"Bubka el üstünde, Naim hastane kapısında."
'Asrın Güreşçi'si Hamza Yerlikaya, milletvekili olarak ilk röportajını FANATİK'e verdi.

Amatör sporlar ile sporcuların ağır sorunları olduğunu belirten Yerlikaya Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ni yerden yere vurarak, ‘Bu komitenin ne iş yaptığını biri bana anlatsın. Sergei Bubka IOC yöneticisi oluyor, bizde Naim hastane kapılarında kalıyor” dedi.
Hamza Yerlikaya... Adı üzerinde fazla spekülasyon yapmaya, Türk sporu için ne ifade ettiğini bir takım yaldızlı laflarla, süslü kelimelerle fazlaca anlatmaya gerek yok. 20 yıllık güreş yaşamı dramatik bir sakatlıkla sona erdikten sonra siyasete soyunan ve AKP’den Sivas milletvekili olarak TBMM’ye giren Yerlikaya, Türk sporuna farklı bir mecrada hizmet etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz yıl ‘Devlet Sporcusu Yasası’nın çıkmasını sağlayan eski mili sporcu, yeni hayatını ve projelerini anlatırken, bazı kurum ve kuruluşları eleştirmekten de geri kalmadı. Yerlikaya’nın eleştirilerinden en büyük nasibi ise Türkiye Mili Olimpiyat Komitesi (TMDK) aldı. Lafı fazla uzatmadan Hamza Yerlikaya’ya kulak vermekte fayda var. Şimdi söz onun..
Sizin katkılarınızla Devlet Sporcusu Yasası çıktı. Bu yasa eski sporculara bir nevi sosyal güvence oldu. Şimdi üzerinde çalıştığınız ne gibi projeler var?
- Devlet Sporcusu Yasası olimpik, paralimpik ve defolimpik olmak üzere tüm sporcuları kapsayacak şekilde yürürlüğe girdi. Şimdi sırada Amatör Spor kulüpleri Yasası var. Biliyorsunuz, amatör branşlarla uğraşan kulüpler birer birer kapanıyor. Onları ayakta tutacak yasal düzenlemeler peşindeyiz. Sponsorluk Yasası üzerinde de tadilat yaparak daha ziyade futbola, kerhen de basketbola yatırım yapan özel sektörü bu işin içine çekeceğiz. Özel sektörü, mevcut kulüplere sahip çıkması ya da yeni kulüp kurması için teşvik edeceğiz.
Dört büyük kulübümüz kendi olanakları nispetince amatör branşlara bünyelerinde yer veriyor, ancak Anadolu kulüplerini bu konuda pek istekli görmüyoruz. Onları da işin içine çekmek için bir planınız var mı?
- Anadolu kulüpleri şu anda futbolun bile tam olarak üstesinden gelemiyor. Futbolcusuna prim ödeyemeyen kulüpler var. Önce kendi mali disiplinlerini sağlasınlar, ondan sonra onlardan böyle bir istekte bulunabiliriz.
Son zamanlarda amatör branşlarda bir takım skandallar patlıyor. Bunun nedeni nedir? Özerkleşmede acele mi edildi, yoksa federasyonlar denetimsiz mi kaldı?
- Özerkleşme gerekliydi. Devletin yapması gereken federasyonları denetlemektir. Denetlemede zaman zaman aksaklıklar oluyor. Skandalların nedeni budur. Bu bir geçiş sürecidir. Zamanla her şey yerli yerine oturacaktır. Cezaların caydırıcı olması için de çalışmalar yapıyoruz. İşte sporda şiddet yasası bunun ilk örneği.
Doğu ve Güneydoğu’da terörün önüne geçmek için devlet başta Diyarbakırspor olmak üzere futbol kulüplerine maddi katkılar sağladı. Ancak bunun çare olmadığı görüldü. Futbol kulüplerine kaynak aktarmak yerine o bölgede amatör sporlara yatırım yapılsa daha iyi sonuç alınamaz mı? Bir açılım da bu konuda gerekmiyor mu?
- Bunu zaten yapmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da bölgeye sportif yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bursa’da kayak merkezi oluyor da Hakkari’de neden olmasın? Sayın Bakanımız Faruk Özak’ın böyle bir projesi var. Ben de sonuna kadar arkasındayım. Ben burada başka bir çalışmadan söz edeceğim. Türkiye’de bölgesel tarama yaptırdık. Gençlerimizin Trakya’da halter, İç Anadolu’da güreş Akdeniz’de su sporları, Doğu’da da atletizme yatkınlığı var. Başta atletizm olmak üzere Doğu’da amatör sporların gelişmesi için projeler geliştiriyoruz. Yalnız Doğu’da değil, diğer bölgelerde de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Tabii Doğu’nun durumu biraz daha hassas olduğu için sık sık gündeme geliyor.
