Fanatik yazarlarının Beşiktaş - Genk maçı yorumları
Berbat kadro mühendisliği (Ali Ece)
Genk, ilk yarıda golü atmadan önce tam 9 pas yaptı. Golün asistinde bakarak görerek topu havalandırdılar. Sol bek pozisyonundan başlayan Genk atağı sağ açık pozisyonundan yapılan asist sonucu gol olurken, Beşiktaş forması giyen oyuncular bir kez daha “pres yapıyormuş” gibi yaptılar.
Reaksiyon vermek bir yana Beşiktaş forması giyen oyuncular maç 0-0’mış ve santrforları İlhan Mansız’mış gibi havadan toplar atmaya devam ettiler. Ancak ilk yarıda Beşiktaş’ın santrforu sanki stadın etrafından geçerken kendini yanlışlıkla sahada bulmuş Kanada’lı bir turistti.
Tribünün bir kısmı teknik heyete, başka bir kısmı yönetime serzenişte bulundu. Artık bu kadar yanlış kadro mühendisliğini kim yaptıysa bir zahmet hatasını kabul etsin.
Aynı taraftar Benfica gibi güçlü bir ekip karşısında devre arasına 3-0 yenik giren takımı diriltmişti. O taraftarı müşteriden ibaret görmek bu rezaletin bir numaralı sebebi!
Gecenin sorusu (Ali Ece)
Talisca gittikten sonra Oğuzhan’ın 10’da 8’dekinin yarısı kadar verimli olmadığını herkes farkındayken neden sadece Ljajic ve o da bu kadar geç alındı?
Maçın starı (Ali Ece)
Ndongala, Samanta vs. Belçika kulüpleri o bütçelerle bu oyuncuları kadrosuna katarken bizim kulüpleri yönetenler hayalet ve turist transfer ediyorlar.
Maçın olayı (Ali Ece)
Roco’nun hayalet Casper tarzı sözde stoperliği.
Kısa mesaj (Ali Ece)
Taraftarı müşteriye indirgeyen her yönetim kaybetmeye mahkumdur.
Sorun büyük ve derinleşiyor (Cem Dizdar)
Ülkemizin temel sorunu topu oynatmaktan öte bir yerde. Temel sorun topu oynatacak güce sahip olamamakta! İki gece üst üste izlediğimiz takımlarımızın maçlarında gördük ki, bu skorları almak için bu kadar Euro harcamaya, bu kadar antrenmana gerek yok sanki!
Bu oyun atletizm olmadan, sadece yetenek satın almayla oynanamıyor. Beşiktaş dün ilk devre boyunca rakibini şaşırtacak hiçbir şey yapamadı. İkinci devre bile 2-0 geri düşene kadar benzer biçimde işledi. Peki sorun neredeydi? Bir gün önce yapılan basın toplantısının ‘sorunsuzluk anlatısı’ takıma mı geçmemişti ya da futbolcular futbolu mu unutmuştu?
Yoksa ‘yaş ortalaması’ mı kendini hissettirdi? Veya durumu ‘idari olarak paralize’ olmak açıklar mı bilemiyorum ama Beşiktaş’ı çok zorlu bir sürecin beklediği açıkça ortada. Dahası iyi oynamasa bile oyuncusunu yuhalayan kültürü alt etmeyi başaramayınca ülkede işlerin yoluna koyulması yakın gelecekte mümkün görünmüyor.
Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Hakikaten, kiralık alırken bile birkaç kez düşünülmesi gereken Lens’in bonservisi neden alınır? Ve yabancıların bile fark yaratmakta güçlük çektiği ülkemizde o çok övülen ‘yetenek’li oyuncular kimler ve neredeler?
Maçın starı (Cem Dizdar)
Takım olarak Genk. Her anında oyunu her bir öznesiyle doğru oynayarak ‘Futbol takımı nasıl olmalı’yı gösterdiği için.
Maçın olayı (Cem Dizdar)
Uzun zamandır antrenman fotoğrafları dışında görüntüye çıkmamış Guti Hernandez’in, Şenol Güneş ile pozisyon kritiği yaptığı ekran görüntüsü! Hayırdır inşallah!..
Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Beşiktaş gerek idari gerek teknik yönetim olarak belli ki karışık. Bunu basın toplantıları anlatmıyorsa da sahada olan biteni izleyerek anlayabiliyoruz.
Motivasyon (Orhan Yıldırım)
Şenol Güneş, UEFA’daki en kritik maç öncesi takımın bütün motivasyonunu dağıttı. Başkan Orman’ı, “Ben kur indirimi istemedim” dedirtmek için medya karşısına çıkardı. Güneş’in bu anlamsız ve yersiz suni gündemi takıma olumsuz yansıdı. Avrupa’da geçen yıl tarih yazan Kartal, evinde fark yedi.
Kaleye şutu yok (Orhan Yıldırım)
Beşiktaş’ı bir Avrupa maçında hiç böyle görmedik. İsteksiz, sistemsiz ve çaresiz... Koca ilk yarıda rakip kaleye tek şut atamadı, net pozisyonlar verdi. İkisinde Karius başarılıydı. Üç tehlikeli vuruş da, sıyırıp geçti. 23’te ise, herkesin bakışları ve zincirleme hata golü getirdi. Genk, Samatta’nın golü ile devreyi 1-0 önde kapadı..
Eksikler çok arandı (Orhan Yıldırım)
Pepe, Adriano, Babel ve Ljajiç’in yokluğunda sıkıntı yaşandı. Karius, Medel, Gökhan ve Q7’nin gayretleri yetmedi. Genk; çok koşan, geriden iyi çıkan ekip. Belçika temsilcisi sert futbol ortaya koydu. En önemli özelliği ise oyunu bir anda ters tarafa taşıması oldu. Bu tür toplar, Kartal’a zor anlar yaşattı.
Tam umutlanmışken (Orhan Yıldırım)
İkinci yarı Love hamlesi vardı. Buna rağmen pozisyonları bulan Genk, Samatta ile farkı ikiye çıkardı. Love’un golü ile umutlanan Güneş’in ekibi üç dakikada iki gol yedi. 79’da Ndongala ve 82’de Piotrowski farkı açtı. Love’un 85’deki golü sonucu belirledi: 2-4