Aslan ağır yaralı

Koray Mincinözlü takımın başına geldikten bu yana biri Fenerbahçe derbisi, ikisi Avrupa Kupası olmak üzere 4 maçını da kazanmıştı Galatasaray. Adeta istim üzerindeydiler ama bütün önemli maçlarını kaybeden Telekom karşısına kolu kanadı kırık olarak çıkıyorlardı.
Takımdan ayrılan Ziziç’in yanısıra, sakat olan Milojeviç ve Atkins yoktu dün sahada. Cemal Nalga da, mecburiyetten oynuyordu.
Çok eksiklerdi, rakip de oldukça güçlüydü. Değişik birşeyler yapmak durumundaydı Sarı-Kırmızılılar, eldeki kadroyu da mümkün olduğunca idareli kullanmak.
Ana planları kolay basketler bulmaktı. İlk çeyrekte bunu başardılar da. Özellikle ribaunt alınır alınmaz Hüseyin oyun kurucu yerine doğrudan koşan adamı topla buluşturdu, Telekom’u kendi silahıyla vurmayı denedi Cim Bom.
Dakikalar ilerledikçe hızlı oynamanın getirdiği dezavantaj kendini hissettirmeye başlamıştı. Top kayıpları normalin çok üstüne çıktı. Devre biterken Cim Bom tam 12 top kaybediyordu.
Telekom ise 2. periyodun başından itibaren ağırlığını koydu sahaya. 5 dakikada Barış Özcan’ın etkili oyunuyla yakaladığı 6-21’lik seriyle rakibine ilk darbeyi vurdu: 28-39.
Galatasaray, Hüseyin ve Cüneyt’le oyuna tutunmaya çalışsa da, 3. periyotta konuk ekip öldürücü vuruşu da yaptı. Serkan’ın üçlüklerinin yanında rakibin devam eden top kayıplarıyla hızlı hücumlar bulan Telekom, bu 10 dakikada 8-26’lık seriyle farkı 30’a çıkardı (47-77), maçı da erken bitirdi.
Düşüncesiz Guroviç!
Geldiği günden bu yana oldukça uslu duran geçmişi sabıkalarla dolu Guroviç, yapacağını 3. periyodun sonunda yaptı.
Maç kopmuş, hiçbir iddian yok. Verilmeyen bir faul sonrası, hakeme küfür edip diskalifiye olmak da neyin nesi. Ardından gelen tükürük de, cezanın katmerlenmesini sağlayacak. Takım zaten eksik. Bir sürü sakat var. Şimdi de Guroviç en az 2-3 maç olmayacak. Takımı bu kritik dönemeçte yalnız bırakmanın adı sorumsuzluk ve düşüncesizliktir. Şu ana kadar Galatasaray’a yaptığı katkı zaten tartışılıyor, şimdi de hem hakeme hem de takımına yaptığı saygısızlık tartışılacak.