Şampiyon olmak ne güzelmiş...

Bu kez o havaya kalkan eller bizimdi...

Bir Türk Takımı tam 16 yıl sonra ülkemize Avrupa Şampiyonluğu kazandırdı. Gururlandık, duygulandık... Teşekkürler Beşiktaş Milangaz, teşekkürler bu takımda emeği geçen yeni ve eski yönetime...

Kucak dolusu tebrikler...

İlk gün ev sahibi Olaj karşısında inanılmaz kötü oynayan Beşiktaş’ın bu kez sahada farklı olacağını tahmin etmiştik. Nitekim daha maçın başında 17 sayılık diferans yakaladılar. Gerçi o fark eridi ama 3 dakika kala tekrar 13’e çıkan fark şampiyonluğun da habercisi oldu.
İlk gün şutlar girmemiş, Beşiktaş çember altında sonuca gitmişti. Dün de Bonsu-Erceg ikilisi harikaydı. Toplam 51 sayı attılar, 35 ribaunt
aldılar. Takımın yarısından çok iş yaptılar. Arroyo yine ortalarda pek gözükmedi ama attığı iki kritik üçlükle noktayı
koyan isim oldu. Tecrübe farkı, kalite farkı işte buralarda ortaya çıkıyor. Hawkins rakibin süper yıldızı Schilb’i adeta sahadan sildi. Diğerleri
de görevlerini fazlasıyla yerine getirdi..

Ve Ergin Ataman...

Final öncesi onun kupalara alışık olduğunu söylemiştik. Yardımcı antrenörken kazandığı Koraç Kupası, ardından Siena’nın başında kaldırdığı Saporta Kupası ve dün de EuroChallange... O’nun da bu başarıda payı büyük... Maç öncesi de belirttiğimiz gibi Avrupa Şampiyonluğu Beşiktaş’a gerçekten çok yakıştı...