Arama

Popüler aramalar

Deplasman fatihi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kadrosuna baktığımız zaman bir Euroleague takımı diyemeyeceğimiz ama boyundan büyük işlere kalkışan Demon Mallet’li bir Charleroi vardı Efes’in karşısında... Biraz küçümsendiği için İstanbul’da sürpriz bir şekilde mağlup olduğumuz Charleroi o günden sonra hiç kazanamamıştı, ama hiç de kolay kaybetmemişti dün olduğu gibi. Belgrad’da, Madrid’de son dakikaya kadar oyunun içinde kalmışlar, evlerinde Milano’yu ellerinden kaçırmışlardı. Bu ikilem içinde maçı izlemeye başladık. İlk yarıda çok iyi savunma yapan Efes karşısında, sıradan Amerikalılar’dan kurulu Charleroi potayı bile göremezken, Partizan maçını kazandıran pres yine çok işe yarıyordu. Nitekim devre bittiğinde Belçika ekibi 22 sayıda kalmıştı. Ersan’ın erken faul problemine girmesiyle daha fazla süre alan Savanoviç, harikalar yaratırken Stanko Baraç doğru dürüst 5 numarası olmayan rakibin çember altında cirit atıyordu. Fark da 15’lere çıkmıştı. Charleroi’nin sıradan bir takım olduğu savı, ilk yarıda geçerlilik kazanmıştı. İkinci yarıda Efes vurup geçeceği yerde, o ikilemin tersi yaşanmaya başladı. Belçika ekibi başta Mallet olmak üzere her zamanki gibi kolay geri atmayacağının sinyallerini verdi periyodun hemen başında... Ona Hamilton, 38 yaşındaki Riddick ve Hill de eşlik etti. Efes’te toplar Baraç’a inmemeye, yorulan Savanoviç’in şutları girmemeye başladı. Hatta toplamda kullanılan 28 üçlüğün tam 13’ü kaçtı. Hal böyle olunca Charleroi ümitlendikçe, ümitlendi ama Kerem Tunçeri’nin bitime 3 dakika kala attığı kritik üçlük, her ne kadar iş iştikten geçtikten sonra fark 4’e inse de, Efes’e belki de Top 16’yı müjdeledi. 4 deplasmanda alınan 3 galibiyeti gördüğümüzde, İstanbul’daki