Kötü oynama lüksümüz yok

Birkaç tecrübeli ve kilit ismin üzerine genç ve tecrübesiz oyuncularla yola çıktık. Gençlerden şu ana kadar beklenen katkıyı alamadık. Kazanmamız için çok iyi savunma yapmamız, hücumda ise az hata ile oynamamız gerekiyor. Ama milliler, dün Çek Cumhuriyeti karşısında tanınmayacak kadar kötü bir basketbol sergiledi. Bu takımda Semih’in, Kerem’in, Ender’in, Emir’in, Sinan’ın kötü oynama lüksü yok. Bu 5 isimden Ender hiç oyuna giremedi, Semih çember altından 15’te 5 ile oynadı. Serhat’ın üçlükleri, Gönlüm’ün pota altı sayıları, biraz da Emir’in bire bir zorlamları vardı o kadar. Sadece 3 kişiyle, Çek Cumhuriyeti gibi bir takımı deplasmanda yenemezsiniz.

Üstüne üstlük felaket bir savunma vardı sahada. Tam 16 top kaybı yapıldı, bu kayıplar sonrası neredeyse hepsinde potamızda fast-break gördük. Hem hücumda kötü oynuyoruz, hem de geri koşmuyoruz. Böyle olmaz. Hücumda şutlar girmez, kötü gününde olursun anlarım ama geri koşmamayı anlamam. Kaçan her şut, kaybedilen her top potamızda basket oldu. Bunun mazereti olmaz.

Bir an önce akılların başa gelmesi gerekiyor.

Bu yenilgi sonrası ikili averajda Çek Cumhuriyeti’ni geçmemiz artık imkansız. Artık kalan maçların hepsini kazanmamız gerekiyor. Özellikle kendi evimizdeki İtalya maçını. Bu gerçekleşirse ikinci olarak gruptan çıkarız, aksi taktirde hesap kitap içine gireriz.

Semih, hazırlık maçlarında harikalar yaratmıştı. İstediği zaman onu kimse tutamaz. İki turnuvada MVP olduğu zamanları hatırlaması gerekiyor. Bu takımın ona çok ihtiyacı var. Bunu unutmaması gerekiyor. Kötü bir günü geride bıraktık. Bu genç takımın demoralize olmaması ve hemen toparlanması gerekiyor. Takımdaki tecrübeli oyunculara da bu konuda çok iş düşüyor. Bir kazaya daha kurban gitme lüksümüz kalmadı.