Arama

Popüler aramalar

"İhanet etmem, ettirmem!"

Rıza Çalımbay, Haber Müdürümüz Zafer Büyükavcı ve muhabirimiz Mehmet Ali Sabuncu'yla buluştu. Holiday İnn Oteli Kral Dairesi'nde tek gündem maddesi Türk futboluydu.

Beşiktaşlı oyuncu idman başlarken sordu:

HOCAM KAÇTA BİTECEK? EMİNÖNÜ'NDE İŞİM VAR!

Türk futbolcuların en büyük eksiği nedir?

Profesyonellik... İngiltere’ye gittim, Aston Villa ile idmanlara çıkıyorum. Alpay da orada... İdman 5’te, adamlar 12’de geliyor. Ağırlık çalışıyor, yemeğini yiyor, istirahat ediyor, idman yapıyor, yemeğini yiyor, istirahat ediyor, evine gidiyor. Adamın işi bu... Türkiye’ye geldim, Daum’la beraberim. Maçta oynayanları Koch, diğerlerini ben çalıştırıyorum. Adam geldi bana, “Ya hocam... İdman kaçta bitiyor, ne kadar sürer” dedi. “1.5 saat sürer, ne oldu ki” dedim. “Eminönü’nde işim var, ona yetişeceğim” dedi. İdman başladı, adam havalarda... Kovdum adamı. Daum da, “İyi yapmışsın” dedi. Eğitim yok, iş ahlâkı yok, arkadaşlarına saygı yok. Bunun tek nedeni altyapı... Bu eğitim, okuma falan değil. Davranış eğitimi... Önce iyi insan yetiştireceksin, ondan sonra oyuncu...

İngiliz kaleci konuşa konuşa...

BİZİ MANYAK ETTİ

Saha içindeki en büyük eksik nedir?

Konuşmuyoruz... Aston Villa ile oynuyoruz deplasmanda. Takım cezalı, tribünler boş. Adamların kalecisi mahvetti
bizi, manyak etti... Sürekli bağırıyor adam! Gordon Milne de bize bir idman yaptırmıştı. Sahaya çıktık, “Top yok, herkes birbiriyle konuşacak” dedi. Top yok, ama top oynuyoruz, nasıl bağırıyoruz, uyarıyoruz birbirimizi... Sonra anladık faydasını. Sen ne kadar bağırırsan o kadar konsantre oluyorsun işine, rakibi de bunalıma sokuyorsun! O kadar faydalı bir eğitimdi ki bu, zaten Beşiktaş’ın en başarılı yılları da değil miydi o dönemler. Kaleci konuşacak, stoper konuşacak, önündeki orta saha konuşacak. Çünkü bu üç adam, sahanın her alanını görüyor.

'KORCAN BÖYLE İŞLER YAPMAZ'

Korcan bunları hak etti mi?

En sıkıntılı günlerimizde kaleye geçti. Düşme potasındaydık, büyük stres vardı. Hepsini Korcan’la aştık. Yokluğu
bizi çok yıprattı. Tanıdığım Korcan, böyle işler yapmaz. Çok iyi niyetli, tertemiz bir çocuktur. O maçta da çok kurtarışı var aslında. O yoktu, 5 kaleci oynattık...

'SİYAH, BEYAZ VE KIRMIZI'

Bir ömür Beşiktaş'la geçti, değil mi?

Beşiktaş’ta 20 sene oynadım; 4’ü altyapıda, 16’sı A takımda. Üzerime değişik tek forma giydim, Milli Takım; Yani Siyah-Beyaz ve Kırmızı-Beyaz... Hiç başka rengim olmadı. Beşiktaş’ta da Milli Takım’da da kaptandım.

'HEM LİDER HEM ÇALIŞKAN'

Saha içindeki liderliğinizin, mesleğinize katkısı nasıl?

Teknik direktörsen ya da müdürsen; Liderlik vasfın yoksa, başarılı olamazsın. Oyuncularımı karşıma aldığımda ne duymak istediklerini biliyorum, çünkü yıllar önce ben de onları duymak isterdim. ‘Futbol oynadım’ deyip geliştirmezsen kendini, hiçbir şey olmaz senden.

'NASIL MOURİNHO OLUNUR?'

Mourinho, Villas Boas hiç futbol oynamamışlar. Yetersizler mi sizce?

Hayır; Onlar geliştirmiş kendini... Sadece futbol oynamakla olmaz dedim ya... Spor akademisini bitirip kendini
geliştirmezsen, o teorik bilgilerle hiçbir şey olamazsın. Mourinho kaç yıl yardımcılık yaptı mesela? Hep biriktirip üzerine koydu. Ben de her antrenörü not alırdım. Boby Robson dahil kaç hocayla çalıştım. Hepsini inceledim, iyileri de kötüleri de not ettim.

