buna ne diyorsunuz?
Bizimki yerine göre egoların devreye girdiği, veya egolarını törpülemen gereken bir iş. Oyunculuk yüksek ego işi. Egon yoksa bu işi yapamazsın. Kendini sevmeyen biri oyuncu olamaz. Setlerde hoş olmayan şeyler yaşanıyor. Ama bu insanların birbirini sevmeleri gereken bir iş değil. Ama saygı gösterilmek zorunda. Eğer saygısızlık yaşanıyorsa bunu yapım şirketi halletmeli. Şahsi olarak benim bir meselem varsa gidip konuşup sebebini anlamaya çalışırım. Ama olmuyorsa da zorlamam. Mesela benim iki sene boyunca hiç konuşmadan iş yaptığım arkadaşım oldu. Konuşmamıza gerek yok herkesin kendine göre çalışma metodu var diye düşünüyorum. Son bir sette yaşanan kavgayı duyduğumda üzüldüm. Eğer söylenenler doğruysa iki taraf içinde üzücü bir durum.







