Tanjeviç'in tercihi (2)

Haberin Devamı ›
Mitoz bölünmeyle çoğalan Yugoslavya’nın son yavrusu Karadağ’dı dünkü rakibimiz. Milli takım olarak yeni doğmuş bir bebekler ancak oyuncuları dünya basketboluna damgasını vurmuş isimler. Örneğin Scepanoviç ve Drobnjak. 2001’de İstanbul’da Yugoslavya forması altında Türk Milli Takımı’nı yenip altın madalyayı boyunlarına takmışlardı. Dün o bölünen ülkelerden bir diğeri Makedonya’nın başkenti Üsküp’te bu kez Karadağ’lı olarak karşımıza çıktılar. Aradaki yıllarda yine aynı oyunculara karşı mücadele etmiştik, formalarında Sırbistan yazıyordu!
Seçilmeyenlere, sakatlar da eklenince kolu kanadı kırık bir halde Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ne hazırlanıyoruz. Takımın en çok ihtiyacı olan şey şu sıralar moral. Çünkü, ABD ve Litvanya’dan sonra Sırbistan’a da yenilince, eleştiriler artmaya, güvenler azalmaya başlamıştı. Maça da iyi başladık aslında. Oyun kurucumuz Sinan’dı. Karşısında Kızılyıldız-Beşiktaş serisinde sahayı dar ettiği Amerikalı Omar Cook vardı. Karadağ pasaportu taşıyan Amerikalı, Sinan’ı görünce maçı da bıraktı. Ancak, İstanbul’da bizi bitiren Scepanoviç’in yanı sıra, Euroleague’in kralı Partizanlı Pekoviç’i durduramadık. Hücumda ise önceki maçlara oranla iyiydik. Kolay basketler bulduk. Hidayet doğru yerde, doğru zamanda topla buluşunca çok etkili oldu. Keza Cenk Akyol ve Ömer Onan.
Devreyi de önde bitirdik ancak Tanjeviç, neredeyse ikinci yarının tamamında Hido’yu, yanında oturttu, genç ve yedeklerle oynadı. Belki onları görmek istiyor, adı üstünde hazırlık maçı ama bu takım kazanmayı unuttu. Karadağ galibiyeti çok şey katabilirdi elemeler öncesi bu genç ekibe. Ama Tanjeviç tercihini bu yönde kullanmadı. Çok tehlikeli bir sınıra yaklaşıyoruz. Bir takım maç kazanmayı unutursa, o yetiyi tekrar kazanması çok uzun zaman alabilir. Elemelere 15 gün kala benden hatırlatması...