Arama

Popüler aramalar

Barbar miyiz!...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Hani millet olarak batının bize yaptığı benzetmeye çok kızarız. “Barbar Türkler” denmesine haklı olarak tepki veririz, aksini savunuruz hep.
Ancak önceki gün İspanya kampına gittiğimizde, aklımdan ‘acaba’ geçmedi değil. Daha önce benzer olayları İtalya ve Almanya’da yaşamıştık. Önce son Dünya Şampiyonu İtalyanlar’ın, teknik ekip ve oyuncularının kamp yaptığı idmandayız Milano’da. İdman bitimi Dünya Şampiyonu takımın tüm oyuncuları önümüzden geçerken, söylenen her şeyi yaptılar. Burun kıvırmadan, büyük bir saygı ve uygarlık içinde. Ardından Almanya’da Brezilya ile oynadığımız özel maç arifesi. Bu kez de Sambacılar’ın yanındayız. Öyle ya dünyanın starları burada. Çalışma bitiyor. Kenarda inanılmaz görüntüler. Ronaldo, Kaka, Robinho ve bütün isimler ne kadar mütevaziler. Ne kadar samimiler. ‘Hayır’ nedir bilmiyorlar. Ve son olarak önceki gün Madrid’de Del Bosque’nin öğrencileri.. Kamp binasının altında ağırlık salonu. Casillas ve Torres çalışıyorlar. Cama vuruyoruz, bakıyorlar. İşaret ediyoruz ‘gelin’ diye, ellerindeki aletleri bırakıp ilk okul öğrencileri gibi dışarı çıkıp konuşup fotoğraf çektiriyorlar. Üst tarafta da durum farklı değil. Bir kişi hariç Güiza. Onu kendimize benzetmişiz. Kaçarcasına tesislere giriyor. Geri kalan yıldızlar, yerli yabancı gazetecilerin her isteğini harfiyen yerine getiriyor. Sonra taraftarlara imza dağıtıyorlar.
İdman esnasında kenarda bir grup özürlü çocuk hemen çizginin yanındalar. Öyle mutlular ki. Gözlerinde anlatılmaz bir heyecan var. Tribünde çocuklar, gençler bağırıyorlar, kalplerindeki yıldızlara... Anında karşılık alıyorlar. Del Bosque başta olmak üzere teknik ekip kucak açmış herkese. En küçük kibir, hor görme yok. Sanırsınız ki, mahalle takımı, son Avrupa şampiyonu değil. İnsanın inanası gelmiyor, hani yaşayıp görmesek. İspanyol hoca, o kalabalığın arasında Beşiktaş’tan tanığı bizlerin yanına geliyor. Kendini yırtıyor adeta alçak gönüllükte. Eziliyor, acaba bir talepleri olursa geri çeviren olur mu diye..
İşte medeniyet. Saygı, hoşgörü bunlara onlarca kelime daha ekleyebiliriz . Maalesef böyle bir ortamı ne kulüp, ne de milli takım düzeyinde görmedik. Göreceğimiz de yok, sanırım. Elbette ‘barbar’ değiliz. Ama karşılıklı güvensizlik yüzünden bocalıyoruz, utanarak! Bu ortamın yaratılmasında hepimizin payı var. Düzeltelim. Bu arada İspanya kampında bütün bu güzellikler yaşanırken, 30 km ötede bizimkinde kuş uçurtulmuyor!
NOT: Diğer alanlarda olduğu gibi, spor medyasına da yeni bir soluk ve heyecan katan Habertürk’teki meslektaşlarımıza teşekkür edip, başarı diliyoruz. Gecikme için de özür diliyoruz.