Sıra geldi Horoz'a

Allah sevdiği kuluna eşşeği önce kaybettirir, sonra buldururmuş ya, bizimkisi de o misal. ‘Çantada keklik’ gördüğümüz ikinci turu bir gece önce kaybedip, ardından hiç de beklemediğimiz bir İspanya galibiyeti ile başlıyoruz. Yüreğimiz ağzımıza geldi ama sonunda hak ettiğimiz yerde, hak ettiğimiz şekildeyiz... Rakibimiz Fransa... Tony Parker önderliğinde, son Avrupa ikincisi Sırbistan dahil oynadıkları tüm maçları kazandılar. Ama her çıkışın bir sonu vardır. Boğalar’dan sonra Horozlar’a da ilk yenilgiyi tattırma sırası bize geldi.

Atletik ve fizik gücü yüksek

Rakibimiz, Tony Parker’ın yanı sıra Batum, Joachim Noah, Kevin Seraphin ve Boris Diaw gibi 5 NBA yıldızının yanı sıra, De Colo ve Mickael Pietrus gibi Euroleague’in önemli isimlerine sahip bir takım. Son derece atletik ve fizik olarak güçlüler. Çok fazla seyretme şansı bulamasak da, Parker sazı eline almış, diğerleri figürasyon yapıyor havasındalar. Parker maç başına 23.2 sayı ve 5.4 asist ortalamaları ile oynuyor. Onu diğer 5 takım durduramadığına göre bizim de Parker’ı bu ortalamalarının altına çekmemiz pek olası gözükmüyor.

Sadece Tony Parker yetmez

Ama Fransa istatistiklerine baktığımızda kullandıkları 303 şutun 80’ini Parker potaya atmış. 108 serbest atış kullanmışlar, 41’inde Parker imzası var. Pek takım oyunu oynadıkları söylenemez. San Antonio’lu yıldız önce kendi deniyor, pozisyonu bulamazsa diğerleri artıklarla yetiniyor. Biz ise daha paylaşımcıyız. 283 top kullanmışız bu neredeyse esas dakikaları alan oyunculara eşit dağılmış. Parker yine 20’nin üzerine çıkar ama, asıl yapmamız onun ortalamasını biraz düşürtüp diğerlerini devreye sokmamak olacak. Çok iyi savunma yapacağını düşündüğümüz Fransa, Litvanya’da hücum takımı hüviyetinde. Maç başına 87.6 gibi çok iyi bir ortalama yakaladılar. Ama maç başına da 78.6 sayı yiyorlar. Rakipleri ortalama yüzde 46 ile hücum ediyor. Bu alanda en kötülerden biriler. Biz ise İspanya’yı bile 57’de tuttuk. Maç başına 66 sayı yiyoruz. Ki olağandışı oynanan Polonya maçı olmaza, bu ortalama daha da aşağılara iner. Rakipler sadece yüzde 41 ile hücum edebiliyorlar. Yapmamız gereken sahada bizim istediğimiz basketbolun oynanmasını sağlamak.

Yüzler kesinlikle gülmeli

Dünya İkincisi olduğumuz dönemde aldığımız farklı galibiyetlerin ve yaptığımız güzel hücumların kiliti savunmamızdı. Ne zaman iyi savunma yapıyoruz, hücumlarımız rayına giriyor. Bunun en güzel örneği turnuvadaki ilk iki maçımız ve İspanya karşılaşmasının 4. periyodu. Yine iyi savunma yaparsak Fransa o skorlara ulaşamaz. Biz de çok sert görünmeyen Fransa karşısında istediğimiz sonucu alırız. Yeter ki yüzler gülsün, yere düşen kafalar dik dursun. İnanç ve moralle maça çıkarsak, (Umarım İspanya galibiyeti moral motivasyonumuzu yerine getirmiştir), ben Fransa karşısında favori olarak Türkiye’yi görüyorum.

Yaşar Saygı - Gökhan German