Aslan gibi başladı

Maç başlamadan önce her ne kadar Euroleague’in en acemi takımı olsa da, sezon başından bu yana gelişimini izlediğimiz Galatasaray Medical Park’ın, Prokom deplasmanından galibiyetle döneceğini tahmin ediyorduk. Polonya ekibi yıllardır Euroleague oynasa da, doğru hamleleri yapmayı öğrenemeyen bir kulüp.
Tecrübesizlik nedeniyle çekincelerimiz vardı belki ama, maç başlayınca son derece kontrollü, kendine güvenen ve oyuna hakim bir Galatasaray görünce oldukça rahatladık. İlk yarıda skorda geriye düştüğümüz anlarda bile maçın kazanılacağından en ufak bir şüphe duymadım. Toplama yabancılarla takım olma görüntüsünden çok uzak bir Prokom, karşısında ise ne yaptığını çok iyi bilen, kendinden son derece emin Galatasaray, Lakoviç önderliğinde harika bir oyun sergiledi. Sloven yıldız 3/3 üçlük ile başladığı maçı 6/7 üçlük, 1/2 ikilikten olmak üzere 21 sayı, 3 ribaunt ve 4 asistle bitirdi. Başka sivrilen oyuncu yoktu. Diğerleri ‘eh işte’ denecek kadar oynadı, bu bile tarihi bir galibiyete yetti. Ancak ilerisi için dikkat edilmesi gereken bir çok husus var. Oktay Mahmuti de maç içinde çıldırmış olmalı... Ne olursa olsun, son 6 dakikaya 18 sayı önde giren bir takım, galibiyeti riske atmamalı. Aynısı Litvanya’daki Lietuvos Rytas maçında da yaşandı. Gruplara kalınan o maç da, neredeyse gidiyordu. Dün de son 6 dakikaya 70-52 önde giren Galatasaray, 4 dakikada 17-1’lik seriyle rakibine yakalandı. Son 9 serbest atışın 6’sı kaçtı. İnanılır gibi değil. Songalia’nın
kritik hücum ribaundu ve Lucas’ın, Devin Brown’a yaptığı blok olmasa, Galatasaray bu kez çok acı bir
şekilde tarihe geçecekti! Cim Bom Euroleague’de başarılı olmak istiyorsa maç konsantrasyonunu 40 dakikaya yaymayı öğrenmeli. Yoksa şans her zaman yanında olmaz...