MENÜ

30 Ağustos 2005

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

‘Büyük Taarruz’un yıldönümü yüce ulusumuza kutlu, gaflet ve hıyanetle bezenmişlere de ders olsun. Milli bayramlarımızı çok severim. Hele hele Ay-Yıldızlı bayrağımızla adeta gelincik tarlasına dönüşmüş evler, sokaklar, caddeler. En büyük keyiflerimden biridir, geçmiş zaman zaferlerini solumak, bayraklarımızla bezeli mekanları seyretmek... Bazı üzüntülerim hayır, kızgınlıklarım yok mu? Olmaz mı. Ata yadigarı bayramlarımızı umursamayanlar, bayraklarını asmayanlar, gelecek nesillerin bağımsızlığı, refahı için gözünü kırpmadan şehadete gidenlere böyle vefasızlık, saygısızlık olur mu? Yüce Rab’bimiz dünyanın en güzel topraklarını Türk Milletine nasibetmiş, kahraman atalarımız da, bizlere özgürce, refah içinde yaşayacağımız bir vatan bırakmıştır. Bu armağana en fazla sahip çıkmamız, dikkatli olmamız gereken günlerdeyiz. Cumhurbaşkanı Sezer, içinin doldurulmasına gerek olmayan çok net bir mesaj vermiştir! “Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’da çizilen tekil yapısı, ülkesi ve ulusuyla bölünmez tümlüğü korunacaktır” Başka söze gerek var mı? Bölünmez bütünlüğümüzü ve zafer bayramlarımızı kutlayacağımız, nice 100 yıllar dileğiyle, Büyük Türk Milletine saygılarımı sunuyor, AZİZ ATATÜRK ve kahraman silah arkadaşlarına ve tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. Bazı okurlar vatan aşkımızı başka şeylerle karıştırıyor ve ‘Neden siyaset yazıyorsun? Sadece sporla ilgilensene’ diyor. Bu garipler, ülkemizin içinde olduğu sıkıntıyı galiba farkedemiyor. Ne diyelim, Allah akıl, fikir ve sorumluluk duygusu nasibetsin. O kafanın sonu ‘Tek düdük yat, çift düdük sürün’dür... Haberleri yok. Evet Galatasaray nihayet birini aldı. Neden biri! Heinz ne yapar? Nerede oynar? Pek kimsenin haberi yok da ondan. Dilerim iyi çıkar. Sarı-Kırmızılılar’ın zaten olmayan paralarına yeni kayıplar eklenmez. Bana soracak olursanız... Her zaman ifade ettiğim gibi tekrarlıyorum, Galatasaray’ın mükemmel kadrosu vardır. Dengeleri bozmamak da şarttır. Takım olma olgusu en büyük değer. Değer de, bazıları bunun farkında değil. Sen mevcut sporcu kadrona söz verdiğin yükümlülükleri yerine getiremiyor, getirene kadar bin dereden su aktarıyorsun! Sonra, sırf desinler diye, olmayan paraları dışarıya saçıyorsun. Olur mu? Kurumlaşma adına bir sürü profesyonel yönetici istihdam edildi. Üstelik Türkiye standartlarının çok üzerinde rakamlarla. 10 senede gelinen nokta neresi? Batak! Geçen sene yerin dibine sokulan Albayrak, bu sene baştacı. Neden? Heinz’in peşinatını veriyor da ondan. Şu vaziyete bakınız. Eş-dost çocuklarına saçılan dolarlar, işsiz okulluların imarethanesi haline gelmiş bir kulüp. Çağdaşlık ve şeffaflıktan söz eden kulüp yönetimi. Sonra? Aynı yönetimin sırf parası için Albayrak’ın paçasına sarılması. Böyle bir anlayışı kabullenmek mümkün mü? Kurumlar da devletler gibidir. Başlarına ne gelirse, yönetmeyi bilmeyen yöneticiler yüzünden gelir. Türkiye ve Galatasaray’ın dramı, aynı derten muzdarip olmalarıdır...

YORUM YAZ