Fanatik yazarlarının Fenerbahçe - Göztepe maçı yorumları
Aktif pas oyunu ile bitirdiler (Mehmet Demirkol)
Delicesine, göstermelik bir presle enerji sarfiyatı yapmak yerine iyi yayıldılar. Boş alan bırakmadan rakibe yakın durdular. Topu alınca da genişlediler.
Göztepe’nin Serdar Gürler’i kullandığı sağ kanada dönmesini engellediler. Kalabalık tuttukları kendi sağ kanatlarına yönlendirdiler. Ekici, Dirar ve Isla ile yıpratıcı bir pas trafiği kurdular.
Bir diğer fark ise Benzia’nın ilk kez vasata yakın bir oyun oynamasıydı. Topa değil etrafına baktı. Tek pas oynamayı başardı. Her seferinde en doğru pası vermedi belki ama yanlışları azdı.
İkinci yarıda Yasin’in de oyuna girişiyle Göztepe rakibin hakimiyetini aynı yolla pas yaparak kırdı. Ama eksik kalışları yapabileceklerini sınırladı. 2-0 ise moral törpüledi.
Tolgay ve Moses’ın oyuna girişleriyse Fenerbahçe’ye kontra şansını da tanıdı. Maçı da böyle bitirdiler.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Sadık iyi mi? Çok sert bir faule maruz kaldı ve açıkçası yerden kalkamayacak zannettim. Bir kırıktan korktum herkes gibi. Ayağa kalktı ama oyunu tamamlayamadı. Umarım yükselen sağlam performansı sekteye uğramaz.
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Sezon başından bu yana oynadıkları standartlara bakarsanız göreceli olarak bütün oyuncular için yıldız performansı sergiledi denebilir. Böyle olunca da Ersun Yanal uygulanabilir bir oyun bulduğu için alkışı ediyor. Eğer illa bir oyuncu seçmek gerekirse bu oyuncu tartışmasız Isla. Topal’ın şahane pasına verdiği tepki maçta yaptığı tek şey değildi.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Moses Fenerbahçe’ye hem kontra oynama hem de dikine oyun tehdidi şansı veriyor. Ancak bundan önemlisi Fenerbahçe’nin oyunu manalı pas üzerine kuruşu. 4 pasta bir mutlak ileri oynama niyetinde, Isla’yı sürekli oyuna sokan bir oyun. Bunu ikinci yarıda istedikleri seviyede yapamadılarsa da dağılmadılar da. Gidecekleri yol belli.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Çılgınca bir pres değil. Bu takıma uyan belli ki dünkü aktif pas oyunu. 2 hafta önce 208 isabetli pas yapmışlardı. Geçen hafta 422 dün ise %86 isabetle 501 olumlu pas yaptılar.
Isla’nın bindirmesi, Soldado ve Ayew’in dokunuşları skoru çabuk getirdi. Benzia, Ekici gibi oyuncuların arkadaşlarını organize ederken topla çok fazla oynamamaları da oyunun coşkusunu artırdı. Eksik kalan tek ayrıntı daha fazla gol bulunamamasıydı.
Göztepe tarafındaysa yenilen baskıya karşılık verilememesi çabuk oyuncuların topu önde tutma konusunda iyi olmaması ile doğru orantılı olunca devrede Yasin hamlesi geldi. Ancak Jerome devrenin başında öyle bir tekme atıp kendini attırdı ki Fenerbahçe için maç daha daha kolay hale geldi.
Fakat tempo ilk yarıdaki tempo olmayınca Ersun hoca, Tolgay, Jailson ve Moses’la dokunup maçı garantiye aldığı golü hamle oyuncularının organizasyonu ile buldu.
Sonuçta Fenerbahçe maça çok iyi başladı, rakibine çok şans tanımadı ve hem 11 hem de kulübedeki hamleleri ile maçı hakederek kazanmayı başardı.
Gecenin sorusu (Erman Özgür)
Seri gelir mi? Kazanma alışkanlığı, forma rekabeti ile birlikte çok daha kolay kazanılabilir. Fenerbahçe’nin görüntüsü seri yakalayabilecek kadar istekli bir oyuncu grubu olduğunu hissettirdi.
