Arama

Popüler aramalar

Yaptık, yine yaparız

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

ABD, Yunanistan, İspanya ve Sırbistan... Kağıt üzerinde öne çıkan ülkeler bunlar... Fakat 2001’den daha tecrübeli olan 12 Dev Adam’ın da en az onlar kadar şansı var.

Tam 9 yıl sonra gümüş madalya kazandığımız parkelerde Dünya Şampiyonası maratonuna başlıyoruz. O gümüş madalyadan sonra, tarihimizin belki de en iyi jenerasyonuyla hiçbir organizasyonda kürsüye çıkamadık.
Hedef hep ‘2010’ dendi.
İşte o gün de geldi, çattı...
Kendi evimizde, kendi taraftarımızın önünde, kendi potalarımızda madalya arayacağız.
Peki bunu başarabilir miyiz?

Turnuvanın en sert 4’lüsü
Turnuvaya katılan 24 takıma baktığımızda, kağıt üzerinde ABD, son Dünya ve Avrupa Şampiyonu İspanya, Yunanistan ve Sırbistan öne çıkıyor.

Biz de kadro olarak onlardan aşağı değiliz. Ama yakın geçmişe baktığımız zaman, en güçlü kadrolarla katıldığımız şampiyonalarda yaşadığımız hüsranlar, temkinli davranmamıza neden oluyor.

En kritik anlarda hatayı yapan hep biz olduk. Kilit maçları, örneğin geçen yıl çeyrek finalde Yunanistan’a karşı olduğu gibi, kazanmasını beceremedik. Maç sonlarını iyi oynayamadık.

Bunları ne zaman iyi yapmıştık? 2001 Avrupa Şampiyonası’nda.
Hatırlayın Almanya ve Hırvatistan maçlarını nasıl kazandığımızı... Son topları kullanan, kritik anları doğru oynayan taraf biz olmuştuk.

ABD kadar şansımız var
Çünkü kendi evimizde daha iyi oynuyoruz, taraftarla coşuyoruz.
İşte bu nedenle; İspanya, Yunanistan, ABD ve Sırbistan kadar madalya şansımız var bence.
Artı bu takım geçen yıla oranla çok daha tecrübeli.
Nereleri yanlış yaptığının, neden kaybettiğinin biraz daha farkında.

Taraftar avantajının yanı sıra, saha içinde de Türk Milli Takımı’nın önemli artıları var. Kerem Tunçeri, Ömer Onan ve Kerem Gönlüm’lü beşte rakibe ve topa son derece iyi baskı yapabiliyoruz. Buradan geçenleri ise arkada Ömer Aşık karşılıyor. Bu beşle yaptığımız iyi savunma sonucu hızlı hücumlarla kolay basketler bulabiliyoruz.

Oyun kurucularımızdan Kerem Tunçeri çok formda. Ender de sakatlıktan sonra kendine gelmeye başladı. Kısa forvette şutör sıkıntımız var gibi gözüküyor, ama Ömer Onan gününde olduğu zaman iyi bir şutör. Klasik 2 numaralara göre en önemli artıları, yaptığı mükemmel savunma ve bir sprinter gibi fast break’e koşması.

Hidayet, ameliyattan sonra kondisyon idmanlarını yapamadığı için hazırlık döneminde bekleneni veremedi. Fizik olarak hazır değil. Ama her maç daha iyiye gidecektir. Onun vereceği katkı çok önemli.

Savunmanın direği Kerem
Ersan gibi bir jokerimiz var. 4 numara oynadığı zaman rakibe inanılmaz eşleşme sorunları yaratıyor. Yukarıdan attığı üçlükler ve kovaladığı hücum ribauntlarıyla yarattığı ekstra basketler rakipleri bozuyor.
Pota altında turnuvanın en iyi rotasyonuna sahibiz diyebilirim.

Öncelikle Kerem Gönlüm’ün gelmesi, geçen yıl yediğimiz düzinelerce ‘ikili oyun’ basket sayısını oldukça azaltacaktır. Onun hareketliliği ve çabukluğu savunmamızın temel direğini oluşturuyor. Oğuz, Semih ve Ömer Aşık hem savunmada, hem hücumda önemli birer silah.
Eksiklerimiz yok mu? Tabii ki var, ama bunu da tribün desteği ile kapatacağımızı umuyorum.

Cenneti ‘Komşu’ açar
Grup maçları, en az eleme turu kadar kritik. Burada Rusya ve Yunanistan’ı yenersek, kendimizi yarı finale atarız. Zaten Komşumuz Yunanistan’ı burada da yenemezsek, bir daha hiç yenemeyiz.
Oyuncular da elbette bunun farkında. Alınacak bir Yunanistan galibiyeti, bize cennetin kapılarını açacaktır.