Asıl kaybeden kim!

Haberin Devamı ›
İşte Tamer Kıran bu azınlık içinde olanlardan idi. Hem de ilk sıradakilerden. En küçük hesap olmadan sadece ‘hizmet’ için o koltukta oturdu. Öyle fazla şeyler paylaşmasak da, bunları görmemek için kör olmak gerekir. Mevcut yönetimde en çok para veren ikinci isimdi. Başkanlığını yaptığı futbol komitesinde kimse ile ters düşmedi. Aybaba kimi istediyse, başkan ile arasında yastık görevi yapıp alınmasını sağladı. Kalmasını sağlayamasa da, Quaresma konusunda dik durdu. Hani son günlerdeki moda deyim ile; adamın dibi, Beşiktaşlı’nın hası idi.
Malum olay ile zerre kadar işbirliği yok. Kulübe destek için aldığı kombineleri maça gelmek isteyen tanıdıklarına vermiş. Kıran bu olayın önceden haberdarı olsa, o copları kendisi yer, yine de mani olurdu. Bir kumpasa kurban gitti. Ve kişiliğine yakışır açıklama ile görevini bıraktı. Bu dramatik ayrılışta Kıran’dan çok, kulüp zarar gördü. Beşiktaş adına menfaat önderi olan bir yönetici erken veda etti. Umarız bu mecburi ayrılık uzun sürmez. Erdemli davranıp istifa eden Kıran, yeniden kaldığı yerden devam eder..
Bir anı..
Özel sohbet olsa da artık paylaşmanın zamanı geldi. Kıran’ın ağzından tüm samimiyeti ile anlattığını aktaralım. “...İlkokula giden oğlum ders yapıyor. Baktım beni görünce defterin üstüne kapandı, görmeyeyim diye.. Sordum, öğretmeninin köşe yazısı yazmalarını isteyip, konuyu serbest bıraktığını belirtti. Açıp baktım; ‘Quaresma nasıl gönderilir’ diye başlık atmış. Kendince gönderenleri eleştiriyor.. Gülsem mi, kızsam mı bilemedim. Başka bir konu yaz dediysem de dinletemedim. Yazının tamamını da sonradan okumadım. Ama öğretmeninden tam puan aldığını öğrendim...”