Maçın starı (Erman Özgür)
Ersun Yanal’ın oyun anlayışında en fazla fark yaratan olan ayrıntı beklerdir. Isla, Ersun hocanın istediği bek profiline bürünmüş, müthiş iştahlı ve coşkulu bir maç oynayarak maçın yıldızıydı.
Maçın olayı (Erman Özgür)
İki hafta önce Bursa maçında 50’den sonra oyundan düşen Fenerbahçe’nin Göztepe maçındaki tempolu oyunu bana göre gecenin olayıydı. Pozisyon sayısı anlamında da mücadele olarak da baskın bir Fenerbahçe vardı.
Kısa mesaj (Erman Özgür)
Moses'ın Fenerbahçe’nin 11’e girmesi çok uzun sürmez. Gol atmasına rağmen Ayew’den çok daha faydalı olabilir
Hızlı ve kaliteli (Serkan Akcan)
Fenerbahçe bu sezonun en iyi futbolunu oynayarak Göztepe’yi yendi. Fenerbahçe iyi bir hazırlık dönemi geçirdi, doğru transferler yaptı ve bunların karşılığını almaya başlıyor. İlk yarım saatteki iştah maçı 3-0’a getirebilirdi ama bilinçaltındaki kötü yaşanmışlıklar, Moses oyuna girene kadar fişin çekilmesini engelledi.
Fenerbahçe, Göztepe’nin 10 kişi kalmasını tam anlamlıyla avantaja çevirememişken Nijeryalı senaryoyu değiştirdi. Moses sahadaki tüm meslektaşlarından daha diri ve hızlıydı. Araması, sürekli kaleye gitmesi ve şutu zorlaması Ersun Yanal’ın yüzünü fazlasıyla güldürür.
Ayew de gole yakın bir oyuncu, ilk yarıda maçı 3-0’a taşıyabilirdi. Dirar bu kadar iyi, Moses böyle hızlıyken Ayew’in sahada kalabilmesi için skor yapması şart.
Yoksa iyi bir hamle oyuncusu olmayı kabul edecek. Yanal, İsla’yı istediği kıvama getirmiş. İsmail dün gece iyiydi ama Yanal kafayı Caner’i bulmaya takarsa önünde Ayew gibi bir seçenek duruyor!
Gecenin sorusu (Serkan Akcan)
Jerome’un Sadık’a arkadan basması faulün ötesinde... Resmen yaralamaya teşebbüs etti! Bir futbolcu, meslektaşına karşı nasıl bu kadar gaddar olabilir?
Maçın starı (Serkan Akcan)
İsla; rakip arkasına öldürücü koşular, isabetli paslar ve oyun zekasıyla tam ‘Ersun Yanal beki’ kıvamındaydı. Dirar da onu destekledi.
Maçın olayı (Serkan Akcan)
Moses’ın oyuna girmesi. Nijeryalı girdikten sonra Fenerbahçe, Göztepe’nin 10 kişi kaldığını hatırladı, ritmi artırdı ve fişi çekti.
Kısa mesaj (Serkan Akcan)
Fenerbahçe’nin yedek kulübesi uzun zaman sonra ilk kez bu kadar derin ve kaliteliydi. Skrtel ve Zajc da geldiğinde Yanal’ın eli hayli kuvvetlenecek.
Arslanboğa'dan doğru kararlar (Deniz Çoban)
Ufak tefek faul hataları dışında doğru düdükler çaldı. Oyunun kontrolünü elinde tuttu ve VAR’a yaslanmadan kendi kararlarını verdi. 33’te Benzia-Castro mücadelesinde, sarı kart yeterliydi. Kırmızı kartı gerektirecek yoğunlukta, acımasız bir müdahale yoktu.
İkisi de penaltı değil (Deniz Çoban)
50’de Jerome’nin gördüğü kart değil de alacağı cezanın miktarı tartışma konusu olur. Rakibin futbol hayatını bitirebilecek bir müdahale vardı. Son dakikalarda Göztepe’nin Yasin’le penaltı beklediği pozisyonda bence faul yok.
