Devler'de değişen bir şey yok

İzmir’de kötü geçen turnuvanın ardından, Almanya’da Milli Takım’ın biraz daha iyi basketbol oynayacağını umuyorduk. Ama bir arpa boyu yol kat edememiş göründük, Spanoulis, Papaloukas, Schotsanitis ve Diamantidis’ten yoksun, vasat sayılacak bir kadroya sahip Yunanistan karşısında. İzmir’de neleri kötü yapıyorduk? En büyük sorun hücumdu. Dünkü skordan da belli. Fazla yorum yapmaya gerek yok. Sadece 4 asist, 24’te 2 gibi felaket bir üç sayı yüzdesi var. İki sayılıklar da 38’de 11. Yapmak istediklerimizin hiçbirini
sahaya yansıtamıyoruz. Topu eline alan pivotu ikili oynamaya çağrıyor, ne doğru dürüst bir perdeleme oluyor, ne penetre. Topu eveleyip geveleyip bir şey yapamayınca üçlüğü gönderiveriyoruz potaya. İkili oyun savunmamızda sorunlar vardı. Dün 3 asıl oyun kurucusu olmayan Yunanistan, özellikle ilk yarı takır takır basketbol oynadı. Her ikili oyunda Bourusis ve Koufos’la sayılar buldular. Yine beceremedik bu oyuncuları durdurmayı. Güzel olan, Ömer Aşık’ın iyileşmiş olmasıydı. Onun oyunda olduğu bölümlerde ve topun içeri indiği anlarda biraz eski günlerden kesitler sunduk o kadar. İkinci yarıdaki savunma gayreti de olumluydu.
Semih ve Ömer’in bu takım için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Hazırlık maçlarının çok
önemli olmadığı söyleniyor ama zaman da daralıyor. Sorunlarımız fazla, vaktimiz az. Özgüvenle rahatlık arasında çok fark var. Galiba bu ikisi arasındaki farkı karıştırmaya başladı oyuncular ve teknik kadro. Artık toparlanmaya başlamak gerekiyor. Potansiyelimizin farkındayız ama bunu sahaya yansıtmaya başlamanın vakti geldi.