Bir seçimin anatomisi

Bu 20 yılda onu herkes tanıdı. Yaptıkları, yapmadıkları ortada. Kendisinden fazla sözetmeye gerek yok.

Diğer aday Ali Doğan ise basketbolseverlere biraz uzak bir isim. Kendisini Ülker başkanlığı yaptığı dönemde tanıdım. Son derece saygın ve değerli bir insan. Ama maalesef basketbolun ‘b’sini bilmez. Basketbolcuyu bilmez, basketbolun işleyişini bilmez.

20 yıldır Demirel’e muhalefet yapan, onu sürekli eleştiren koskoca bir basketbol camiası, bir çok basketbol adamı varken sadece rakip olarak çıkara çıkara Ali Doğan’ı çıkarıyorsa bu onların ayıbıdır. Efe Aydan’ın boks federasyonluğu başkanlığına aday olması gibi bir şey bu durum. Konuşmaya, söylenmeye hakları yok artık.
Basketbolu da, futbolu da, siyasi partileri de, spor kulüplerini de başkanlar yönetir. Son sözü onlar söyler.

Ali Doğan da basketbolun uzağında olduğunu bildiği için argüman olarak, ‘Ben basketbolu ekibimle yöneteceğim’i kullanıyor. Ekibe de baktığımızda durum pek parlak gözükmüyor. Sayın Doğan daha önce de futbol federasyonu başkanı olarak şansını denemişti, şimdi basketbola aday. Bakalım sırada hangi federasyon olacak.
Bazı kulüplerimiz sayın Doğan’ı desteklediklerini duyurdular. Zaten basketbol ya da basketbolun gelişimi onları ilgilendirmiyor. Onlar federasyonda ne kadar etkin olurlar, onu düşünüyorlar. Yani kendi çıkarlarını, basketbolu değil.

Sonuçta yarın dananın kuyruğu kopacak. Seçim sonuçları sonrası tek dileğim gelişmekte olan, dünyada söz sahibi hale gelen Türk basketbolunun daha da ilerilere gitmesidir.