'KİM KONUŞUYOR, BAKARIM'

Spor programlarıyla aranız nasıl?

Çok yorumcu izlemem! Bir Rıdvan Dilmen, bir Hakan Ünsal, bir Metin Tekin konuşuyorsa izlerim. Ama orasına burasına bir şeyler takmış, konuşuyor. İzlemem... Futbolun içinden gelenlerin yaptığı eleştiriye kızmam. Toroğlu’nu dinlerim. Çünkü adamın geçmişi futbol dolu. Ahmet Çakar’ı da dinlerim. Onunla takışmıştık ama o başka bu başka!

'FERNANDES İNANILMAZ...'

Şu an Rıza Çalımbay ortaları yapan bir oyuncu var mı?

Var; Fernandes... İnanılmaz, mükemmel... Ali Tandoğan var sağ kanatta. Denizli’de birlikteydik, onu o kadar çok çalıştırdım ki orta konusunda... Türkiye’de sol bek yok, ama bende büyük bir aday var: Ziya... Onu çalıştırmıyorum, çünkü her şeyi biliyor, yapıyor zaten o. Büyük takımda olsam, gözüm kapalı alırım.

'İRAN İSTEDİ, GİTMEDİM'

En başta Avrupa demiştiniz. Hiç teklif aldınız mı?

Azerbaycan’dan İran’dan geldi teklifler, ama kabul etmedim, etmem. Çünkü Avrupa’yı istiyorum. Fatih Hocay'a ‘Neden döndün hocam. Milan’dan ayrıldın, Almanya’ya git, Fransa’ya git’ dedim. Çünkü o ne kadar başarılı olursa, bizim önümüz de o kadar açık olacaktı. Fatih Terim, Türkiye’ye döndü diye en çok ben üzüldüm! Real Madrid’de Hamit... İnsan gurur duyuyor.

'Sow=15 Eneramo!'

“Eneramo’nun toplam maliyeti 1.2 milyon Euro... Onu yıllardır izliyordum. Fenerbahçe, Sow’u alıyor; 20 milyon Euro... Aradaki uçuruma bak. Pedriel 200 bin Euro’ya oynuyor. Başka bir kulüpte adam yedek oturuyor, 10 katını, 15 katını kazanıyor. Uçurum değil mi bu? Çok uzağa gitmeyin, Gökhan’ı Fenerbahçe’ye gelmeden kim biliyordu! Gençlerbirliği’ne Geremi diye bir adam geldi, kim tanıyordu? Bir yıl sonra Real Madrid’e gitti. Bu iş böyle... Çok iyi imkanların varsa öyle, yoksa böyle!

'KURTULUŞ AŞAĞILARDA'

Altyapı nasıl düzelir?

Bizim kulüpler ne yapıyor? Altyapıyı kuruyor, spor akademisini yeni bitirmiş adama ‘Gel. 500 lira maaş, çalıştır’ diyor. Çocuk için piyango! Ne yapıyor; ‘topa şöyle vur, böyle vur.’ Olmaz... Oraya en tecrübeli adamı koyacaksın. En tepedeki adama 500 veriyorsan, altyapıdakine 1 milyon vereceksin ki sana doğruyu gösterecek. O aldığın adam, öncelikle de o spor akademisindeki çocuklara öğretecek işi.

'ASLAN'IN GÖBEĞİNİ KESECEKSİN'

Kupada çeyrek finale çıktınız. Galatasaray nasıl yenilir?

İlk yarım saat kötüydük. Galatasaray baskı kurdu, ama pozisyonu yoktu. 30’dan sonra oyunu değiştirdim. Erman çizgideydi, içeri çektim. Çıkarttığımız her topu alıp yine üzerimize geliyorlardı. Bu nedenle ofansı güçlendirdik, baskıyı ileride kurduk. İkinci yarı onlar üzerimize geldi, biz önce savunma sonra atak yaptık. Kazandığımız topları iyi, girdiğimiz pozisyonları kötü kullandık. Yoksa o maçı çok daha rahat kazanabilirdik.

Hiç özel önlem almadan mı başardınız bu işi?

Faty normalde stoper, ön liberoda kullandık. Çünkü Galatasaray’ın en kuvvetli yeri, göbeği. Mükemmeller. Necati, Baros, Elmander, Melo, Selçuk... Orayı kapatmalıydık. Faty de, savunmam da müthiş oynadı. İleride de iyiydik. Erman ve Eneramo topu ileride tutarak atakta çoğalmamızı sağladı. Erman’ı 30’da çizgiden içeri kaydırmamızın nedeni de buydu.

Bu Galatasaray sizi ligde nasıl farklı yendi peki?

