MENÜ

Süleyman Hurma: Biz daha ölmedik

Kayserispor Genel Menaceri Süleyman Hurma, bilinmeyenleri FANATiK'e anlattı.

Süleyman Hurma: Biz daha ölmedik

Süleyman Hurma, Kayserispor’un son 10 yılına damga vuran bir isim. Hedefi takımın Avurapa kupalarına hatta Şampiyonlar Ligi’ne sokmaktı. Önceki sezon başındaki duyguları aynen böyleydi. Ancak Kayserispor, Süper Lig’e veda etti ve yeni sezonda PTT 1. ligde mücadele edecek Sarı-Kırmızılılar. Peki kulübün standartı bu kadar yükselmişken, tesesilriyle ekonomik gücüyle ve kaliteli kadrosuyla Kayserispor nasıl düştü. Bazı kesimlerin seslendirdiği gibi devre arası Süleyman Hurma’nın inadından mı, düştü Kayserispor... Bütün bunların hepsini ve daha fazlasını bu röportajda bulacaksınız. İşte virgülüne dokunmadan genel menecer Hurman’nın ağzından Kayserispor gerçekleri:

‘Kırılma noktası Prosinecki’

“Bu kadar kaliteli isimlerden kurulu kadroda çok garip gelişmeler de yaşandı. 8 tane ilk 11’de forma giyen oyuncumuz sakatlandı. Sezon başında Prosinecki ile kendi takımımızın planlamasını yaptığımızı sanıyordum, meğersem Prosinecki Beşiktaş’la masaya oturmuş, Beşiktaş’ın planlamasını yapıyormuş. Tabii bunu bilemezdik. Ayrıca Prosinecki bizim oyuncuları başka takımlara pazarlama derdine düşmüş. Bu bir kırılma noktasıydı. Oysa biz aidiyet duygusu içinde görev başında olan bir hocamız var zanne diyorduk. Prosinecki bizde gitmiş ve beraberinde bazı oyunculaürımızı da kafaca götürmüş. Oysa Beşiktaşlı yöneticilerle birlikte planlamalara girmiş. Biz önce inandık ancak anladığımızda iş işten geçmiş ve Prosinecki ile yola koyulmuştuk. Bütün bunların peşinden Bobo’ya 6.5, Pablo Mouche’ye 8.5 milyon Euro’luk teklifler geldi. Birçok futbolcumuza teklifler gelmeye başladı ve kafaları karma karışık oldu. Travmalar üst üste geliyordu, kafa karışıklığının yanı sıra sakatlıklar da tuz biber ekti.”

‘İyiliği de kötülüğü de unutmam’
“25 yılda bir çok şey öğrendim. ‘Düşenin dostu olmaz’ diye bir şey var. Ben bunu kabul etmiyorum. Çünkü biz düşmedik. Hâlâ bu ligin en iyi kulüplerinden bir tanesiyiz. Elimizdeki kadroyu tuttuk. En iyi stada, tesislere sahibiz. Kadromuz Süper Lig’de oynayasa UEFA Kupası’na oynar. Ancak dramatik olan şey şu; Bizi çukura düştü sanan bir takım insanlar buna en yakın dostlarım, çok emek verdiğim insanlar da dahil benim takımımı talan etmek istemeleri beni çok üzdü. En azından bir katkı bekliyorken dostlarımızın bile talan etmesine çok üzüldüm. Sevgi beslediğim insanlar meğerse bize kıskançlık ve düşmanlık besliyorlarmış. Ama benim bir huyum var; bir şeyi hiç kimsenin yanına bırakmam. Ne iyiliği, ne kötülüğü. Kim ne yapmışsa karşılığını mutlaka alacaktır. Beni tanıyan herkes bunu çok iyi bilir.”

‘Türk futbolunda kaos var’
“Çok net söylüyorum. Bütün kulüplerimiz ve futbolumuz bir kaos içinde, Türk futbolu çok kötü durumda. 80 milyonluk bir ülkenin, futbola bu kadar para harcayan bir ülkenin futbolunun bundan daha kötü bir durumda olması söz konusu değil. Ortaya koyduğunuz bu yasalarla, bu yönetmeliklerle bu transfer sistemleriyle bunu düzeltme şansımız yok. Bir an evvel futbola gerçekten emek harcamış kişilerin bir şeyler yapması gerekiyor. Futbolda güçlü olan kazanıyor. Oyuncusuna para ödemeyen kulüpler avantaj kazanıyor. O oyuncularla ödemediklere paralarla başka oyuncular alarak güçleniyor. Yasalarla bu tür takımlar ödüllendiriliyor.”

