Kanarya'dan müthiş yüzde

Galatasaray kazanırsa hem seriye 1-0 önde başlayacak hem de şampiyon olabileceğine fazlasıyla inanacaktı.

Fenerbahçe de buna izin vermemek durumundaydı. Nitekim oyunu sürekli domine eden, önde götüren taraf Fenerbahçe oldu. Aldıkları hücum ribauntları skor avantajının kendilerinde olmasını sağladı.
Ama bu avantajı yaptıkları 17 top kaybıyla heba ettiler. Maç bittiğinde Fenerbahçe aldığı 12 hücum ribaunduna rağmen, rakibinden 3 az top kullanmıştı.

Galatasaray, oyunun genelinde uyutma taktiği uyguladı. Fazla agresif değildi, skorda gerideydi ama oyundan hiç kopmamıştı. Nitekim Fenerbahçe iyi oynuyor gözüktüğü dönemlerde bile hep rakibin nefesini ensesinde hissetti, maçı bir türlü koparamadı. 6/8 isabet oranı ile 14 sayı ve 11 ribauntla oynayan Oğuz Savaş son topta da kendini yere atarak galibiyete imzasını atan isimlerden biri oldu. Fenerbahçe adına en önemli istatistik Ukiç’e aitti. Hırvat oyuncu tam 13 şut kaçırırken, takımın geri kalanı sadece
14 atış kaçırdı.

Yaşlandıkça, vücudu beynini dinlemeyen Jasikevicius’un bu durum diline vurmuş. Bir saniye bile susmayan Litvanyalı son derece gereksiz bir teknik faul alınca, 10 sayılık fark yakalayan Kanarya, bu avantajını kaybetti. Oyun kurucular dışındaki isimler yüzde 75’in üzeri bir yüzde ile oynayıp, ikilinin açıklarını giderdi.

Galatasaray’da 9/10 ile oynayan Andriç, 4/5 üçlük atan Rançik’in müthiş performansları, Johnson son saniye hücumunda top kaybı yapmasa, çok değerli bir galibiyete neden olacaktı. Galatasaray kaybetti ama ilerisi için güven kazandı.

Fenerbahçe, May’den hiç faydalanamıyor. Kaya sakat sakat oynuyor. Zorlu Play-Off öncesi sezon başındaki gibi açık ara favori değiller artık.

Son cümle de MHK’ya... Seminerde genç hakemlere bu maçın kasetini izlettirip, “Böyle maç yönetmeyin de ne yaparsanız yapın” derlerse başka detaylara girmelerine gerek kalmaz, herkes nasıl iyi maç yönetilmesi gerektiğini anlar!