Galatasaray 6-7 kere geldi, 4 gol attı. Biz atamadık. Biz 4-0 kaybettik, sahanın yıldızı Muslera’ydı. Bir de hakem vardı; penaltıyı vermedi, Ujfalusi’yi atmadı.

Hata derken, Avni Aker'de bir isyanınız vardı.

Biz Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarında inanılmaz hakem hataları yaşadık. Fenerbahçe maçında Alex, kalecimizin önünü kapattı, ofsayttı, golü verdiler. Trabzon maçında Volkan bariz tekme attı, hakem onu atamadı. Aynı Volkan skoru belirledi. Galatasaray maçında 4. hakeme itiraz ettim. Neden biliyor musunuz? Eneramo topu almış gidiyordu, bire bir kalacaktı. Orta ve yardımcı ‘devam’ dedi, 4. hakem faul verdirdi. 4. hakeme ‘ne yapıyorsun’ dedim. ‘Faul’ dedi. ‘Trabzon’da da 4. hakem sendin, gözünün önünde tekme atmadı mı Volkan’ dedim. Buna faul diyorsan, ona da kırmızı diyeceksin.

Beşiktaş'a kırgın mısın?

Beşiktaş’a kim kırılabilir ki! İki maç kötü gidince dedikodulardan rahatsız olmuştum, gerekli desteği de almamıştım. Malmö’yü yendik, istifa ettim. Başkan ‘her şeyi yapacağım’ dedi, kaldım. Sonra Samsun’u yendik, Kayseri’yle berabere kaldık. Baktım, ‘yaparız’ denilen hiçbir şey yapılmıyor. Oturduk, güzel güzel ayrıldık.

Şimdi Beşiktaş'tan teklif gelse ne yaparsın?

Eski Rıza Çalımbay gibi gitmem. Planlı programlı giderim. Çünkü gidersem, başarılı olmak zorundayım. Biz Beşiktaş’ta çalışırken ne paraya bakarız ne pula. O dönem de başkan çağırdı, ‘zor durumdayız, seni düşünüyoruz’ dedi. ‘Rize izin verirse sorun yok’ dedim. ‘Para’ dedi, ‘Sen bilirsin’ dedim. 2 dakika içinde attım imzayı, parayı başkan yazdı. Doğru mu yanlış mı tartışılır, ama böyle. Hâl böyleyken ‘Rıza hoca parada anlaşamadı’ dedikleri zaman üzülüyoruz.

O dönemde çok merak edilen bir şey de şu: Neden Youla, neden Adem?

Kulüpte hiç para yoktu. Geldim, Rize’den Koray’ı aldım, ‘falan filan’ dediler, yıllarca oynadı. İkinci sene transfer yapacağız, yine para yok. Hatta Sergen, Okan, Tümer bir yıl önce anlaşma uzatmıştı. Onlar da indirim yaptı. Transfer yapacağız para yok, bir de üstüne en iyi adamımı, Carew’i sattılar, 7 milyon Euro’ya. Başkan’a ‘Carew’i sattık, iyi bir forvet şart’ dedim. ‘Alırız’ dedi. Ama para yok! Youla’yı aldım ben de, en yüksek maliyetli transferim! 1 milyon Euro verdik. Para yoktu, bu şartlarda ancak onu alabilirdim!

Sizin listenizde kimler vardı?

Grafite ve Piquenne vardı. Gittik, istedik, alamadık. 5 milyon Dolar veremedik Grafite’ye, adam 1 sene sonra Almanya Gol Kralı oldu. Adamlarım Grafite, Piquenne’di; para olmayınca Youla’yı aldırdılar.

“Ben fakir bir ailenin çocuğuydum. Ama gerçekten fakir... Bugün bir yerlere geldiysem, futbol sayesindedir... Her şeyimi futboldan kazandım. Futbol benim için velinimettir. Bu nedenle hep aynı şeyi söylerim: Futbola ihanet etmem, ettirmem.”

Sezon bitiyor. Kalacak mısınız Sivas'ta?

Hedefim çok. En önemlisi Avrupa. Bu işe başlarken; 2 sene Ümit, 2 sene A Milli Takım’da kaldım. Mustafa hocamla (Denizli) çalıştıktan sonra Ada’ya gittim. Döndüm, Daum ile çalıştım. Ve ondan sonra ‘hazırım’ dedim, Göztepe’nin başına geçtim. Türkiye’deki en başarılı takımlardan birisi, benim dönemimde Denizlispor’du. Sparta Prag’ı, Lorient’i, Lyon’u eledik. Mourinho’nun çalıştırdığı Porto’ya elendik, onlar da UEFA Şampiyonu oldu zaten.

Ya Beşiktaş macerası?