Köybaşı ile Yasin yanyana ve futbol oyununun doğasında olan bir ikili mücadele olarak görüyorum. Hemen sonrasında Reis’in eline gelen topta da penaltı yoktu. Top Beto’dan kısa mesafeden gelerek, Reis’in eline çarpıyor.
Önemli duyuru: Fenerbahçe düzeldi (Mehmet Ali Sabuncu)
Yenileri yanında oturtan Ersun Yanal, cezalı Hasan yerine İsmail’i sahaya sürüp Malatya kadrosuyla karşıladı Göztepe’yi... İzmir’in köklü ekibi muhteşem taraftarıyla Kadıköy’deydi.
1. dakikada Jerome ve Ayew’in karşılıklı gol kaçırmaları maçı heyecanlı başlattı. 7’de Fenerbahçe kanatları işletince gol kendiliğinden geldi, Isla sağdan kesti, Soldado vurdu, uzak direkte Ayew dokundu ve ağlara gitti: 1-0.
13’te Soldado süratle Göztepe alanına şutladı, üst direk golü çıkardı! 28’de Serdar’dan kale önünde topu söken Sadık taraftardan alkış aldı.
Müthiş organizasyon (Mehmet Ali Sabuncu)
45’te Ekici’nin kullandığı serbest vuruşta kale önünde arka arkaya Ayew, Sadık ve Topal vuramadı. Serdar’ın frikiğinde kalede kaptan Volkan uçtu topu aldı. Devre bu sonuçla bitti.
49’da bol pas atak getirdi, Isla sağdan kesti, kale önünde Ayew kaçırdı, bir dakika sonra Jarome’nin Sadık’a arkadan faulü kırmızı görmesine neden oldu. 73’te Moses- Jailson organizasyonunda yeni transferin şık golü; durumu 2-0 yaptı.
Artık endişe yok (Mehmet Ali Sabuncu)
80’de kale önünde Soldado müsait pozisyonda golü kaçırdı, protesto yerine alkış kopan Kadıköy’deki endişe mantığının değiştiğinin kanıtıydı. Maç bu skorla bitti.
Ersun Yanal’lı Fenerbahçe üst üste 2. galibiyetini alarak ligde tırmanışa geçti, özgüven geldi, futbol düzeldi, panik bitti, giden tek şey Sadık’dı; sakatlandı, çıktı. Göztepe mağlubiyet serisini 3 maça çıkardı, o büyük taraftarını üzmeye devam etti, futbolu da maç içinde parlak değildi.
Fenerbahçe koşu temposuna presi de ekliyor… (Metin Tükenmez)
Ersun Yanal’ın göreve gelmesiyle koşuya dayalı oyunu belli bir noktaya getiren Fenerbahçe bu uğraşının üstüne presi de eklemeye çalışıyor. Yanal öncesine kendi belirlediği bir alanın dışına çıkmayan Ayew zaman zaman 60-70 metre rakibini kovalayarak takımının koşuya dayalı oyununa katkı yaptı.
Ancak Ayew alışık olmadığı bu oyun düzenine 60 dakika dayanabildi. Yorgunluktan kaynaklanan top kayıpları sonucu Ersun Hoca tarafından dışarı alındı. Geçen haftanın vasat oyuncusu Benzia bile forma giymenin yolunun önce koşmaktan geçtiğini anlamış durumda. Ne var ki onun durumu da Ayew’e benzer…
Geçen hafta oynanan Malatyaspor karşılaşmasındaki oyuna ek olarak bir de ataklara hızlı çıkan bir Fenerbahçe izledik. Özellikle ilk yarıda bu oyun anlayışı belirgindi. Kendi alanını ya paslarla ya da topa sahip olan oyuncunun hızlı top sürerek üçüncü bölgeye doğru hızlanmasıyla şut pozisyonları yaratıldı.
