Kazanan aynı renkler farklı

Haberin Devamı ›
Üstüne üstlük Galatasaray’da Domercant ve Gordon gibi çok kilit iki isim sakatlığı nedeniyle tribündeydi. Ama geçen seneden kazanmalarına çok alışık olduğumuz isimler Ergin Ataman ve David Hawkins zafere imza atan taraf oldu.
Maçın belki önemi yoktu, iki takım da Final-Eight’i garantilemişti, ama ismi ‘derbi’ olunca final havasında son derece gergin bir ortamda oynandı karşılaşma.
İki takım taraftarını aynı anda salonda görmeyeli yıllar olmuştu. Biraz çatapat, bol miktarda küfür dışında pek bir olay yaşanmadı.
Tanjeviç’in icatlarından veryansın ediliyordu, Piangiani daha gelir gelmez icat çıkarmış. Emir Preldziç’e oyuncu bolluğunda bula bula 4 numarada yer bulabilmiş. Edirne ve Erdemir’e söker belki, ama Galatasaray gibi Euroleague ayarında bir takıma karşı Emir’le uzun süre 4 numarada oynarsan, hele bir de partneri Oğuz olursa ribauntlarda 42’ye 29 gibi açık farkla yenilirsin. Umarız Pianigiani, Euroleague’de de Emir’i 4 numarada kullanmayı denemez. Yoksa sonu hüsran olabilir.
Maçın kilit noktalarından biri bu ribaunt farkı oldu. Bir de Fenerbahçe’nin 12’de 1, Galatasaray’ın 17’de 7 üçlük atması. Sarı-Lacivertliler’in iki üç numarası Sato ve Bogdanoviç toplamda kullandığı 17 şutun tam 15’ini kaçırdı.
Oğuz ve McCalebb ise toplam 39 sayı atmasına rağmen takımın geri kalanı onlara ayak uyduramadı.
Ergin Ataman takımı yine çok iyi yönetti. Sakatlıklar nedeniyle rotasyonun dar olması belki de hoşuna gitmiştir. 2 dakika oynayan Furkan’ı saymazsak, 8 kişilik rotasyon kullandı. 38 dakika sahada kalan Hawkins ritm buldukça coştu. Tam 30 sayı ve 5 asistle Fenerbahçe’yi yıkan isim oldu. Engin Atsür sakatlıktan sonra en iyi maçını çıkardı.
Geçen yılki Beşiktaş’ı izliyor gibi olduk bir ara. Eksik olmasına rağmen sürekli kazanan. Dün de Galatasaray, kendinden güçlü rakibini savaşarak, mücadele ederek devirdi, haklı bir galibiyet aldı.
Dünkü derbi bu yıl harika maçlar izleyeceğimizin de bir göstergesiydi.