Nuno Espirito Santo'nun görev süresi gün geçtikçe kısalıyor

Maç başlamadan önce ilk üç haftadaki galibiyetlerin ardından puan kayıplarıyla birlikte oyun olarak da eleştirilen Nuno Espirito Santo’nun Tottenham’ı bir tarafta, geçen hafta Liverpool karşısında evinde 5-0’lık bir skorla hafta arasında kovulmaktan son anda kurtulan Ole Gunnar Solskjaer’in Manchester United’ı diğer taraftaydı. Özellikle Solskjaer’in böyle bir durumdayken radikal bir değişiklik yapması da , Manchester United’ın geçen hafta Liverpool karşısında alınan küçük düşürücü skorun ardından bir tepki vermesi de kaçınılmazdı.

Manu maça hem mentalite olarak hem de diziliş olarak radikal değişikliklerle maça başladı. Normalde 4-2-3-1 dizilişiyle oynayan takım 3-4-1-2 gibi bir dizilişle sahaya çıkarken haftalardır verim alınamayan kanat oyuncularını da bu karşılaşmada kesmiş oldu. Bu oyuncuların yerine 3. bir savunma oyuncucu ile santrforda Cavani 11’e girdi.

İki takım da kadro seçimleri itibariyle yerleşik savunmalara hücum etme konusunda sorun yaşadılar. Hem M. United hem Tottenham topa sahip olmaya çalışmayan, rakibi üstüne gelirken karşısında sağlam savunmayla duran kaptığı toplarla hızlı çıkıp rakibi savunmasız yakalayarak gol bulmaya çalıştığı bir oyun planlamıştı. Ancak bir takımın bu plana uygun şekilde maç boyu dripling yapacak oyuncusu yoktu. Manchester United savunmada ne kadar iyi durursa dursun hem Pogba’nın yokluğunda kontraya çıkarabilecek pasları atacak tek oyuncusu Fernandes’i geriye getirmek zorunda kalmasından, hem de o paslar atıldığında kontrayı sürükleyecek atlet oyuncuların kenarda olmasından dolayı istediği atak fırsatlarını bulamadı.

Tottenham tarafında ise hücumun en önemli iki oyuncusu Son ve Kane kötü günlerindeydi. Zaman zaman fırsatlar yakalasalar da genel olarak 3’lü stoper hattı bu ikiliye çok fazla rahat pozisyon şansı tanımadılar. Hücumun sağ tarafından Moura ile hazırladıkları ataklarla maçın ilk yarım saatinde Manchester United savunmasının sol tarafındaki Fred Maguire ve Shaw üçlüsüne sarı kart gördürseler de kilidi açacak o golü bulamadılar.

Böyle bir oyunda gol zaten ya bir duran top organizasyonundan ya da özel bir yetenekle gelebilirdi ki öyle de oldu. Bruno Fernandes’in defans arkasına attığı muhteşem pasa Ronaldo’nun daha da muhteşem tek vuruşuyla golü buldu. İkinci yarıya Manu orta sahasının defanstan top çıkarma problemini geç de olsa gören Tottenham bu bölgeye baskı kurarak gol bulmaya çalıştı. Tottenham’ın belki de maç boyu doğru oynadığı tek aralık buydu ancak Skipp’in savunmada kaptırdığı top ile Ronaldo-Cavani iş birliği birleşince skor 2-0a geldi ve maç bu golden sonra formaliteye döndü diyebiliriz.

Bu galibiyetle rahat bir nefes alan Solskjaer ve ekibi aslında ne kadar net bir skor almış görünse de oyun planları oldukça sorunlu görünüyor. Cavani-Ronaldo uyumu ne kadar iyi gözükse de Cavani’nin devamlılık sorunu yaşaması muhtemel. Ayrıca Wan Bissaka’nın hücum katkısının sınırlılığı oyunu dar alanda sıkıştıran rakipler karşısında sorun yaşatabilir. Pogba, Fernandes ve Ronaldo’nun çok özel bir form tutmasına bağlı kalmadan Sancho, Greenwood, Rashford gibi isimleri kullanarak bir oyun planı oturtmadan işleri oldukça zor görünüyor.

Tottenham cephesinde ise Kane’in mutsuzluğu, takımın formsuzluğu, beklerin sınırlı hücum katkısından dolayı skor bulma problemleri bir yana, gerek kadro seçimleriyle gerek yaptığı değişikliklerle Nuno Espirito Santo’nun görev süresi gün geçtikçe kısalıyor gibi duruyor.

Burak Özkarpuzcu