Fanatik yazarlarının Galatasaray - Beşiktaş maçı yorumları
Yarışın psikolojisi (Mehmet Demirkol)
Şenol Güneş bir seçim yaptı. Normalde yapmadığı türden bir seçimdi bu. Galatasaray’ın topa sahip olma niyetini baştan kabul etti. Savunma ataklarıyla Galatasaray’ın 1. bölgesinde rakibini anlık baskınlarla bozup gol bulmayı hedefledi.
Bunun örneklerini mükemmel olmasa da gösterseler de bundan bir sonuç çıkaramadılar. Bunun sonucunda Galatasaray neredeyse en sıradan iç saha oyunlarından birini oynayarak, ligin en kritik maçlarından birinden sezonun en rahat galibiyetlerinden birini çıkardı.
Şenol Güneş’i, bu normalde yapmayacağı seçime iten sebep neydi diye düşünmek lazım. Muhtemelen son haftalarda skoru aldığı ama oyunu alamadığı maçların etkisiyle bu kararı verdi. Ancak ilk yarının sonunda Galatasaray’ın kusursuz bir şekilde geliştirdiği akının sonunda yeni bir plan üretemedi.
Galatasaray sakin kalarak, kendi standardını bile bulmadan rahatlıkla kazandı hem maçı hem oyunu. Bazen bir taraf hamle yapmadan diğeri çuvalladığı için kazanır. Terim’in Donk-Fernando seçimi ve yarışın psikolojisini iyi yönetmesi maçı kazanması için yeterli oldu.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Ligin en kritik maçına beklenmedik bir planla mı çıkarsınız? En deneyimli oyuncularınızdan bazılarını kenarda bırakarak, yıl boyunca uyguladığınız plandan çıkarak mı? Ya da elinizdeki en iyi kadroyla en başarılı olduğunuz planla mı? Şenol Güneş ilkiyle denedi. Hiç olmadı.
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Taça hangi sebeple olursa olsun koşan ve Feghouli’yle verkaçı sonrasında Fernando’yu asist pozisyonunda buluşturan Diagne. Kilitlenmiş oyunu o çözdü. İşi çözen adama bu ödülü vermek lazım.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Galatasaray santrforunun rakip alanda kullandığı bir taç atışı sonucunda mükemmel bir akıcılıkla geliştirdiği akının sonucunda buldu oyunun akışını değiştiren golü. Santrfor taçı kullandı çapa asisti yaptı. Ve Onyekuru golü buldu.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Terim bu ligin psikolojisini yöneten adam. Hiç kuşkusuz. Doğru yere doğru baskıyı öyle ya da böyle kuruyor ve istediğini alıyor.
Hangisi daha kötüydü? (Ali Ece)
Necip ilk yarıda kötü oynamadı ancak Beşiktaş’ın kolektif açıdan daha iyi oynamasını da sağlayan bir tercih olmadı. Şenol Güneş’in 3 defansif merkez orta sahalı planı sadece 5 ile 10. dakikalar arası Galatasaray savunmasına yapılan tam saha preste top kapılmasında işe yaradı.
İlk yarının kalanında ise bu A planı Beşiktaş aleyhine oldu: Beşiktaş çok az top yapabilirken etkili kontratağa da çıkamadı.
Onyekuru’nun gol pozisyonunda saha içindeki hakemler topun kimden çıktığını net göremedi. VAR masasındakiler bu tip kararlara neden karışmıyor?
Beşiktaş oyuncularının çoğu geri koşmak yerine itiraz edince Onyekuru boş kaleye attı. Hakemlerin kararı yanlış olsa bile Beşiktaş forması giyenler önce geri koşup sonra itiraz etseler daha doğrusunu yaparlardı!
İkinci golde de Beşiktaş savunmasının neden yeteri kadar uyanık olmadığını anlamak zor. Adriano sol beke girene kadar sol açık beke gelmeliydi!
Bülent Yıldırım zaten iyi bir hakem değil orası kesin, ancak Beşiktaş savunması daha uyanık olmalıydı.
Gecenin sorusu (Ali Ece)
Beşiktaş’ın A planı galibiyet serisindeki gibi olsaydı, puan alma ihtimali daha fazla olmaz mıydı?
Maçın starı (Ali Ece)
Muslera bir derbide daha istikrarlı kalitesini sergiledi, az kurtardı ama kritik anlamda öz kurtardı.
Maçın olayı (Ali Ece)
Bülent Yıldırım maça atandığı anda Twitter’a her iki takım taraftarlarının da yazdıklarına bakın, hangisi haksız?
Kısa mesaj (Ali Ece)
Hakemlerin konsantrasyonu kötü, Beşiktaş takım savunmasının konsantrasyonu daha kötüydü.
Aslan maçı kolay aldı (Erman Özgür)
Beşiktaş, Galatasaray’ın yapabileceği baskıyı ilk yarım saatte 3 defansif orta saha seçimi ile kırmasına rağmen sonrasında Aslan’ın Feghouli üzerinden kazandığı dönen toplarla pozisyonlar gelmeye başladı.
