Yaptık yine yaparız

Fenerbahçe Ülker’de karamsarlık hakim. Gayet doğal...

Euroleague’de harika bir sezon, ardından Top 16’da ilk üç maçta alınan 3 galibiyet... Bırakın Final-Four’u, şampiyonluk şarkıları bile söylenmeye başlamıştı.

Ama basketbol bu. Bir anda rüzgar tersine esebiliyor. Kırılma anlarında yapılan küçük gözüken bir hata telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabiliyor, felaketler çığ gibi büyüyerek üstünüze üstünüze geliyor.
En basit örneği Efes Pilsen.

Real Madrid deplasmanında elindeki maçı inanılmaz hatalarla rakibine veren Efes, o saniyeden itibaren bir daha iflah olmadı. Sadece yapacakları bir faul onları grup liderliğine taşıyacaktı, o faulu yapamadılar aniden tepetaklak oldular.

Kırılma anı Zalgiris deplasmanı

Fenerbahçe için de kırılma anı Zalgiris deplasmanıydı. İşler kötü gitmeye başladı mı, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Mirsad’ın sezonu, Ukiç’in aniden ateşlenmesi, Tomas’ın devrede sakatlanması işin tuzu biberi oldu. Her şeye rağmen 1.5 dakikaya 6 sayı önde giren Fenerbahçe’nin ne yapıp edip, hakemlere rağmen işi Litvanya’da bitirmesi gerekiyordu. Efes gibi uzatmada alınan Zalgiris yenilgisi sonrası önceki gün gelen Olympiakos mağlubiyeti...

Sadece 40 dakikamız kaldı!

Bütün bir sezon harcanan emeğin karşılığını almak için önümüzde kısa bir 40 dakika var. Rakip Valencia daha önce deplasmanda yendiğimiz bir Barcelona, bir Olympiakos değil. Ama son derece disiplinli ve sert oynayan, İspanya ekolünün önemli bir temsilcisi. Coach Pesiç’ten sonra sınıf atladılar. İyi haber, İspanya Milli Takımı’nda da oynayan Victor Claver’in sakat olması. İlk maçta bize eşleşme sorunu yaşatmıştı. Gerçi Bourusis’in yokluğu da bizim için iyi haberdi ama yerine oynayan Mavrokefalidis, Glinindaikis gibi tabiri caizse ‘kazma’lar Sinan Erdem’de canımıza okudu. Fenerbahçe moralini bozmadan, Olympiakos ve Barcelona deplasmanlarında nasıl kazandığını hatırlarsa, Valencia’dan da alnının akıyla çıkabilir. Çünkü, Fenerbahçe’nin Valencia’dan daha iyi bir kadroya sahip olduğuna inanıyorum.

Final-Four’u hakettik

En önemlisi, basketbolda ilahi adalet varsa Fenerbahçe’nin kazanması gerekiyor çünkü yakın geçmişte hiçbir Türk takımı Final-Four’u hiç bu kadar hak etmemişti.