Del Bosque gitti, ben geldim 2. yarının başında. Kupadan, Avrupa’dan elenmiş; ligden kopmuş Beşiktaş’ı devraldım. Buna rağmen 2. yarının lideri yaptım. Sadece 1 yenilgi aldık, Galatasaray’a 1-0 kaybettik.

Sivas'ı konuşmadık hâlâ...

Net bir şey konuşmadık. Benim için önemli olan bu seneyi en iyi şekilde bitirmek. Gittim memleketime, Sivas küme düştü. İnsan nasıl yaşar böyle bir durumda? İki senedir büyük sıkıntılar yaşadık. Geçen sene aldığımda düşmeye oynuyordu, kurtardık. Bu sene, anormal sıkıntılar vardı. Başkanımız yoktu. İkinci başkanımız Erdal Sarılar’a, valimize, emniyet amirimize çok teşekkürler. Bu şartlarda gösterdiği performansla ‘yılın takımı’ Sivasspor’dur. Kalıp kalmamam çok önemli değil. Çünkü ben Sivas’ı bir takım, kendimi de hoca olarak görmedim. Orası benim şehrim, evim, ailem...,

Fenerbahçe'ye haksızlık etmediniz mi?

Onların avantajı vardı; kamuoyu çoktu, basın, seyirci çoktu. Onları ayakta tutacak bir sürü şey vardı. Bir günde 46 bin bayanı toplayabiliyorlar. Bizde ise yok. Taraftar da yok, bütçe de. 20 milyon Euro verip Sow’u alacak imkânımız yok. 10 milyon Euro’muz olsa, ilk dördü şimdiden garantilerdik zaten.

Sivas'ın şu anki hedefi ne?

Öncelikle ligde ilk 8... Manisaspor maçından çok çekiniyordum. Çünkü Galatasaray’ı elemiştik ve nereye gitsek herkes bundan bahsediyordu. Takımı lige döndürmek zorundaydık, başardık.

Sivasspor'un en iyileri kimlerdi bu sene?

Navratil mükemmel bir grafik çizdi, Kadir de... Türkiye’nin en çok koşan orta sahası o. Sakatlanmaz, sorun çıkarmaz. İlk 10 hafta bütün gollerimiz yabancılardan geldi. Yabancılarımız çok şey kattı bize. Sonra Erman inanılmazdı. Bir maçta Eneramo çıktı sahneye, bir maçta Pedriel... Bizde iyi çoktu!

Kupa yakın mı?

Neden olmasın! Ligin en iyisi denilen Galatasaray’ı eledik. Herkesin şansı eşit.

Finalde kimi istersin?

Hiç fark etmez. Çünkü açız biz, aç...

Fenerbahçe olursa rakibiniz...

Evet onlar da hasret ama biz açız...

1 ile 10 arasında not versen, kariyerin kaçıncı basamakta?

4 ya da 5’lerdeyim. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden ki düşmeyesin.

Avrupa'ya gitsen, kimleri alırsın yanına?

Adam çok... Engin’in (Baytar) oyunculuğunu çok beğenirim. Her an maçın kaderini değiştirebilir. Bizde Erman, Ziya var. Antalya’da Emrah Başsan... Gençler’de Yasin, Hurşud... Hurşud anormal bir oyuncu. Kayseri’de Sefa var, Okay var. 16 yaşında 1 milyon Euro verdiler. Olcan var, bambaşka. Volkan Şen var, aklını futbola verse...

20 Mayıs gecesine dönebilir misiniz?

Dönelim... İki hafta önce kümede kalmayı garantilemiştik ve bizim için lig bitmişti aslında! Bolivyalı, Brezilyalı, daha uzak yerlerden oyuncularımız vardı. Sırf birileri şaibeden bahsetmesin diye hiçbirine izin vermedim. Her demecimde de ‘Herkes rahat olsun, biz sahada her şeyi yapacağız’ dedim. Çünkü ben, her şeyimi futboldan kazandım. Bugün bir yerlere geldiysem, hepsi, futbol sayesinde... Futbola ihanet etmem. 5 dakika daha olsa kesin gol atardık. Çünkü Fenerbahçe strese girmişti. Çatır çatır oynadık o maçta. Çatır çatır.. Tek konu edilen Korcan’ın yediği gol. Fakat çok yağmur vardı, hava inanılmaz kötüydü. Zaten o maçta aynı golü Volkan da yedi.

Son sorumuz. Hangi stada gitseniz saygı görüyorsunuz. Nasıl başardınız bunu?

Beni sadece Fenerbahçe taraftarı üzdü, o da geçti gitti. Bakın ben fakir bir ailenin çocuğuydum. Ama gerçekten fakir... Futbol benim için velinimettir. Yine söylüyorum; futbola ihanet etmem, ihanet ettirmem...

Zafer BÜYÜKAVCI

6

Haberin Devamı