Fanatik yazarlarının Beşiktaş-Yeni Malatyaspor maçı yorumları

İki değişiklikten ötesi... (Ali Ece)
Avcı, sezon başındaki kötü başlangıçtan sonra Beşiktaş’ı iyi toparlamıştı. Toparlanışın merkezinde Elneny-Atiba ikilisinin olduğu 4-2-3-1 vardı. Beşiktaş, Elneny çıkana kadar 2. yarıda hücum sürekliliğini tesis edip baskı kurdu. Diaby, Caner, Ljajic üçlüsünün yerleri değiştirilmesine rağmen bir türlü golü bulamadı. Diaby çok aksadı, Caner enerjisini itiraz etmeye harcayınca Mina ve arkadaşlarının kolayca karşıladığı ezber erken ortalar yaptı. Yine de Elneny hem savunma hem de hücumda tüm sahipsiz topları, dönenleri topladığı için oyunun gidişatı Beşiktaş lehineydi.

Ta ki Abdullah hoca büyük bir hata yaparak Elneny yerine Güven’i sokana kadar... Tabii ki kilidi açan değişiklik Sergen Yalçın’dan geldi: Enerjisi azalan Caner’in sol beke kaydırılmasına karşı hamle olarak zinde kuvvet Bifouma’yı sağ öne aldı. Güven’in, Bifouma karşısında ayakta kalamaması, sonrasında da penaltı yaptırması tabii ki eleştirilecek. Ancak bu hataları yapan Güven’i oyuna almak daha büyük hata!

Gecenin sorusu
Elneny neden çıkarıldı? Sakatlanıp çıktıysa yerine neden Güven girdi? Elneny çıkınca Oğuzhan girmeyecekse neden kadroda?

Maçın starı
Vida çok iyi bir performans sergiledi, 51 ve 72’de çok kritik iki müdahalesi var. Guilherme ligin en özel yeteneklerinden birisi. Bifouma, Salah-Mane klasında bir gole imza attı.

Maçın olayı
Yaşar Kemal Uğurlu’nun saçmalıklarıyla ilgili işin şakası kalmadı. İroni yapmak adına ona “Orhan Pamuk Uğurlu” demeyeceğim artık. Yaşar Kemal daha da iyi yazar ama Orhan Pamuk, Yaşar Kemal Uğurlu’nun hakemliğiyle karşılaştırınca çok büyük yazar!

Kısa mesaj
Avcı’nın, Elneny-Güven değişikliğindeki büyük hatasının yanı sıra Beşiktaş’ın bir şekilde kenar forvetlerinden daha fazla verim ve skor katkısı alması gerek. N’Koudou olmayınca, kanatlarda kilit açan ofansif aksiyonlar yetersiz kalıyor.

Bu oyunun adı; düzensizlik! (Cem Dizdar)
Maç iki takımiçin de doğrudan rakip ceza alanını hedef alan bir düzende başlamıştı lakin 10. dakikadan sonra pas/denge oyununa geçildi. Ve ilk devre boyunca ciddi gol pozisyonu olmadıysa da top çalma/alan kapatma için ciddi enerji harcandı. Topla daha çok oynayan Beşiktaş ne ortadan ne kenarlardan planlandığı hiçbir şeyi yapamadı. Bu tarz sürdü gitti 69’daki değişikliklere kadar.

Bu dakikadan sonra Beşiktaş ablukası yoğunlaştı ama ne pahasına? Lens, Umut, Güven ile hücum zenginleşmiş gibi görünse de durum gerçekten böyle miydi? Burak sahada ve maç boyu bir iki cılız koşu dışında hiçbir şey yapmadı ve maçı tamamladı. Ceza sahası önüne kümelenen Malatya ise sakin kalarak çözüm için fırsatı kollamaya başladı ve onlardan iki tane buldu.

Girenlerle çıkanlarla bu kadar karmaşıklaştırılan oyunda Beşiktaş’ın düzen tutması mümkün değil. Düşünün yenilen iki golde de Güven Yalçın ceza sahası içinde ve en kritik olumsuz hamleleri yapıyor. Bunun adına dense dense ‘düzensizlik’ denebilir...

