Galatasaray savunmasıyla

Karşıyaka’da biraz duygu boşalması ve rahatlık olabileceğini tahmin ediyorduk. Fenerbahçe gibi bir takımı eledikten sonra en azından ilk maça yeteri kadar konsantre olmaları zordu. Galatasaray ise oyuna son derece motive ve istekli başladı. Karşıyaka savunmada sürekli adam değiştirirken, Galatasaray bu savunma karşısında set hücumunda hiç zorlanmadı.

Neredeyse tamamı boş olmak üzere 5 üçlük buldular. Kaçan şutların hücum ribauntlarını alıp ikinci şans sayıları buldular. O da yetmedi kaptıkları toplarla fast-breakler buldular. Bu savunma kaynaklı sayılar da gelince Galatasaray, Karşıyaka’yı adeta sürklase etti, 28-12 öne geçti.Ama basketbol enteresan bir spor. Aslında Karşıyaka oyunu çevirebilmek için çok ekstra şeyler yapmadı. Alan savunmasına döndüler. Galatasaray yine boş üçlükleri buldu ama bu kez 10’da 1 attılar. Biraz Diebler, biraz Aminu parladı bitti denilen maçta fark 3’e kadar indi. Ama Galatasaray’ı 2-3 kişinin iyi oyunuyla yenmek çok zor. Maxim, Thomas, Evren, Caner ve Ümit hücumda hiç katkı vermedi.

Galatasaray sıkıştığı anlarda hücum ribauntları sayesinde skoru önde götürdü. Rakibin iki katı hücum ribaundu aldılar, rakibin yarısı kadar top kaybettiler. Bu iki faktör, düşük skorlu geçen maçta galibiyetin anahtarı oldu onlar için. Tabii ki sezon boyunca yaptıkları en işi şey olan savunmayı 40 dakika çok iyi uyguladılar. Karşıyaka gibi bir takımı 54 sayıda tutmak kolay iş değil. İyi savunma yapmak, Galatasaray için bir alışkanlık oldu. Bu alışkanlıklar da şampiyonluk habercisidir. İkinci maçta Karşıyaka’nın bu kadar kötü oynayacağını düşünmüyorum. İşler Galatasaray için bu kadar kolay olmayacaktır.