MENÜ

Yaşlı gençler

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Türk futbolunun dünya futbolunda tarihi unvanlar elde ettiği dönemdi 2000 yılı ve sonrası. Galatasaray UEFA Kupası şampiyonu, Milli Takım da Dünya Kupası üçüncüsü oldu. Tek kulübün başarısı ve çizgisi, tüm ülke futbolunu mu ifade eder? Duruma göre değişir. Ama Galatasaray’ın 2000’de zirveye ulaşması yaklaşık 10, hatta 14 yıllık sürecin ürünüydü. Kendilerinin de şimdi ifade ettiği gibi böyle bir başarıyı kalıcı kılacak kulüp gelişiminin geri planda bırakıldığı dönemdi. Maddi kazanca dönüştüremediler. İkisinin aynı anda yapılması zordur, hele Türkiye’de futbolun yaşanış ve yorumlanış şekli düşünülürse. Milli Takım’ın üçüncülük sonrası yaşadığı kriz, sadece büyük organizasyonda sürpriz yapan ülkenin girdiği kriz dönemi değildi. Bu kadar basit değildi en azından. Fransa ve Hollanda’nın yaptığı gibi ülke çapında tabana kadar yayılan proje miydi? İçinde 15-20 yılı kapsayan proje aklı var mıydı? Devrim deniyorsa, sistemi kökten sallamak gerekir. Oysa Milli Takım tavandan geldi. Dar kapsamda tutuldu. Yanlış yorumlandı. Kanada’da düzenlenen Dünya Gençler Şampiyonası’nı seyrederken yukarıdakileri düşünüyor olmak iyi mi, kötü mü? 2 yıl önce Türkiye’nin de, Olcan, Burak, Kerim, Gürhan, Gökhan Güleç, Selçuk İnan, Uğur ile katıldığı turnuvadan şu anda dünya futbolunda hala bilinen kaç isim kaldı? Messi, Obi Mikel, Zabaleta, Taiwo? Aynı yıl Türkiye’nin sükse yaptığı U17’nin şampiyonu Meksika’nın temel taşlarını şimdi burada izliyoruz. O takımın iki yıldızı Barcelona ve Arsenal’de. Genç oyuncu yetiştirmek zahmetlidir. Bir yaş grubundan bir tane üst düzey oyuncu çıkarmak bile yeterlidir kimi zaman. Bir kısmı da belirli standardın üstüne taşınmalıdır. Bu iş büyüklerin yaptığı gibi pilot takım seçme gösterişiyle hallolamaz. PAF takımıyla da... Reserv ligle de... Kadroya hava atmak için birkaçını koymakla da... İspanya Ligi’nin neredeyse yarısı Real Madrid ve Barcelona altyapısından geçmiş-gelmiş isimlerden oluşuyorken, o takımların kadrosunda kaç tane altyapıdan İspanyol kökenli adam var? Manchester United bunu yapabiliyorken, diğerleri niye beceremez, istemez? Cevabı kolay değil. Tek doğru yok, tek plan yok. Türkiye’nin gençleri yükseltebilme ve geliştirme sabrı ve ortamı var mı? Avrupa futbolunun içindeysek, gençleri futbolcu kafası olarak yetiştirmek zorundasınız. Son 20 yılı kapsayan dönem kaç tane futbolcuyu yurt dışına gönderdik? O Galatasaray takımından kaç futbolcu bir üste geçebilme hedefine ulaştı? Kaçı eş veya daha iyi takıma gidebildi? Kalıcı olabildi? Yetenekli Türk gençlerinden kaçı 20’sine gelmeden yurt dışına transfer oldu? 20’sine gelip umut vadeden kaç futbolcumuzun oyun stilini ve birden fazla işi yapabilme açısından kendisini geliştirdiğini gördük? Bunu son dönemde en iyi yapanlardan biri, Tuncay dışında. Niye gurbetçiler hep can simidi oluyor (ama nedense milli takımda asla beklenen roller verilmiyor?) Durum böyleyken biz neyi başardık öyleyse? Milli takım üçüncülüğü neyi değiştirdi? Bu soruları ne zaman sormaya ve tartışmaya başlayacağız? Bize anlatılan yalanlara devam mı edeceğiz?

YORUM YAZ