Onyekuru’nun yakaladığı fırsatlara da Karius ve savunma çabuk müdahale etti. Ancak yaşanan taç kargaşasında Feghouli- Fernando-Onyekuru üçlüsünün çabuk atağında golü buldular. Beşiktaş’ın tempoyu düşük tutarak ya da iyi savunarak derbiyi kazanırım sevdası 45 dakika sürdü.
Amatör takım gibi! (Erman Özgür)
Süper Lig’in en formda santrforu ve 10 numarası elinde olmasına rağmen Şenol Güneş’in 11 tercihi geri tepti. Beşiktaş soyunma odasından oyuncu değişikliği ile değil diziliş değişikliği ile döndü.
Daha çok topa hakim olmaya başlamasına rağmen oyuncu değişikliği esnasında amatör bir takım gibi atılan taçta herkes birbirine bakarken Diagne ilk gol de olduğu gibi çabuk davranıp Fernando’ya 2. golü attırdı. Galatasaray oyun olarak olmasa da skoru kolayca aldı.
Gecenin sorusu (Erman Özgür)
Galatasaray için galibiyetin anlamı nedir? Açıkçası Galatasaray’ın kalan 3 maçında da bu derbinin etkisini devam ettirerek şampiyonluğu göğüsleyeceğini düşünüyorum.
Maçın starı (Erman Özgür)
Fernando 1 gol 1 asistlik performansı ile maçı çözen oyuncu olurken, orta sahada Donk ile geçtiğimiz sezonki gibi derbi çözen performanslarına bir yenisini eklemiş oldu.
Maçın olayı (Erman Özgür)
İlki, Şenol Güneş’in 6 maç seri yakaladığı tarzdan vazgeçerek ilk 11 tercihi ile kümede kalmaya çalışan bir takım oyunu oynaması. İkincisi ise yenen 2. gol de Beşiktaş’lı oyuncuların yaşadığı kim nerede oynuyor karmaşası.
Kısa mesaj (Erman Özgür)
Galatasaray'ın sezon sonuna gelindiğinde iç sahada oynadığı derbilerdeki kazanma alışkanlığı devam ediyor.
İki taç atışıyla maç kaybetmek (Cem Dizdar)
Orta sahayı Necip’le sertleştiren Beşiktaş, hücumdan taviz vermiş görünse de savunmayı sağlama alma garantisiyle sahada. İlk yarının gidişatına göre Şenol Güneş’in kararı yanlış da görünmedi.
Galatasaray’ın ilk yirmi dakikadaki agresif tarzını baskılayıp durumu dengeye getirmiş olsalar da taç atışına itiraz ederken golü yediler. Ve ikincisi de taç atışından geldi.
Peki mesele nedir? Futbol kurallarının bilinmemesi ve olayın ciddiye alınmaması!
Galatasaray sakin kalıp fırsatları doğru kullanarak ciddi pozisyona girmeden maçı 2-0’a getirdi. Devamı Beşiktaş’ın agresif tarzının getireceği olanakları gözlemekti. Onu yapmak yerine beklediler.
Diagne’nin etkisizliği, Burak’ın etkisizliği geri kalanların etkisizliği...
Galatasaray, şampiyonluk yolunda en zorlu rakiplerinden birini dengeli oyun kurgusuyla aşmayı başardı. Ve böylece bundan sonrasını ellerine aldı.
Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Sanıldı ki, VAR gelecek dertler bitecek. VAR taç ve kornere karışmıyor. O zaman sonuca doğrudan etki etmiyor mu?
Belhanda’nın korner bayrağını tekmelesine de karışmadığına göre videonun ‘yardımcı’lığı adaleti ne kadar sağlıyor?
Maçın starı (Cem Dizdar)
Sahada özel birini göremedim. Oyuncular kendi ortalamasındaydı. Stadyuma giden 51.578 kişi bu maçın kahramanı değilse başkası değildir.
Maçın olayı (Cem Dizdar)
Beşiktaş’ın sakatlanan Gökhan’ı değiştirmeyip Adriano değişikliğe gittiği anda ikinci golü yemiş olması. Üstelik golü bir taç atışının ardından ‘uykudayken’ gelmiş olması.
Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Takımını sahaya yine on bir yabancıyla süren Fatih Terim sakin, temkinli düzeniyle yeni bir şampiyonluğa gidiyor gibi...
Kariyerine yakışmadı (Deniz Çoban)
Galatasaray’ın ilk golünden önce verilen taç kararı hatalıydı. Maçın devamında da gösterdiği kartlarda standardı yakalayamayan Bülent Yıldırım, kariyerine yakışmayan performans sergiledi.
Dün oynanan maçta hakem performansı vasatı aşamadı. Maçın hakemi Bülent Yıldırım irili ufaklı hatalara imza attı.
