Arama

Popüler aramalar

Ferguson neden büyük?

Alex Ferguson, kendisiyle yapılan özel röportajda, deneyimlerini ve fikirlerini futbolseverler ile paylaştı.

Ferguson neden büyük?

26 yıl boyunca Manchester United'ı çalıştıran Alex Ferguson, bu süreçte toplam 38 kupa kazandı. İskoç menacer, geçtiğimiz Mayıs ayında emekliye ayrıldığında tartışmasız spor tarihinin en başarılı figürlerindendi

Böylesine önemli bir isim bilim dünyasında da merak uyandırdı. Harvard Bussines School Profesörü Anita Elberse, kurt hocayı başarıya ulaştıran yönetim tekniklerini tek tek inceledi

Bu çalışmanın sonunda da Ferguson, kendisini zafere götüren yolları tüm açıklıyla anlattı. İşte Sir'ü çeyrek asırda İngiltere'de ve dünyada zirveye oturtan o muhteşem başarı öyküsü


Sir Alex Ferguson 2013 Mayıs ayında teknik direktörlükten emekliye ayrıldığında, spor tarihinin en başarılı figürlerinden biriydi. Manchester United menaceri, Kırmızı Şeytanlar'daki 26 yıllık kariyerinde 13 lig şampiyonluğu ve 25 yerel ve uluslararası kupa kazandı. Bu başarı, İngiliz kulüpleri arasındaki en yakın rakibinin neredeyse iki katıydı. Ferguson bir antrenörden daha fazlasıydı. Öyle ki kulübün eski başkanlarından David Gill, onun için, “Steve Jobs Apple, Sir Alex Ferguson da Manchester United demektir” diyordu. İşte böylesine önemli bir spor adamının başarıları bilim dünyasında da şüphesiz merak uyandırdı. 2012’de Harvard Business School profesörü Anita Elberse, Ferguson’u başarıya ulaştıran benzersiz yönetim yaklaşımını inceleme fırsatı buldu. Sonrasında da Elberse ve Ferguson, bu başarılı yöntemlerinin analizi için bir işbirliği yaptı. Ünlü dergi Business Week de bu çalışmayı geçtiğimiz ay sayfalarına taşıdı. Gelin hep birlikte Fergie'yi 26 yıllık Manchester kariyerinde başarıya götüren altın adımlarını kendi anlatımıyla okuyalım.



'Tek hayalim futbol kulübü inşa etmekti'


Manchester United’a geldiğimde aklımda tek bir şey vardı: Bir futbol kulübü yaratmak. Hem de en temelden başlayarak. Bu da ancak as takıma aşağıdan akıcı ve sürekli bir şekilde oyuncu sağlayarak olabilirdi. Çünkü birlikte büyüyen oyuncular arasında bir bağ oluşuyor ve bu da bir takım ruhuna dönüşüyor. Kulübe geldiğimde, 24 yaşından küçük sadece bir oyuncu vardı. Manchester United gibi bir takımda bunu düşünebiliyor musunuz? Kulübün tarihine bakınca genç oyunculara odaklanmanın kulüp kültürüyle ters düşmeyeceğini görebiliyordum. Geçmiş tecrübelerim, genç oyuncularla da galibiyet elde edilebildiğini ve onlarla iyi anlaştığımı göstermişti. Bu nedenle eğer United yeniden bir yerlere gelecekse, bunun yolu gençler altyapısını yeniden kurmaktan geçiyordu. Cesur bir hareket olduğunu söyleyebilirsiniz ama şans da cesurlardan yanadır zaten.



'Yeni dünyada sabır yok'
Takımın başına yeni getirilen antrenörlerin yüzde 99’unun ilk düşündüğü şey hayatta kalmak, yani kazanmaktır. Bu nedenle tecrübeli oyuncular alırlar. Bunun sebebi de futbolun sonuçlar üzerinden yürüyen bir sektör olması. Bazı kulüplerde, üst üste üç maç kaybederseniz kapının önüne koyulursunuz. Yeni nesil direktör ve kulüp sahipleriyle dolu bugünün futbol dünyasında herhangi bir kulübün, bir takım inşa etmesi için antrenörüne dört yıl süre tanıyacak sabrı olduğunu düşünmüyorum. Bir maçtan galip ayrılmak kısa süreli bir kazançtır, çünkü bir sonrakini kaybedebilirsiniz. Bir kulüp inşa etmekse istikrar ve süreklilik getirir. Genellikle gözünüzü as takımdan ayırmak istemezsiniz ama altyapıyı geliştirme çalışmalarımız sayesinde 1990’larda ve 2000’lerin başında sayısız başarı elde ettik. Genç oyuncular, kulübü canlandırdı. Genç oyuncuların geliştiğini görmek beni de hep gururlandırmıştır.



