Sorumsuzluk!

Şiddet futbolun önüne geçti. Hem de ülkenin kalbi Ankara'da. Başkent'te bunlar yaşanıyorsa, vay haline diğer kentlerin. Tribünler birbirine düşman. Sanki İsrail-Filistin maçı var! Maçtan önce başlayan kavga, küfür, sataşma maça damgasını vuruyor. Yaralanan polisler, taraftarlar, kirlenen futbol ve lig. Böyle bir maçı kim alırsa alsın kazanan olamaz! Spor, centilmenlik, kardeşlik kaybetti. Üç puanın ne önemi var ki!Aslında işin kaynağına bakmak lazım. Yıllardır, "Bir şey olmaz" denilen saha olayları artık içinden çıkılmaz bir hal aldı. Bir de Beşiktaşlı yedek üye Murat Çelik maçtan önce, hem de kulüpten basına açıklama geçiyor. İnsanları kavgaya teşvik ediyor adeta. Neymiş; duyum almış olay çıkacakmış. Ya bu ülkenin güvenlik birimleri, ilgili kurumları yok mu! Butür sorumsuzluklar tribünlere yansıdı işte. Şimdi bunlarla övünün. Oysa iki kulübün başkan ve yönetimi maç öncesi bir araya gelip sağduyu çağrısı yapsa bir şey yaşanmazdı. Sahaya inip elele dolaşmak bu kadar zor mu?.Saha içi de, dışının aynasıydı. Tamam zemin bozuk. Tribünler gergin. Bu kadar mı futbola yansır? Gerçek yerine alınan Delgado sıkı markajda kaldı. Ricardinho, Burak, Nobre ve Bobo bireysel olarak oyuna katıldılar. Beşiktaş'ın derbi zaferi sonrası tek şansı vardı, bu maçı da kazanmak. Aksi takdirde şampiyonluk yarışında devre dışı kalma durumu ortaydı. Tam da maç gidiyor derken, Delgado çıktı ortaya. Arjantinli yıldız, birkaç dakika önce kaçırdığı pozisyon sonrası sıkıntı yaratmıştı. Ancak ikincide affetmedi. Attığı şık gol ile birlikte hem kendini, hem de takımını ipten aldı. Bütün olumsuzluklara rağmen, Başkent’te deplasman fobisini yenen Beşiktaş, yarışa devam dedi. Bu camia adına çok önemliydi. Kartal, İnönü'de Erciyes'i de geçer. Ardından milli maç nedeniyle lige verilecek arayı da iyi değerlendirirse Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı garantiler.