Devler fazla oluyor

Haberin Devamı ›
Maçtan önce Fransa’dan üstün bir takım olduğumuzu, kazanabileceğimizi tahmin ediyorduk. Ama bu kadar üstün oynayıp, tabiri caizse ‘eze eze’ kazanacağımız pek de aklımıza gelmiyordu.
Maç başlar başlamaz çekincelerimizin yersiz olduğu ortaya çıktı. Karşılaşma için yaptığımız analizde, Fransa’nın oyun kurucusu olmadığını ve topa yapacağımız baskıyla, onların düzenden çıkarabileceğimizi vurgulamıştık.
Nitekim coach Tanjeviç’in stratejisi 40 dakika boyunca mükemmel işledi.
De Colo, daha ilk çeyrek bittiğinde tam 4 top kaybı yapmıştı.
Turnuva öncesi ‘şapkadan’ çıkardığımız alan savunması her geçen gün şekil değiştiriyor.
Dün de savunmamızı çok yukarıda kurduk. Hem topa, hem de paslara inanılmaz baskı yaptık. Fransa, bırakın şut atmayı, topu yanındaki oyuncuya bile geçirmekten aciz kaldı bir çok kez.
Geniş kanatları olan bir dev gibiydik resmen müdafada.
2008 Olimpiyatları’nda altın madalya alan Amerika Milli Takımı’nı izliyor gibiydim o savunmayı yaparken.
İlk yarının sonuna doğru rakibi bitirici hamleyi yaparken, ikinci yarının başında son darbeyi vurduk, maç da orada bitti.
Hidayet, her geçen gün daha iyi oynuyor.
Çok kararlı gördüm onu.
Sinan enerji küpü. Öyle katkılar yapıyor ki inanılır gibi değil. Grup maçlarında savunması ve kaptığı toplarla savunmamıza güç katan Sinan, dün de 17 dakikada 17 sayı atıp, hücum potansiyeli olduğunu da gösterdi.
Oyun kurucularımız Kerem Tunçeri ve Ender Arslan tam 5 top çaldı. Bu sayede fast breakler bulduk. Atletik ve sert Fransa defansını çökertmek için, bu tip basit ve çabuk atılacak sayılara ihtiyacımız vardı. Bunları fazlasıyla bulduk.
En güzeli de savunmada bu kadar enerji ve efor sarfederken, 12 oyuncumuzdan da yararlandık, çeyrek finaldeki rakibimiz Slovenya gibi fazla yorulmadık. Kenardan gelen oyuncuların yaptığı 49 sayılık katkı çok değerliydi. Hepsinden gerektiğinde faydalanabileceğimizi gördük.
En önemlisi de, Sinan kenara gelirken başta kaptan Hidayet Türkoğlu olmak üzere tüm takımın ayağa kalkıp onu alkışlamasıydı. Artık birbirini kıskanan değil, birbirinden gurur duyan, arkadaşının başarısıyla öğünen bir takım olduk.
Zaten saha içinde herşey yolunda gidiyor.
Bu takım olgusu da bizim biraz daha umutlanmamıza neden oluyor.
Başta coach Tanjeviç olmaz üzere, tüm takımı bir kez daha can-ı gönülden kutluyorum.
Bu yolun sonu madalya olsun artık.