Hayatını spora adadı, oğlu da yolundan ilerliyor

Trabzon’da wushu, kick boks ve muaythai’nin de aralarında olduğu branşlarda faaliyet gösteren Altın Yumruk Spor Kulübü’nde hem antrenörlük hem de başkanlık yapan İskender Oflu, 40 yıldır sporla ilgileniyor. 10 yaşındayken, 1980 yılında karateyle girdiği spor salonlarında 1988’de kariyerini noktalayan Oflu, wushu, kick boks ve muaythai branşlarında gençlere antrenörlük yapıyor. Kentte 32 yıldır antrenörlük yapan ve çalıştırdığı 100’ü milli, 2 bin 500 lisanslı sporcuyla sayısız başarıya imza atan İskender Oflu, yakından ilgilendiği sporcularını müsabakalara hazırlıyor. Oflu, sabah erken saatlerde geldiği spor salonunda, gününün büyük bir bölümünü öğrencileriyle geçiriyor. 3 çocuk babası İskender Oflu’nun en büyük oğlu 24 yaşındaki Oğuzhan da, 5 yaşında başladığı sporda ana branşı olan wushu’da antrenörlük belgesi aldı. Oğuzhan Oflu, idolü olarak gördüğü babasının yolundan ilerliyor.

"2 BİN 500 SPORCU İLE ÇALIŞTIM, SAYISIZ ŞAMPİYON YETİŞTİRDİM"

Spor hayatına 1980 yılında karate ile başladığını kaydeden İskender Oflu, "1988 yılına kadar sporcu olarak devam ettim. Daha sonraki süreçte kendi kulübümü açtım. Sporculuk dönemimde karate, kungfu, kick boks yaptım ancak ana branşım wushu. 4’üncü kademe antrenörüm. Antrenör olarak milli takımda, teknik komitede görev yaptım. Şu anda Altın Yumruk Spor Kulübü’nün antrenörü ve başkanıyım. 4 Avrupa şampiyonu, dünya ikincileri, üçüncüleri yetiştirdim. 100’e yakın milli sporcu yetiştirdim. 2 bin 500 lisanslı sporcu ile çalıştım. Şu anda devam eden aktif sporcu sayım 100 ile 150 arasında. 32 yıllık antrenörlük hayatımda sayısız şampiyon yetiştirdim" diye konuştu.

"ŞU ANDA ŞAMPİYON YETİŞTİRMEKTE ZORLANIYORUZ"

Gençlerin teknolojiye ilgisi nedeniyle şampiyon yetiştirmekte zorlandıklarını anlatan Oflu, "Spora maddi beklentiden çok sporcu olmak için başlamıştım. 1980 yıllarında bu kadar teknoloji ve spor imkanı yoktu. O dönem bu dönem olmuş olsaydı iyi bir yarışmacı sporcu, hatta dünya şampiyonu olabilirdim. Çünkü bugünkü gençler hep teknoloji ile uğraşıyor. Şu anda şampiyon yetiştirmekte gerçekten zorlanıyoruz. Bilinçli aileler hem çocuklarını okutuyor hem de bizlere sporcu gönderiyor. Burada da biz bu sporcuları hedeflerine ulaştırıyoruz. Ama bunu çok zor şartlarda sağlıyoruz. Nedeni hem maddi imkansızlık hem de çocukların kolayı, teknolojiyi seçtikleri için. Bizim branşlara şu anda maddi destek yok. Federasyonlara verilen belirli bütçeler var. Ama bu bütçeler nedense ne kulüplerimize ne de sporcularımıza yansıyor. Şampiyonalara gidecek olan sporcular her zaman kendi bütçesi ile gidiyor ve bu bizi üzüyor" dedi.

"ALLAH SAĞLIK VERDİĞİ SÜRECE DEVAM ETMEYİ DÜŞÜNÜYORUM"

Sporcularıyla gurur duyduğunu ve sağlık sorunu yaşamadığı sürece de işine devam edeceğini söyleyen İskender Oflu, "Benim yapamadığımı onlar başardı. Çırak ustayı geçti. Bu noktada ben de kendimi başarılı antrenör olarak görüyorum. Bu sporu çok sevdiğim için Allah sağlık verdiği sürece bunu devam ettirmeyi düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"İDOLÜM BABAM, YAPTIĞIM İŞTEN ZEVK ALIYORUM"

Spora babasının sayesinde 5 yaşında başladığını ve onu örnek aldığını belirten Oğuzhan Oflu ise "İlk önce futbol oynuyordum. Trabzonspor’un altyapısında da oynadım. Daha sonra babamın sporcularını gördüm ve babam gibi olmak istedim. İlk olarak 2010 yılında Türkiye üçüncülüğü kazandım. Daha sonra Türkiye ve uluslararası şampiyonluklar kazandım. En teknik sporcu ödülünü de kazandım. İdolüm olarak da hep babamı gördüm. Çünkü çok iyi başarılar elde etti. Şimdi babama yaptığı işte yardımcı oluyorum ve gerçekten yaptığım işten de büyük zevk alıyorum" ifadelerini kullandı.

DHA