Kanarya'ya 3 periyot yetti

Obradoviç farkı bir kez daha gözler önüne serildi. Aynı saatte futbol maçı olmasına rağmen salonun kapalı gişe olması bu yıl taraftarın basketboldan çok şeyler beklediğinin göstergesi. Yıllar önce futbol maçı varken, stat boş kalacak, salon tıklım tıklım dolacak deseler kimse inanmazdı herhalde... Bu da basketbolun Türkiye’de nerelere geldiğinin göstergesiydi... Barcelona her ne kadar sezon başı olmasına rağmen tam hazır olmasa da, yine Final-Four’un en güçlü adayı. İlk üç periyot adeta ezdi Fenerbahçe Ülker rakibini... İlk yarıda biraz savunma ribaundu alabilseler, maç çok daha erken kopabilirdi. Transfer rekortmeni Kleiza, klasını gösterdi. Bazen gereksiz zorlamalar yaptı ama maçın tartışmasız yıldızıydı. Galibiyet kağıt üstünde çok önemli değildi belki ama Obradoviç yönetiminde yeni kurulan ve hedefleri büyük olan bir takım için fazlasıyla anlamlıydı. Tribünlerin ilgisinin artarak devam etmesi, oyuncuların özgüven kazanması ve moral açısından büyük önem taşıyordu. Sadece bizler tarafından değil, Avrupa’nın da Final-Four adayı gösterdiği Fenerbahçe Ülker’in bu anlamda Barcelona’yı yenmesi ilerisi için fazlasıyla umut vericiydi.
Öyle ki sadece 3 periyot iyi oynamak yetti Barcelona gibi bir devi devirmek için. 4. periyot ise ders olmalı. Futbolda golün üstüne yatan takım gibiydi Fenerbahçe. Oyunu kontrol etmekle durmak arasında çok büyük bir fark var. Dün resmen durdu takım. Obradoviç de uzun süre müdahale etmedi. Maç neredeyse gidiyordu, Barcelonalılar biraz daha becerekli olsa. Basiret bağlandı ama Allah’tan kazaya kurban gitmedi Sarı-Lacivertliler...