Arama

Popüler aramalar

Fenerbahçe nereye?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Sezon başında çok eksikti Fenerbahçe. Ömer Onan, Ömer Aşık, Giricek, Semih sakattı. Takım dara düşmüş, ama sarılmıştı birbirine. Kenetlenmişlerdi sanki. Ligin ilk altı maçını kazanmışlar, Euroleague’de de 4’te 3 yapmışlardı. Ama her sakatın iyileşmesi, takımın kimyasında önemli değişiklikler yaptı. Ömer Onan geldi, kısa rotasyonu değişti Efes ve Darüşşafaka’ya yenildiler. Semih geldi Rasim ve Vidmar’ın etkinliği azaldı, Giricek geldi bütün takımın performansı düştü. Oyun kurucu hariç her pozisyonda gereğinden fazla oyuncuya sahip olan Fenerbahçe’de rotasyon karman çorman oldu. Sezon başında büyük çıkış yakalayan Preldziç’in hem dakikası azaldı, takım içindeki rolü değişti. Smith kayboldu gitti. Şimdi Ömer Aşık da gelince, Semih, Oğuz, Vidmar, Mirsad ve Rasim’in bulunduğu uzun pozisyonunda dakikalar nasıl dağılacak çok merak ediyorum. En önemlisi ise mental olarak dağılan takım nasıl toparlanacak? 17. haftaya kadar sadece bir maçta 80 sayı barajının üstünde yiyen, 9 maçta ise rakibini 60’lı sayılar ve altında tutan Fenerbahçe savunması, son 4 haftada ortalama 89 sayıyı potasında gördü. Savunma yapmayı çok iyi bilen, başaran ve uygulayan bir takımın yol geçen hanına dönmesinin sebebleri bence teknik değil!. Bir takım kötü gününde olur hücum edemez, şut sokamaz,
serbest atış atamaz ama savunma yapmayı asla unutmaz.


Bu Beşiktaş’ı özlemişiz

Kartal ne zaman köşeye sıkışsa tırnaklarını çıkarıyor. Galatasaray’a karşı iki Amerikalısı ve antrenörü tribündeydi, müthiş bir zafer elde ettiler. Fenerbahçe maçına gelmeden önce maddi kriz yaşadılar, antrenörleri değişti ama sezonun en görkemli galibiyetlerinden birine imza attılar. Bu zaferlerin kalıcı olabilmesi için yönetimin takıma sahip çıkması gerekiyor. Kulüpte sorun olmadığı zaman bu oyuncular neler yapabileceklerini bir kez daha herkese gösterdi. Ligimiz geçen yılki kalitesinde değil. Küme düşen takımlardan biri şimdiden belli. Ligi 15 takımla oynuyoruz uzun zamandır. Şampiyonluk iddiasındaki bir Beşiktaş ligin rengiydi,
heyecanıydı geçen sene. O Beşiktaş’ı istiyoruz bu sene de...


Kaderin cilveleri!

Sahanın en kötü oyuncusuydu 39.57’inci dakikaya kadar. 7’de 1 ikilik, 6’da 1 de üçlük atmıştı. Ama basketbol bu, kendi kahramanlarını yaratıyor bir anda. Antalya, onur mücadelesi yapan CASA TED karşısında 74-72 mağluptu bitime 3 saniye kalana kadar. O potaları döven Ralph Mims, bir attı bir attı, kritik galibiyeti takımına getiren isim,
maçın da kahramanı oldu.
O ana kadar hiç faul kaçırmamıştı Darüşşafaka takımı. Bitime saniyeler vardı, Kepez karşısında 75-73 mağluptular. 20 sayı geriden gelmişlerdi. Hammonds da 15 sayı 3 asistle takımını sırtlayan isimdi. Ama takımın ilk ve tek serbest atışını, Darüşşafaka da galibiyet şansını kaçırdı. Ankara’da takımın
en kötüsü maç kazandırdı,
Antalya’da en iyisi kaybettirdi!


Mersin’in derdi büyük!

Mersin Belediye, hiç çekmedi serbest atışlardan çektiği kadar. Ligin en kötü faul atan takımı. Toplam 10 yenilgi almışlar, biri uzatmada, üçü 1 sayıyla, üçü 4 sayıyla, biri 5, biri de 6 sayıyla. Sadece Beşiktaş’a 11 sayıyla mağlup olmuşlar. Toplam 413 serbest atışın tam 154 tanesini kaçırmışlar. Kaybettikleri maçlarda ise ortalama 10 faul kaçırmışlar. Yarısını atsalar kafa kafaya oynayıp kaybettikleri bütün maçları belki kazanabilirler, ilk üç içinde bile yer alabilirlerdi. Bu hafta da Telekom’a 79-83 mağlup olurken tam 13 serbest atışı sokamadılar. Yaptığı onca mücadelenin, harcadığı emeğin karşılığını bu basit hatalarla alamıyor Mersin ekibi.