Efes Pilsen tarih yazdı!

Tam anlamıyla kader maçıydı. Real Madrid, Top 16’yı garantilemiş, sadece ikinciliği korumak için sahaya çıkmıştı. Efes Pilsen’in ise mutlaka kazanması gerekiyordu, ya da Atina’da Panionios’un, Milano’yu devirmesini bekleyecekti. Ama iki seçenek de olmadı, Efes Final-Four iddiasıyla başladığı sezona erkenden havlu attı. Hem de tarihinde ilk defa ilk turda elenerek.
Oysa maça iyi başlamıştı temsilcimiz. Özellikle savunmada çok konsantreydiler. İlk 4 dakikada sadece 2 sayı yiyince skor 2-7 olmuş, umutlanmaya başlamıştık.
Ancak İstanbul’daki maçın yıldızı Hosley ve Reyes’in 7’şer sayısıyla ilk çeyrek 16-16 sona erdi.
Oyuna 2/3 üçlükle başlayan Efes Pilsen’de dış atışlar oyunun kalan bölümünde kendileri için adeta kabus oldu.
Real Madrid, ilk çeyrekte 6-11 geride olduğu ribauntlarda ikinci çeyrek 12-6 üstünlük sağlarken, bu kez Massey arka arkaya 10 sayı üretirken, ekibimiz potayı dövmeye devam etti. İkinci on dakikalık dilimde sadece 11 sayı üretebilen temsilcimiz, 0/9 üçlük atarken skorda da 35-27 geriye düşüyordu.
Üçüncü çeyrekte de Efes Pilsen üçlük denemeye ve kaçırmaya devam ediyordu. Bu bölümde de üst üste 4 üçlük kaçında, 2/3’le başladığımız 6.25 çizgisinin gerisinden attığımız şutlar 17’de 0’ı buluyordu.
Dile kolay. Hem Real Madrid gibi bir devle deplasmanda karşılaşıyorsunuz, hem de üst üste kullandığınız 17 üçlüğün hiçbirinden sayı bulamıyorsunuz. Böyle şut atılan bir gecede ne kadar mücadele edersen et, ne kadar savunma yaparsan yap kazanamazsın.
Nitekim öyle oldu. Son periyotta Ender arka arkaya 3 üçlük atıp takımını umutlandırsa da, (69-60), Lopez’in 24 saniye dolarken bulduğu şanslı üçlük Efes Pilsen’in de bu sezonku kaderini belirliyordu.
Ne acıdır ki, Efes Pilsen’in bu sezon 2 kez yendiği Milano, Panionios’u Atina’da 77-87 ile geçip top 16 biletini cebine koydu.