Türkiye 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na aday. Şampiyonanın yapılacağı iller seçilirken, Türkiye’nin Doğu’su gerekli alt yapıya sahip olmadığı için devre dışı bırakılmış. Siz Doğu’ya yatırım yapmaktan söz ederken, bundan 6-7 yıl sonrası için bile Doğu düşünülmemiş. Peki bu iş nasıl olacak?
- Gerekli altyapı yok diye işin içinden çıkılmaması lazım. Futbol Federasyonu da bu konuda üzerine düşeni yerine getirmeli. Bu kadar büyük bir bütçeye sahipsen her şeyi devletten beklemek yerine işi bir tarafından tutacaksın. En azından devlete projeler götürerek birlikte bunları uygulamaya koyacaksın. Şampiyona tüm Türkiye’yi kucaklayacak bir organizasyon olmalıdır. Türkiye İstanbul, Ankara ve İzmir’den ibaret değildir.
Bir ara Spordan Sorumlu Bakanlık için adınız geçti. Ancak olmadı. Bu sizin şevkinizi kırdı mı?
- Hayır öyle bir şey yok. Ben hizmet için geldim. Bunun için de bakan olmam gerekmiyor. Böyle bir beklentim de yok. Sayın Başbakan ne derse o olur. Benim kırgınlığım söz konusu değil. Bakan olsam da olmasam da aynı ciddiyetle hizmet etmeye devam ederim.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın futbola ağırlık verdiği yönünde eleştiriler var. Buna katılıyor musunuz?
- Sayın Özak insan olarak mükemmel bir insan. Futbol oynamışlığı var. Futbolu biraz daha sevmesi normal! Ama diğer branşları es geçtiği doğru değil.
Liyakat olarak da mükemmel mi?
- Her bakımdan çok iyi bir insan.
Hali Özer geçtiğimiz günlerde sizin mecliste pek fazla aktif olmadığınızı ima ederek eleştirdi. Bu konuda yorumunuz nedir?
- Halil Özer ya kör ya da cahil. Kibri, gururu bir yana bırakıp biraz medyayı takip etseydi, Hamza Yerlikaya’nın milletvekili olduktan sonra neler yaptığını öğrenirdi. Ben kendisini ka’le almıyorum.
Projeler, yasalar üzerinde çalışırken Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM), Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), Türkiye Mili Paralimpik Komitesi (TMPK) gibi kurumlarla eşgüdüm içinde misiniz?
- Sayın Bakan’la her konuda görüş alışverişi yaparım. Genel Müdürlük’le de, bütün federasyonlarla da uyum içindeyim. Yalnız güreş değil, tüm branşlarda ne olup bittiğini çok iyi bilirim. Ancak bütün bu kurumların içinde ben TMOK’un ne yaptığını, ne işe yaradığını bilmiyorum. Görevini tam manasıyla yaptığı kanaatinde de değilim. Olimpiyat ve Akdeniz Oyunları’nda ortaya çıkarlar. Olimpik Köy’e yerleşirler, millete rozet ve şapka dağıtırlar. Başka ne yaparlar? 20 yıldır sporun içindeyim, ben TMOK’u kamplarda görmem, ihtiyacı olan sporcuların yanında da bulamam. TMOK’un amacının ne olduğunu, amatör spora hangi boyutta hizmet ettiğini biri bana anlatsın, beni ikna etsin, ben de sözlerimi geri alayım.
Eski sporcu ve yeni milletvekili olarak sizinle hiç bir konuda irtibatları yok mu?
- Hayır, yok. Sadece benimle değil, hiç bir eski sporcuyla alakaları yok. Hadi beni istemediniz, ya da bana görev teklif ettiniz ben istemedim, diyelim. Naim var, Halil var, Şeref var, Haldun var, Bahri var. Bunlar Türk sporuna önemli hizmet vermiş sporcular. İnsan bunları alıp faydalanmaz mı? Bakın bir örnek vereyim: Ukraynalı sırıkçı Sergei Bubka IOC İcra Kurulu üyesi, bizde ise Naim hastane kapılarında kalıyor. Sağlık Bakanı devreye giriyor da öyle kabul ediliyor hastaneye. Ben 3 ay hastanede yattım TMOK’tan bir Allah’ın kulu ziyaret etmedi. Bir güreşçi boynunu kırmış felç olmuş. Zekeriya Güçlü Çapa’da yatıyor. TMOK’un bütün bunlardan haberi var mı? TMOK nerede? İstanbul’da Hazırlık ve Düzenleme Kurulu var. Bu kurulda kimler üye? Merak ediyorum. Ben bu kurulda neden yokum? İsmim, titrim ortada. Ayrıca Meclis’teyim. Ben neden bu kurula üye yapılmam? Hiç mi faydam dokunmaz bunlara? TMOK içinde Akil Adamlar Derneği diye bir oluşum daha ortaya çıkmış. Kitapçık hazırlamışlar. Bana da göndermişler. Kitapçıkta güzel şeyler yazılıyor. İyi de insana sormazlar mı, siz zaten yıllardır bu TMOK’un içinde değil miydiniz? Şimdiki yönetimi devirdiniz, siz geldiniz. Ne değişecek?
