Psikolojik üstünlük artık Efes'te

Abdi İpekçi’deki 3. maç sonrası, dünün böyle geçeceği biraz belliydi aslında. Neredeyse şampiyonluğu kaybetmek üzere olan Efes Pilsen son anda tutunduğu hayata dört elle sarılacaktı. Fenerbahçe de müzesine götürmek üzere olduğu kupayı elinden kaçırabilme endişesine kapılmıştı.
Efes, son 5 dakikada kapadığı 15 sayılık farkta oynadığı gibi başladı maça. Sete set hücumlarda üstünlük Fenerbahçe’deydi, onlar da skor bulabilmek için çabuk oynadı, tempoyu yükseltmek için de tam saha baskı yaptı. Nitekim daha oyunun başında 14 sayılık farka ulaştılar.
Kanarya’nın karşı hamlesi ise ikinci yarının başında geldi. Rasim ve Ömer Aşık’la oyuna başlayıp ilk devrede 40 sayı yedikleri Efes’i durdurmayı, skoru düşük seviyelere çekmeyi planlıyorlardı. Nitekim planları tuttu. 3. periyot 13-12 sona erdi.
Ancak, Efes Pilsen dördüncü çeyrekte dört kısaya döndüğünde Tanjeviç ısrarla kendi oyun şablonundan taviz vermeyince, ibre de Lacivert-Beyazlılar’ın lehine döndü.
3. maçta da harika oynayan Shumpert, düne damgasını vuran isimdi.
Fenerbahçe’nin yaptığı her atağa, her hamleye yanıt Shumpert’ten gecikmedi. Öyle kritik anlarda öyle değerli üçlükler buldu ki Fenerbahçe’nin zaten az olan morali, yerle bir oldu.
Oysa Ayhan Şahenk’te Fenerbahçe ne zaman 4 kısaya dönse, avantajı yakalayan taraf kendisi olmuştu.
Ancak Shumpert’i Semih ve Mirsad’la savunmayı denemeleri, bu kez sonlarını hazırladı.
3. maçta Ömer Onan kenarda unutulurken bu kez Preldziç ve Oğuz aynı akibete uğradı. Fazla kalabalık, Fenerbahçe kenar yönetimine yaramıyor belki de!
Oysa Tanjeviç, Ayhan Şahenk’te takımına son derece hakimdi, maç da sürekli kontrolü altındaydı.
Bir de Vidmar 4 maça da çok iyi başladı, hepsinde faydalı oldu ama çıktıktan sonra bir daha hiç düşünülmedi.
Top kayıpları Fenerbahçe için yine belirleyici oldu. Özellikle tam rakibi yakalamak üzereyken, baskı altında olmadan yaptıkları basit top kayıpları, mağlubiyette etkendi.
Efes Pilsen’in kazandığı büyük moral basketbollarına da fazlasıyla yansımış. Evinde kaybedilen iki maç sonrası tıklım tıklım dolu tribünler önünde iki kez kazanmak her babayiğidin harci değildir.
Thornton ve Shumpert’in başlattığı kararlılığa diğer herkes ortak olunca belki de hiç ummadıkları bir yere geldiler.
Şimdi saha avantajı tekrar Efes’te. Psikolojik üstünlük de...
Ancak şu ana kadar kimsenin sahasında kazanamaması da oldukça enteresan. Yine en azından müthiş iki maç bizi bekliyor.