Yılın modası sıfır tolerans!

Antrenörlerin kenardan sürekli her karara itiraz etmesi, 40 dakika boyunca bağırıp çağırması, hatta sahanın içine kadar girmesi gerçekten de ortaya çok çirkin görüntüler çıkarıyordu. Tahammül sınırları zorlanan hakemler, ancak sabırları taştığında teknik faul çalıyorlardı. Kenarda bağıranın kariyeri, kişiliği, ağırlığı, toyluğu ya da tecrübesi düdüklerde standart sağlanmasını engelleyebiliyordu! Bu çirkinliğe son verebilmek için FIBA, ‘0 tolerans’ kuralını çıkardı. En ufak bir tepki, jest ve mimiklere hemen teknik faul çalınıyor. Ama standardı bu şekilde korumak da imkansız gibi görünüyor. Hakemlerin o günkü ruh halleri, tepkileri algılama biçimleri, ya da kuralları uygulama tarzları farklılık yaratabiliyor. En önemlisi de sporcu ve teknik adam psikolojisinden çok iyi anlamak gerekiyor. Gaziantepspor maçı sonrası Fatih Terim, itirazdan kırmızı kart gören Sabri’yi eleştiren bir soru üzerine, “Siz hiç futbol oynadınız mı? Haksız bir yere düdük çalınırsa, o adrenalin yükselmesi ve yorgunlukla illa ki tepki verirsiniz” yanıtını vererek oyuncusunu savunmuştu. Haksız da sayılmazdı...
Haberin Devamı ›
Herkesin canı yanabilir
Haberin Devamı ›
Tabii ki abartılı itirazlar, jestler cezalandırılmalı ama sporcunun insan olduğu unutulmamalı.
Galatasaray Medical Park-Pınar Karşıyaka maçında çalınmayan bir düdük sonrası İzmir ekibinin benchte oturan oyuncuları ‘faul’ diye ayağa kalktılar. Anlık bir tepkiydi. Geriden gelip maça ortak olmuşlardı ve doğal olarak heyecanlıydılar. Anında teknik faul çalındı. Ardından sinirlenen coach Hakan Demir’e de bir düdük,
kafa kafaya giden maçta 6 sayı fark oldu.Hakem bir an beklese, o tepkilerin uzayıp, uzamayacağına baksa belki hiç sorun çıkmayacak. Top zaten Karşıyaka’da çünkü, eminim o oyuncular yerlerine oturacaklar. Bu yarın Galatasaray’ın da başına gelebilir, diğer takımların da. Canı yanan birinin tepki vermemesinin imkansız olduğunu öğrenmesi gerekiyor kuralları koyanların ve uygulayanların.Ya da Amerikan filmlerinde sıkça gördüğümüz işkence altında, canları yanarken bile tepki vermeyen askerlerin, CIA ajanlarının eğitimlerini almaları lazım coach ve oyuncuların Antrenman sonrası ateş üstünde çıplak ayakla filan yürüsünler mesela, gözlerinden yaş gelse de bağırmamayı öğrensinler.
Yoksa sonuca etki eden çok fazla düdük göreceğiz sezon boyunca...
D-Will fark yaratıyor
Galatasaray, o teknik fauller olmasa bile kazanacaktı belki. 29 sayı yedikleri ilk çeyreğin ardından iyi savunma yaptılar. En önemlisi forma giyen tüm oyuncularından verim almayı başarıyor coach Oktay Mahmuti. Ender ve Shumpert maçı çeviren isimlerdi. Bir de her maç 20’ye yakın asist yapıyorlar. Gerçekten Galatasaray’ın maçlarını izlemek büyük keyif...Charleroi karşısında sürpriz bir yenilgi alan Anadolu Efes, Olin Edirne karşısında hiç zorlanmadı. Ermal’in 9/11 ile 22 sayı atması, Barac ve Batista’dan henüz verim alamayan Efes için çok önemliydi. Mersin, Antalya’yı farklı yenerken Can Maxim Mutaf’ın yıldızlaşması sevindiriciydi. Fenerbahçe’de fazla oynama fırsatı bulamayan Can, yüksek bir yüzde ile 22 sayı attı. Eğer sezon boyunca bu dakikaları ve sorumluluğu alırsa basketbolu fazlasıyla gelişecek ve Milli Takım için aday bir oyuncu haline gelecektir. Beşiktaş Milangaz, açılış maçında Türk Telekom’u yenerken Ankara Arena’da görsel şölen vardı. Deron Williams büyük fark yaratıyor. Lokavtın uzaması için her gün ‘dua’ ediyoruz onu biraz daha fazla izleyebilmek için. Erdemir ve Aliağa 3. hafta sonunda galibiyetle tanıştı. Darası, Antalya, Trabzon ve Bandırma’nın başına!...