Fener mucizeyi gerçekleştirdi

Bir önceki yazımın başlığı ‘Fener mucizeye izin vermedi’ydi.

Öyle ki sadece beş adet 2 sayılık isabet bulabilen Efes Pilsen, neredeyse üçlüklerle maçı kazanıyordu. Ama Mirsad’ın bloğu, basketbolun kimyasına aykırı olan duruma, yani mucizeye izin vermemişti.

Ama dün küçük çaplı bir mucizeyi Fenerbahçe gerçekleştirdi. Öyle ki dakikalar 25’i gösterdiğinde Efes Pilsen, çok da ekstra bir şey yapmadan, rutin geçen maçta tam 17 sayılık fark yakalamıştı.

Sinan’la Ukiç’i etkisiz hale getiren Efes, rakibin hücumda tıkanmasına neden olmuş, kendi de kontrolü elinde tutup, yine ortalamanın üstünde bir yüzde ile attığı üç sayılık basketlerle adeta güle oynayan maçı alıp götürecek duruma gelmişti. Ama ‘basketbolda her an, her şey olabilir’ kanunu dün yine yürürlüğe girmişti. Kanarya, çıkmadık candan ümit kesilmez misali son bir hamle ile prese başlamış ve arka arkaya 3 top kapmıştı. O ana kadar, ‘Bu maça ne yazacağız’ diye kara kara düşünürken, gökte aradığımızı yerde bulmuştuk. Bir anda oyunun momentumu değişti.

Efes Pilsenli oyuncular da, maçı izleyen herkes gibi ‘kazandık’ diye düşünüp presi fazla ciddiye almayınca, olanlar oldu. 5 dakikada 14-5’lik seri yakalayan Fenerbahçe, hem ateşlenmiş, hem de taraftarını havaya sokmuştu.

4. periyodun hemen başında ise Emir Preldziç resitali başladı. Kılıçla yaşayan, kılıçla ölür derler... Üçüncü maçta üçlüklerle ayakta kalan, dün de üçlüklerle 17 sayılık farkı yakalayan Efes Pilsen, Fenerbahçe’nin yağmur gibi gelen üçlükleriyle hüsrana uğradı. Öyle ki Fenerbahçe, 4. çeyrekte Preldziç (2), Greer (2) ve Ömer Onan’la tam 5 üçlük bulurken, yine Preldziç ve Greer’la birer basket faul çıkarıp, 7 hücumda tam 21 sayı üretmeyi başardı.

Bu inanılmaz performans da, Efes Pilsen’in de bütün ‘guard’ını düşürdü. Maçın istatistik kağıdında Efes Pilsen adına tam 19 asist, yüzde 52 iki sayı, yüzde 48 de üç sayı isabet oranı yazıyordu. Ama kazanan Fenerbahçe oldu.

Küçük çaplı bir mucizeyle!...