‘Bu kadar tesadüf olmaz’
“Hoca, teklifler, sakatlıklar ve bizim kurduğumuz hayaller... Açıkçası kurduğumuz hayallerle beraber olduklarımızın hayalleri çok çok farklıydı.Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yoktur, bu benim ifadem değil, Lig Tv istatisliğidir. Ofsayttan 16 gol yedik, 5 golümüz ofsayt gerekçesiyle verilmedi. Aleyhine en fazla penaltı verilen, en fazla kırmızı ve sarı kart gören takım olduk. Ancak yensek de yenilsek de top oynamaya çalışan bir takımdık. Bu hakem hatalarını ilgililerle konuştuğumuzda durumun tamamen tesadüf olduğunu, kendilerinin de yapacakları bir şey olmadığını söylediler. Ama Cumhuriyet tarihinde bu kadar tesadüf bir araya gelmez.”

‘34 maçta lehimize hata yok’

“1 yıl önce 5. olmuş bir takımın, transfer yapıp çok iyi oyuncalar alıp küme düşmesi imkansız bir şey. 5.’lik tesadüf değil, daha önce de oralarda olan bir takımdık. Artık birileri ürktü mü, ürkütüldü mü... Aslında konuşulacak çok şey var; Yöreğim şöye soğuyabilirdi bir yetkili çıkıp, ‘bu takıma yazık oldu, çünkü biz çok hata yaptık’ demesini beklerdim. Yarıştığımız zaten bize hata olmasını bekliyor, çünkü onların işine geliyor. Biz de bir de şu olay var,sadece kendi başımıza geldiğinde konuşuyoruz. 8 oyuncu sakat, hakem hataları sana denk gelmiş. Ayrıca hakem hatasıyla attığımız ne gol var ne de kazandığımız penaltı. Ne hikmetse bizim lehimize hakem hatası bir kez bile olmadı 34 maçta.”

‘Kas sakatlıkları yıktı’
“Sakatlıkların hepsi kas sakatlığıydı. Kulüp prensipleri olarak bizde olumsuz bir ifade çıkmaz. Yenildiğimiz zaman ne teknik heyetimiz, ne de oyuncumuz “ne yapayım golü ben mi atacağım, böyle gol yersen tabiki yenilirsin” ifadesini kullanılmaz. Biz hep bunu kendi içimizde çözmeye gayret ettik ama başa döndüğümüzde başımıza gelenlerin çok da anormal olmadığını gördük. Bir sürü şey var yani... Kafası uçmuş bir teknik adamla olmak ve takımdan gitmek isteyen oyuncularla devam etmek çok akla uygun değildi.”

‘Üstümüzde büyük baskı var’
“Hiçbir oyuncumuzu satmak istemedik. Ancak satmak istemediğimiz zaman bular köle mi, esir mi diyorlar. Kamu oyu üstümüzde çok baskı kuruyor. Mesela Amrabat olayı, Mehmet Topuz, Gökhan Ünal ve diğer transferler her birinde bu tramvaları yaşadık biz. Yani, hem medyanın hem de toplumun üzerimizde nasıl bir psikolojik baskı oluşturduğunu gördük. Sattığınız zaman da ‘Ya kardeşim bu Kayseri takımı da bir tık öne alamıyor’ diyorlar.”

Haberin Devamı

‘Şaibeye karışmadık’
“Hayatımız boyunca futbolla işimize değer kattık. Benim bulunduğum yerde değer kaybı olmadı. Kimsenin hakkını yemedik. Şaibeye karışmadık. Pisliğin içinde olmadık. Ben Anadolu takımının gücüyle kendi kulübümün çıkarlarını korudum. Büyük kulüplerden de teklifler aldık. Önemli olan şey şu bir yere gittiğinizde bir şeyler yapmanız gerekiyor. Şu anda büyük kulüplerde sağlıklı bir durum olduğunu düşünmüyorum. Kayserispor’da beni tutan 2 şey var. Birincisi benim mesleki onurum, ve hırslarım ve isteklerim ve inadım. İkincisi de başkanımız Recep Mamur. Her zaman arkamızda durdu. Sonuçta profesyoneliz. Başarısız olursam giderim. Her ayrıldığım yerden iyi ayrıldım. Veda ederek, yemekler vererek.”

