Canavar gibi

Takıma katılan her oyuncunun özelliği doğrultusunda katkı yaptığı bir ilk yarı oynadı Galatasaray. Oyuncuların kalitesi ya da kariyerleri zaten iyi ama zaman zaman “Bu kadar eder mi?” sorusunu bir yana koyarak söylüyorum; bir takım için ‘iyi transfer’ diyeceğiniz oyuncular getirmeyi başardılar. Mariano’nun topla oyun kurma becerisini, Ndiaye’nin enerjisini ve temposunu top tekniğiyle birleştirebilen bir oyuncu olduğunu, Belhanda’nın kalitesini ve Gomis’in rakip stoperler için baş belası bir futbolcu olduğunu hissettik daha ilk yarıdan.

Ndiaye ve Belhanda keyfi

Duran top hastalığı hala geçmemiş olmasına rağmen yenilen golün moral bozukluğunu gram hissetmediler. Bu pozisyonda ‘ne işi var’ dediğimiz Tolga’nın golü, Mariano-Gomis-Belhanda işbirliği ve Gomis’in bireysel çabası ve bitiriciliği ile 45 dakikada çözdüler maçı. Ve perfomanslarıylada maçın başında ıslıklanan Tudor ve Dursun Özbek’e nefes aldırdılar. 2. yarıda ise skora göre tempoyu istedikleri gibi ayarlayarak oynarken yine Ndiaye, bilhassa Belhanda ile dikine oynayarak keyif verdiler.

Kayseri kötü döndü!

Gomis ise maça son noktayı harika bir gol vuruşu ile yaparken Linnes de uzun süre sonra bir maçını asistle taçlandırmış oldu. Kayserispor ise performans olarak geçtiğimiz sezon bıraktığımız yerden çok uzakta. Türk futbolunu tanımayan hoca transferi kadro kalitesini de ciddi şekilde kaybetmiş Kayserispor’a pahalıya mal olabilir. Sonuçta sezona galibiyetle başlayan Galatasaray tarafında en net gözlemlenen ayrıntı özellikle Feghouli’nin de katılımıyla bu kadronun bir iç saha canavarına dönüşebileceği.