Tribün kaybetti takım kazandı

İnönü’de yaşanan tarihi rezaleti gördükten sonra söylenebilecek en iyi şey, ‘bu takımın böyle dostları varsa, düşmana ne gerek’ olacaktır. Taraftarın yarattığı bu ‘utanç tablosunu’ geçelim. Fenerbahçe bile açıklama yapıp olayları kınıma olgunluğunu gösteriyorsa, tribün değil, takım kazanmış demektir.
Yarına bakalım. Her şeye rağmen Kartal’ın önü açık. Demirören ya da ocak ayında gelecek olan yeni yönetimin yapacağı operasyon bunda büyük rol oynayacaktır. Başkandan başlarsak... Çok büyük hataları oldu. İşi profesyonellere bırakmak yerine, hocaya, menacerlere ve yanındaki ‘dalkavuklara’ bıraktı. Oysa Demirören seçim kitapçığında yazdığı her şeyi yerine getiren tek başkandır. Akatlar ve 50 yıl sonra hayata geçirilen Fulya... Bir tek geriye İnönü kaldı. Onun da projesi, finansmanı A’dan Z’ye her şeyi hazır. İzin bekliyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın uğraşlarına rağmen hâlâ ruhsat işi çözülemedi. Oysa devlet TOKİ aracılığı ile Galatasaray’ın stadını yapıyor. O da ayrı bir vaka...
Haberin Devamı ›
Denizli’den devam edelim. İstediği tüm oyuncuları aldırdı. Ama hepsini toplasan yerli-yabancı bir kaliteli adam etmez düzeyde. Oysa aynı kadroya üç tane üst düzey oyuncu olsa, bugün yine zirvedeydi bu takım.
Haberin Devamı ›
Ve oyuncular... Sizden rahatı yok! Daha laf edeni görmedim. Başkan aşağı, yönetim yukarı! Bir tek Rüştü, hiç yakışık olmayan şekilde protesto edildi. Sorumluluk almadınız saha içinde. Ama şunu gördüm ki; Denizli maçından sonra değiştiniz. Bunun için yürekten diyorum ki, Beşiktaş’ı artık kimse durduramaz.
Ancak ara transfer döneminde Tollo, Bobo ve Fink’i gönderip yerlerine süper yıldızlar alabiliyor musun? Bu elbette büyük külfet. Hem gidene hem de gelene vereceksin. Bu da yetmez. Ayrıca takımın başına kimsenin tek kelime edemeyeceği bir de hoca koyacaksın. Ver yanına Gökhan’ı, Sergen’i... Yap menacer Feyyaz’ı... Benzer birkaç atılım daha, uçar gider bu kadro.