‘Başarısızlıkta kimse yok’
“Ayrıldığım konusuna gelince... Ben, şunu söyledim; başkanla yalnız bırakılmaktan sıkıldım. Bir iş var o iş iyi olursa herkes var. Ama kötü olduğunda hiç kimse yok, başkanla biz varız. Katkı da yok. 6 trilyon gelir, 40 trilyon giderimiz var. 34 trilyon açık. Bu parayı bulmak için sadece başkan Recep Mamur var, başka kimse çıkmıyor. Herkes elini taşın altına sokacaksa para almadan çalışacağımı söyledim ama kimse çıkmadı. Bütçeyi tamamlamaya çalışacağız. Bir şekilde bunun da altından kalkacağız. Sadece başkandan para istenilmesini istemiyorum. Herkes başarı istiyorsa bir şeyler yapması lazım. Sonuç alarak hiç bir işten kaçmadım. İşi bırakıp kaçacak adam değilim.”

‘Hedef Devler Ligi’ydi’
“Nasıl düştüğümüzü bir nedene bağlamak çok zor tabii ki... Bir kere şunun altını çizelim, bir kulübün 25 yılda yaşayacağı olumsuzlukları bir sezonda yaşadık. Geçtiğimiz sezon başında futbolcularına yazılı 30 milyon Euro’luk teklif gelmiş, ve bunu reddetmiş bir kulübüz. Bunun sebebi de hedefi Şampiyonlar Ligi olarak belirlemiştik. Çünkü Fenerbahçe’nin cezası nedeniyle 3. olan takımın Şampiyonlar Ligi’ne gitme olasılığı yüksekti, biz de buna inanmış bir takımdık. Bizi izleyenler, takip edenler de Kayserispor için aynı görüşteydi.”

‘Şampiyon olacak kadro kurduk’
“Son 8 yılda ben iki defa şampiyon olabilcek takım kurdum. Ama üzülerek söylüyorum ki bu takımı elimde tutamadım. Bütün gücümle uğraştım, bütün ülkeyi karşıma aldım. Kötü insan görüntüsü vermeyi kabul ettim ama o takımı elimde tutmayı beceremedim. Bir şeyi çok iyi görmek lazım, tabii bu bütün spor adamlarına ders olmalı. Senin vizyonunla etrafındaki adamların vizyonu, duygu ve düşüncelerin, hedeflerin ve onların hedeflerinin bir birine uymaları gerekiyor. Ayrıca kötüler konuşacak diye yaptığım iyi şeylerden vazgeçemem.”

‘Futbolcudan çok teklif aldım’
“Ben, bütün futbolculardan çok daha fazla teklif aldım. Mesleki olarak ama en büyük hayalim şuydu; Anadolu’da fark yaratmaktı, uzun süre bir takımda durarak, istikrarlı bir iş yaparak yaratabileceğimi düşündüm. Ama gördüm ki, benden sonrakilere söylüyorum... Yaratılamıyormuş o fark. Ve pes ettim, onu anlamak benim için hem mesleki hem de insani açıdan büyük bir travma oldu.”

‘2 sezon arasında uçurum oldu’
“30 milyon Euro’ya hayır dedik, bir oyuncu grubu elimize geçirdik... Bu takım 1 yıl önce yine hakem hatalarına rağmen 5. oldu. Normalde 2. olması gerekirdi. Artık dedik buna bir takviye yapmalıyız. Düşünün bir takım kurmuşsunuz, kurduğunuz takımın forvetinin bir önceki sezon attığı gol sayısı 46... Yani Bobo, Nobre, Sefa ve Pablo’nun bir önceki sezon attıkları gol sayısı 46’ydı. Arkasındaki 10 numarayla beraber 53 gol atmışlardı, geçen sene 17 atabildiler, arada uçurum oldu. Yani uyum çok önemli. Şehrin, taraftarın futbolcunun hedefleri birbirleriyle örtüşmeli. Onun dışında sen bir şeyler hayal ediyorsun ve hayalden öteye geçmiyor.”

‘Don Kişot’luk yaptım’
“Ülkemizde büyük kulüplerin hegomonyası var. Onların her şeyiyle çok ciddi bir gücü var. Dolayısıyla o işi becermek çok kolay değil. Benim çok üzüldüğüm şey şu; 17 tane milli oyuncusu olan, dünyanın en iyi birkaç tesisiden birine sahip olan, borçsuz, düşmesine rağmen birçok oyuncusuna transfer teklifi gelen böyle bir takımın bu hale getirilmemesi lazım. Biz düştük. Oyuncularımız yurt içinde ve yurt dışında önemli takımlara gittiler. Burada önemli bir başarı var. Bu tablo Türkiye’deki ortamın adaletsizliğinden kaynaklanıyor. Türkiye’de maça karışıyorlar. Bunu kabul etmemek ahmaklık olur. Ama bu ülkemizin bir gerçeği. Ben bu realiteyi göze almadan çalıştım. Yani Don Kişot’luk yaptım. Bu ifade bana tam uyuyor.”

Tunç Kayacı

YORUM YAZ