Arama

Popüler aramalar

Ankara'da dejavu!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Maçın 35. dakikasıydı.

Güzel şeyler yazmak için hazırlanıyordum.

Arjantin Dünya’nın 1 numarasıydı. FIBA sıralamasında zirvedeler.

Ginobili dışında da tam kadro olarak geldiler.

Böyle bir takıma karşı iki kere 14 sayı öne geçmiştik.

Neredeyse harika oynuyorduk.

Kerem ve Ender ikili oyunlarla uzunları çok iyi besliyor, uzunlarımız da kendi aralarında çok iyi paslaşıyorlardı.

Savunmada ise kolay basket yemiyorduk. Dış atışlara itmiştik Arjantin’i.

Düne kadar yaşadığımız en büyük sorunlardan hücum ribauntlarını da vermiyorduk rakibe.
Herşey yolunda gidiyordu.

Seyirci de havaya girmişti.

Ama oyuncular da havaya girince, işin rengi değişti.

Normalde maçın hakkı 20 farklı Türkiye galibiyetiydi.

Ama skor tabelasında başka bir sonuç vardı.

Dış adam savunmasında sorun yaşıyoruz hala. Sırbistan, Hırvatistan, Litvanya, dün de Arjantin. Hep rakipler mi bize karşı inanılmaz üçlük sokuyor, yoksa biz mi dış adam savunmasını pek beceremiyoruz, orası tartışılır.

13 tane üçlük yedik dün.

Sonuçta neleri yaparsak uçacağımızı, neleri yapmazsak dibe vuracağımızı gördük bir kez daha.

Tokat gibi bir ders olmalı dünkü Arjantin maçı.

Sonuna kadar hak ettiğin bir maçı kendi ellerinde veriyorsun rakibe.

Moral bozucudur mutlaka ama şampiyonada böyle bir maç kaybetmektense, özel maçta kaybet daha iyi.

İki yıl önce Fenerbahçe’nin final serisinde 15 sayıdan Efes Pilsen’e kaybettiği maçı yaşadım sanki tekrar Ankara’da. O maçta da oyuncuların çoğu ve kaybeden coach aynıydı.

Yine işler kötü giderken hiç müdahalede bulunulmadı, kalan dakikalar ve uzatmalar mecburi değişiklikler dışında aynı 5’le oynandı.

Umarım akıllar başa gelmiştir, gereken dersler çıkarılmıştır dünkü 45 dakikadan.