Rakip savunma çabuk toparlandığında kanatlarda üçgenler kurularak atakların ortayla bitirilmesi amaçlandı. Özellikle sağ taraf organizasyonları çok başarılıydı. Diar, Isla ve Mehmet Ekici’nin sağ tarafta kurdukları kısa paslı üçgenler Soldado-Ayew karışımı bir golün oluşmasının da nedeniydi.
Göztepe’nin ikinci yarının başında on kişi kalmasından sonra gelen rahatlık temponun düşmesine de neden oldu. Bunu gören Ersun Yanal oyuna Moses ve Beşiktaş’tan transfer edilen Tolgay Arslan’ı alarak maçın temposunu tekrar yukarı çekti. Bu kez Moses’in sürat ve temposu ile fark ikiye çıktı. Moses forvet hattındaki kaliteyi yukarı çekecek önemli bir futbolcu.
Tolgay oyuna girdiğinde buluştuğu ilk topu kaybetti. Ancak bu kaybı direk bir pas vermek ve rakibi oyundan düşürmek için yaptı. Ülkemizdeki çoğu orta alan oyuncuları gibi yan pas kolaylığına kaçmıyor. Fenerbahçe’ye pas kalitesiyle yararlı olacak bir oyuncudur.
Sadık Çiftpınar konusunda kuşkularımı bir türlü gideremiyorum. İlk yarıda Göztepe’nın kullandığı tek duran topta rakibin arkasında kalarak çok önemli bir hata yaptı. Aynı geçen hafta Malatyasporlu Mina’nın attığı kafa golünde Neustedtar’ın yaptığı hata gibi.
Ancak rakip golü atamayınca dikkatlerden kaçtı. Gönülden oynaması taraftarların hoşuna gidiyor ama daha üst aşama hedeflere yönelecek Fenerbahçe için düşünülür mü? Şimdilik karar vermek zor. Gelişimini bekleyip göreceğiz…
Fenerbahçe Geri Döndü! (Haşim Şahin)
Öncelikle 10 kişi kaldıktan sonra ortaya koyduğu mücadele ve isyan adına Göztepe'yi kutlamam gerekir.
Feberbahçe için ise önemli olan kazanmak ve süratle üst sıralara tırmanmaktı. Gerçeği söylemek gerekirse ilk 15 dakikada fırtına estirdi sarı lacivertliler. Tempo yaptı, inanarak ve çoşkuyla mücadele etti, hatırı sayılır şekilde de şut çekti, ancak sadece 1 gol buldu bu bölümde.
Neden? Çünkü Benzia az biraz kıpırdasa da eski görüntüsüne oranla, Mehmet Ekici geçen haftaki performansının kıyısına bile ulaşamadı.
Ayev mi? "İsmi var, cismi yok" dediklerinden maalesef.
Hakemin oyun yorumu da aşağı çekti performansını Fenerbahçe'nin ilk yarıda. Misal, Halil Akbunar'ın iki hamlesinden biri kuraldışıydı. Zaten ancak bu şekilde Dirar'ı durdurabildi çoğunlukla. Açıkçası Suat Aslanboğa dolaylı da olsa himaye etmese daha ilk yarıda kırmızı kartla sahayı terketmek zorunda kalırdı Halil.
Benzia ilk yarıda fena değildi, ama ikinci yarıda aksadı ve oyundan alınırken tirip yapması ise biraz saygısızlık kokuyor bana göre.
Isla ile Dirar ise sağ kanatta uyumun fotoğrafını verdiler bize resmen. Gergef işlediler resmen iki Kuzey Afrikalı bütünleşerek.
Tolgay ve Moses kalite kattılar Fenerbahçe'nin oyununa. Moses sadece gol atmadı, tehtit de oldu rakibe. Soldado, Mehmet Topal, Jailson... Yetenekleri üstdüzeyde olmasa da üçü de saygıyı hakediyor profesyonellikleri ve takım aidiyetleriyle.
Gerçek şu, Sayın Ersun Yanal'la Fenerbahçe giderek genlerine dönüyor, üzerindeki ölü toprağından silkeleniyor, takım olmak yolunda ciddi adımlar atıyor.