Diagne’nin ofsayt nedeniyle iptal edilen golü doğruydu. Ancak maçın en çok konuşulan anı Galatasaray’ın ilk golünden önce verilen taç kararıydı. Mariano’nun vuruşunda top Caner’e temas etmemiş görünüyor. Taç hatalı verilmiş. Devamının gol olması büyük şanssızlık.
Özellikle ilk yarıda çalınan düdükler ve gösterdiği kartlarda standardı yakalayamadı.
Kart ve faul hataları oyuncular üzerinde güven kaybı yarattı. Kart gösterecek gibi elini cebine götürüp, sonradan vazgeçmesi Yıldırım’ın kariyerine yakışmadı.
Sarı kartları çıkartmadı (Deniz Çoban)
12’de Necip’in Donk’a herhangi bir teması yoktu.
23’te Belhanda’nın Burak’ın ayağına bastığı pozisyonda, Nagatomo’nun Lens ile girdiği kafa topu mücadelesinde, Lens’in yüzüne Nagotomo’nun elinin geldiği müdahalede, 45+5’te Luyindama’nın Atiba’nın yüzüne temas eden dirseğinde sarı kartlarını çıkartmadı.
Galatasaray ’ın 2. golü sonrası gol sevinci sırasında, korner bayrağına sırasıyla tekme atan; Diagne, Onyekuru, Belhanda’dan en az birinin sarı kart görmesi gerekirdi.
37’de Caner’in gördüğü sarı karta gerek yoktu.
Kullandığı diğer sarı kartlarında haklıydı.
Tork farkı... (Oğuz Dizer)
Motor ‘beygir’ gücüyle, tork değerlerini birbirine karıştırmamak lazım. ‘Tork’ aslında, motordan yürüme aksamına iletilen itme kuvvetidir. Yüksek değerler ihtiva eden beygir sayısı ve motor gücü, beklenen sonuca varılacağı anlamına gelmez.
Torku yüksek otomobiller ara hızlanmalar ve tırmanma gibi itme gücünün önem kazandığı yerlerde, patlar ve gider. Arkasında kalanlar da, bakar kalır!
Beşiktaş beygir gücüne, Galatasaray ise tork değerlerine önem vermişti. Yön değiştirme, viraj emniyeti, zemine sağlam tutunma ve diagonal hamlelerle, Sarı-Kırmızılılar sonucu ve galibiyeti hak etti.
Terim’in çok kritik bir derbi gecesinde, 90 dakikayı böylesi sakin bir ruh haliyle geçirmesi ve takımına da belletmesi, daha önce de tanık olunan ‘zafere doğru’ proje hamleleri neticesi ve 22. gala provası gecesiydi.
Aslanlar’a hoş geldin, safa geldin liderlik...
Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Beşiktaşlı futbolcular; pozisyon ne olursa olsun hakem kanaatine göre, müsabakanın devam etmesi gereğinden habersiz mi?
Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Top Caner’in ayağından sekti. Bu pozisyonda Caner itiraz peşine düşünce arkadaşlarının da rakiplerinin peşine düşüp gereğini yapmasına mani oldu ve Galatasaray golü geldi.
Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
Futbol dünyamızda, sporcuların öncelikle kuralları öğrenip, riayet etmesi şart. Lüzumsuz çenebazlıklarla kulüplerinizin başarı yolunu da kesiyorsunuz bilgisizlik, dikkatsizlik, görgüsüzlük ve cehaletinizle!
Zirve Sarı-Kırmızı (Metin Karabaş)
Şampiyonluk yarışını yakından ilgilendiren maçta Galatasaray, Beşiktaş’ı konuk etti. Sarı-Kırmızlılar’da Fatih Terim, Ndiaye’yi tribüne gönderirken, Siyah-Beyazlılar’da Şenol Güneş, Necip’e formayı vererek sürprize imza attı.
Aslan baskıyı kurdu (Metin Karabaş)
Maça iyi başlayan Galatasaray, rakibini kendi savunmasında tutmayı başardı. Terim’in takımı kanatlardan baskı yaparken, bu bölümde Beşiktaş savunması sağlam durdu. On beşinci dakikadan sonra Güneş’in ekibi dengeyi kurup, daha fazla ileri çıktı.
Fernando müsait pozisyondaki Onyekuru’ya pasını verdi. Başarılı oyuncu bu kez affetmedi ve takımını öne geçirdi: 1-0. Bu gol ilk yarının da skoru oldu.
Beşiktaş bu golden sonra risk almaya başladı. 62. dakikada Ljajic ön direkte dokundu, Muslera son anda topu kornere çıkarttı. 82’de ise Lens içerideki Burak’a oynadı.
Golcü oyuncu bekletmeden vurdu, Muslera son anda topu kontrol etti. Şenol güneş hücum silahlarının hepsini sahaya sürse de skoru değiştiremedi. Galatasaray kalan sürede hata yapmadı ve rakibini 2-0 yenerek, liderlik koltuğuna oturdu.