Bu TMOK’a haksızlık olmuyor mu? Olimpik sporculara burs veriliyor, olimpik gün koşuları gibi organizasyonlar, eğitim seminerleri yapılıyor. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi de ödemelerini yapmıyor.
- Belediye ödeme yerine onlara tesis yapıyor. Olimpik gün koşularını herhangi bir ilköğretim müdürü bile düzenler. Ben TMOK’u çok daha aktif görmek istiyorum.
Çalışkan bir sporcuydunuz. Sporda mı çok yoruluyordunuz, siyasette mi?
- Siyaset daha yorucu.
Sporculuğunuzda pişmanlıklarınız ve içinizde ukde kalan bir şey var mı?
- Pişmanlığım yok. İyi şeyler yaptım. 2008’e gidememek ise içimde kalan ukdedir. Gitseydim şampiyon olurdum.
Sporcuyken sizi herkes seviyordu. Şimdi belli bir ideolojiye angajesiniz. Bu size olan ilgi ve sevgiyi olumsuz etkilemedi mi?
- Bazen serzenişler oluyor. Ama öyle eleştiri ya da saldırganlık olmadı şimdiye kadar. Sadece bir kez Meclis’te MHP’lilerle milliyetçilik konusunda atışmam oldu.
Siyasete bundan sonra da devam mı?
- Ona Sayın Başbakan karar verir.
Gay ilişki haberi camiayı yaraladı
Güreş Eğitim Merkezleri’nde yapılan incelemelerde ‘gay ilişki’ olduğu yönünde raporlar verilince merkezlerin yatılı bölümü Bakan’ın talimatıyla kapatıldı. Bu konunun üzerine gidildi mi?
- Gidildi. Raporlar incelendi. Gerekli soruşturma yapıldı. Sonuçta böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. Sadece bir takım asılsız ihbarlar ve mektuplar varmış. Ancak bu haberler camiayı yaraladı. Bu merkezlerin yatılı bölümlerinin kapanması güreşe büyük bir darbe vuracaktı. O nedenle Sayın Başbakan’a konuyu ilettik. O da talimat verdi ve genelge geri çekildi. Şimdi ek binalar yaparak sporculara ikişer kişi kalacakları odalar tahsis edeceğiz.
Mini Yorum
Hamza haklı!
Yıllardır bu ülkede yazılıp, çizilen bir olgu vardır: Dünyada sporun devlet tarafından yönetildiği üç ülkeden biriyiz (Diğerleri kominist Küba ve Kuzey Kore). Hepimizin malumu olduğu üzere bizde spor Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne (GSGM) bağlıdır. Federasyonlar her ne kadar bir yıldır özerk olsalar da, başarı da başarısızlık da GSGM’ye fatura edilir. Gelgelelim, dünyada amatör sporlar ile engelli sporlarının patronu konumundaki Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Ulususlararası Paralimpik Komitesi (IPC) GSGM’yi muhatap almaz. Bu iki kuruluş, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ile Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ni (TMPK) tanır. İşte asıl sorun da burada başlar. Henüz yeni olduğu için TMKP’yi bir yana bırakırsak, TMOK’un işlevi sürekli tartışılır. TMOK federasyonların kendisine bağlanmasını isterken, GSGM buna pek yanaşmaz. Bu iki kurum arasında sürekli gizli bir sürtüşme yaşanır. Aslında TMOK bu tartışmada haklıdır. Gelgelelim bu kurum öyle bir yapılanmaya gitmiştir ki, adeta masonik bir kulüp gibidir. İşte Hamza Yerlikaya veya pek çok spor adamının bu yapının dışında kalması ve son zamanlarda kendi aralarındaki çatışma da bunun sonucudur. İstanbul’un olimpiyatı alamaması ve asla alamayacak olması sebepsiz değildir.
Hamit Turhan
FANATİK Çok Özel/Hamit Turhan