Gecenin sorusu
Gündüz maçında Sadık Çiftpınar, akşam maçında Issam Chebake mücadele sırasında yere bastıklarında sakatlandı. Bunun “şanssızlık” değil de doğrudan antrenmanla ilgisi olabilir mi?

Maçın starı
Malatya takım olarak özellikle 60’dan sonra dengeli oynadı. Üç stoper Mina, Hadebe, Vida maçın en iyileriydi. “Maçın adamı kim değil?” diye sorulsa ilk isim hazır; Burak Yılmaz.

Maçın olayı
Rebocho’nun boşaltılmış sol kanattan isabetsiz ortaları ile hakemin verdiği taç kararına itiraz eden Abdullah Avcı’nın sarı kart görmesi... İkisine de ne gerek var?

Kısa mesaj
Beşiktaş kazanıyordu ama nasıl? Bu maçtan sonra kaybetmekten çok “olmayan oyun” üzerine düşünmeleri gerek.

Atamayana attılar (Hakan Can)
Bazen futbola dair her şeyi yapar, kazanamazsın. Dün gece de öyle bir geceydi.
62’de Caner’in enfes ortasına Ljajic kafayı vursa, 75’te Roco, Atiba’nın aşırttığı, 82’de Elneny, Lens’in ortaladığı toplarda, net golleri yapabilseler bugün karamsar çıkan gazeteler tahmin ediyorum Beşiktaş’ı övgüye boğacaktı. Futbolun klasiği işledi, atamayana attılar!

Sergen Yalçın’ın risk alan Beşiktaş savunmasına ceza kesmesi için oyuna aldığı Bifouma adeta bir sihirbaz gibi şapkadan tavşan çıkarttı, enfes golüyle Beşiktaş’ı yıktı.

Beşiktaş 25. dakikadan golü yediği 85’e kadar sezonun en iyi topunu oynadı. Dönen topları kazandı, pas kalitesi önceye göre yüksekti, kanat bekleri hücuma katıldı, pozisyonlar yakaladı, neredeyse hiç pozisyon vermedi. Sonuç kötü olunca bütün bunlar unutulmamalı.

Gecenin sorusu
Elneny çıkmalı mıydı? Savunmaya yardım edecek isim eğer Güven olacaksa Elneny çıkmamalıydı. Avcı oyunu tam manasıyla Rus ruletine çevirdi, aldığı risk çözüm üretmeye yetmedi.

Maçın starı
Bifouma... Avcı riskleri almışken Sergen Yalçın onu süratinden yararlanmak için sahaya almıştı. 22 dakikada enfes bir gol atıp, bir de penaltı kazandırdı.

Maçın olayı
Sergen Yalçın kaybedebilirdi, kazandı. Sağlam savunmasının önüne Robin, Murat ve Donald’la duvar ördü, gol yememeyi ve Bifouma hamlesi ile de golü bulmayı başardı. Maç sonunda, Yalçın’ın senaryosu gerçek oldu.

Kısa mesaj
Caner kart cezasını kupada çekecek belki ama 10 takım arkadaşı daha varken itirazdan kartları hep o görüyor. Bu ne kötü bir alışkanlık, her şeye kart görecek kadar itiraz edilmez.

Uğurlu hata yapmadı (Deniz Çoban)
Dün akşam oynanan maçın son düdüğü çaldığında kaybeden takımın hakemi suçlayacağı bir durum yoktu. Hakemin kararlarında kazanan ya da kaybeden takımı belirleyecek büyük olumsuzluklar olmadı.

Maç genelinde hakemin eleştirileceği en büyük konu; sarı kartlarındaki tutarsızlıklardı. Göstermesi gereken sarı kartların bazılarını göstermezken, gösterilmeyecek bazı sarı kartları da gösterdi.

Caner’e çıkan 2. sarı kartta ve Malatyaspor lehine verilen penaltıda Uğurlu hata yapmadı.