'Aslında bir öğretmen gibisiniz'

Bir menacerin görevi, aynen öğretmenlerinki gibi, insanları daha iyi olmaları için teşvik etmektir. Onlara daha iyi teknik yetenekler kazandırır, onları birer kazanan haline getirir ve daha iyi insanlar olmalarını sağlarsanız hayatları boyunca sırtları yere gelmez. Gençlere bir şans verdiğinizde sadece takımın ömrünü uzatmış olmaz, aynı zamanda sadakat da yaratırsınız. Sizi her zaman kendilerine ilk fırsat tanıyan menacer olarak hatırlarlar. Onlara arka çıkacağınızı anladıklarında, sizin usullerinizi kabul edeceklerdir. Gerçek bir aile hissi yaratmış olursunuz. Gençlerle ilgilenir ve başarı için önlerini açarsınız, sizi ne kadar şaşırtabileceklerini tahmin bile edemezsiniz.



'Başarılı bir takımın ömrü 4 yıl'

Oyuncuları üç kategoriye ayırmıştık: 30 yaş ve üzerindekiler, 23-30 arasındakiler ve daha genç yaşta olup yetiştirdiklerimiz. Plan, genç oyuncuların gelişeceği ve kendilerinden büyük olanların belirlediği standartlara erişeceğiydi. Her ne kadar ben aksini ispat etmeye çalıştıysam da, başarılı bir takımın ömrünün belki dört yıl olabileceğine, sonrasında bir takım değişiklikler gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple, biz de üç ya da dört yıl sonraki takımı gözümüzün önüne getirmeye çalıştık ve kararlarımızı buna göre verdik. Hedef, yaşlanan oyuncuları çıkarıp yerlerine gençlerini alarak kademe kademe gelişmekti. Temel olarak iki şeye dayanıyordu: İlki, kendini ispat eden kimler var ve biz üç yıl içinde onu nerede görüyoruz ve ikincisi, mevcut oyuncuların yaşlandığına dair sinyaller var mı? Ryan Giggs, Paul Scholes ve Rio Ferdinand gibi bazı oyuncular çok uzun süre oynayabilir ama yaş önemlidir. En zoru, insan olarak harika biriyle ayrılmaktır. Ama kararı verdiren şey sahada olup bitendir.

Haberin Devamı

26 yıl boyunca Manchester United’ı zaferlere taşıyan Sir Alex Ferguson, bu başarısının altında yatan sırrı açıkladı. 71 yaşındaki menacer, “Standartlarımı o kadar uzun süre önce belirledim ki, benim için kazanmaktan başka bir seçenek yoktu” ifadelerini kullandı

Bir kumarbaz gibi risk alırdımBen bir kumarbazım, tehlikeyi göze alırım. Maçların son anlarında nasıl oynadığımızı görmüşsünüzdür. Eğer ilk yarıda performansımız düşükse, verilecek mesaj basitti: Panik yapmayın. Sadece görevinizi yerine getirmeye odaklanın. Hâlâ iyileşmediysek, diyelim ki 2-1 gerideysek ve maçın bitimine 15 dakika kalmışsa, daha fazla riski göze alırdım. Beraberlik ya da galibiyet için iyi bir şans yakalayabileceksek, her şeyimizi ortaya koyup neticede 3-1 mağlup ayrılmaktan asla mutsuz olmazdım. Bu yüzden, o son 15 dakikalarda varımızı yoğumuzu ortaya koyardık. Atak özellikleri daha kuvvetli oyuncuları sahaya sürer, savunmanın üstüne çok düşmezdik. Çünkü maçı 3-2 kazanmamız halinde mükemmel bir his yaşayacağımızı bilirdik. 3-1 kaybedersek, zaten mağluptuk diyebilirdik.

Haberin Devamı

Eleştirmem cesaretlendiririmKimse eleştirilmeyi sevmez. Eleştirildikçe daha iyiye giden çok az insan vardır. Oysa cesaretlendirmek çok daha iyi sonuç verir. Dolayısıyla ben de oyuncularımı mümkün olduğunda cesaretlendirmeye çalıştım. Bir oyuncu için (tüm insanlar için) “Aferin” lafını duymaktan daha güzel bir şey yoktur. Gelmiş geçmiş en güzel kelime budur. Daha edebi bir kelime aramanıza gerek yok. Oyuncular beklentilerinizi karşılamadığında, soyunma odasında hatalarını da göstermeniz gerekir. Azarlamanın önemli olduğu an budur. Ben oyundan hemen sonra fırça atardım, pazartesiyi beklemezdim. Anında yapar, bitirir ve sonraki maça odaklanırdım. Bir oyunu sonsuza kadar eleştirmenin anlamı yok.

