İşte bu!

Haberin Devamı ›
Kazanarak başlamak çok önemliydi. Çünkü geçmiş turnuvalara nasıl başladıysak hep öyle gitmiştik. Heyecan, stres, endişe vardı maç öncesi. Rakip eksikti ama biz de eksiklerin üstüne Kerem Gönlüm eklenmiş, son olarak da takımın yegane 2 numarası Ömer Onan ateşlenmişti. Ama Milli Takım oyuncuları, hem mücadele etti, hem de oyunun genelinde çok iyi oynayıp harika bir galibiyete imza attı.
Maçı son anlarda koparabildik ama 40 dakikanın tek hakimi bizdik. Bir kere bir iki pozisyon hariç çok üst düzey savunma yaptık. Ancak Litvanya özellikle ilk yarıda standartların çok üstünde bir yüzdeyle şut attı. Bütün şans topları ve hakem takdirleri onlardan yanaydı. Öyle ki soyunma odasına giderlerken yüzde 67 ile şut atmışlardı, skor ise 39-39 berabereydi.
Bu durum aslında galibiyetin de habercisiydi. Nitekim biz aynı mücadeleyi, sertliği ikinci yarıda da sürdürünce onların yüzdesi doğal olarak düştü, ardından zafer geldi. Oyuncuların kendine güvenleri, rakibi psikolojik olarak da bozdu. Petravicius dışında, bütün pozisyonlarda Litvanyalılar’a üstünlük sağladık.Kenardan gelen herkes inanılmaz derecede katkı yaptı. Bekir ve Sinan Güler’in kritik sayıları çok değerliydi. Ersan ve Hidayet onlardan bekleneni fazlasıyla verdiler. Ender ise olağanüstüydü.
Savaşınca, mücadele edince oluyormuş demek. Teferrüatlar da önemli tabi. Genç takımız. Fazlasıyla kritik hatalar yaptık. Tanjeviç, Semih’i kenara almak yerine sürekli bağırmayı tercih etti. Bir iki pozisyonda mola almama ısrarı dışında da genelde takımı iyi yönetti.
Şimdi gevşememek lazım. Bu galibiyetin anlamlı olabilmesi için Bulgaristan ve Polonya’yı da mutlaka devirmeliyiz. Litvanya kadar güçlü değiller belki ama, en ufak bir ciddiyetsizlik pahalıya malolabilir.