İşçi sınıfına vurgu yapardımGenellikle maç öncesi konuşmalarım beklentiler, kendilerine olan inançları ve birbirlerine güven üzerine olurdu. İşçi sınıfı prensiplerinden birine atıfta bulunuyordum. Oyuncuların hepsi işçi sınıfından gelmiyordu ama belki babaları ya da dedeleri geliyordu ve ben de oyuncularıma ne kadar yol kat edildiğini hatırlatmayı seviyordum. İş ahlakına sahip olmanın çok önemli olduğunu söylerdim, bu da onların özsaygısını arttırırdı. Birbirlerine güvenmeleri gerektiğini, arkadaşlarını yüzüstü bırakmamalarını, bu sayede bir takım karakteri yaratabileceklerini hatırlatırdım. Devre arası konuşmalarında mesajınızı vermek için yaklaşık sekiz dakikanız olur, dolayısıyla zamanınızı iyi kullanmanız gerekir. Kazanıyorken her şey çok daha kolaydır: Konsantre olmaktan, oyuncuların kendilerini bırakmaması gerektiğinden ve hemen çözülebilecek küçük sorunlardan bahsedebilirsiniz. Ama kaybediyorken, etki yaratmak zorundasınız.

Ronaldo’yu zorla içeri sokardımEkibime her zaman, hayatları boyunca sıkı çalışmanın bir yetenek işi olduğunu söylerdim. Ama yıldız oyunculardan daha da fazlasını bekliyordum. “En tepedeki oyuncular olduğunuzu göstermeniz gerekiyor” derdim ve onlar da gösterirdi. Zaten yıldız oyuncu olmalarının sebebi de bu; daha fazla çalışmaya hazırlar. Yıldızların kazanan olmaları gerekiyor çünkü bu, egolarını okşuyor; o yüzden kazanmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlar. Cristiano Ronaldo, Beckham, Giggs, Scholes ve diğer oyuncuların saatlerce antrenman yaptığını görürdüm. Onları zorla içeri sokardım. Cama vurarak “Cumartesi maçımız var” derdim ama onlar daha fazla idman yapmak isterlerdi. Machester United’lı bir oyuncu olmanın kolay bir şey olmadığını farkındaydılar.

Şartlar artık daha iyiBen işe başladığımda oyuncuların kendi menacerleri yoktu ve her ne kadar maçlar televizyonlarda yayınlanıyor olsa da basın futbolcuları asla film yıldızlarıyla bir tutmaz ve durmadan onlarla ilgili yeni hikayeler bulmaya çalışmazdı. Artık stadyumlar iyileşti, çim sahaların durumu kusursuz ve yeni sezona nasıl hazırlanacağınız üzerinde spor biliminin çok büyük bir etkisi var.

Yatırım baskıyı yarattıRusya’dan, Orta Doğu’dan ve dünyanın diğer yerlerinden sektöre muazzam paralar döküldü ve bu da menacerler üzerinde çok büyük bir baskı yapıyor. Oyuncuların hayatları eskisi gibi korunaklı olmadığı için, bugünün oyuncuları 25 yıl öncekilere göre daha hassas. Yıllar boyunca iyi yaptığım şeylerden biri değişimi yönetmek. Değişimi kontrol etmenin yolunun onu kabullenmekten geçtiğine inanıyorum.

Gelir 13 kart arttıFerguson Manchester United’dan emekli oldu. Son sezonunda, Kulüp 20. kez İngiltere Ligi şampiyonu olarak İngiliz futbol tarihinde bir rekora imza attı. Ferguson 20 yıl önce ligde ilk kez boy gösterdiğinden bugüne, yıllık gelir 13 kat artarak 320 milyon Pound’un üstüne çıktı.

Sürekli gelişmeliyizBirkaç yıl önce, tedavi merkezinin çalışmalarına başladığımız dönemde David Gill’e şöyle demiştim: “Oyuncuları Manchester United’da tutabilmemizin tek yolu Avrupa’nın en iyi idman sahasına sahip olmamız.” Aynı yerde sayamayız. Geçmiş performansı benimkine benzeyen insanlar genelde değişimi pek sıcak karşılamaz. Ama ben her zaman değişmemeye

gücümün yetmeyeceğini düşünmüşümdür. Başarılı olmalıydık, benim için başka bir seçenek yoktu ve daha iyi olmamızı sağlayacak her yola açıktım. Çok çalışmaya devam ettim. Her başarımı, sanki ilk sefermiş gibi kucakladım. Benim işim, galibiyet için mümkün olan en iyi fırsatı yaratmaktı. Yola devam etmemi sağlayan bu oldu.

Fanatik e-Gazete'yi Apple Store ve Google Play'den akıllı telefonlarınıza ve tablet bilgisayarlarınıza indirebilirsiniz