'Galatasaray, Türkiye'nin Real Madrid'i' Mario Lemina Fransızlara olayı anlattı: Bizi karıştıramazsınız, hepimiz kardeşiz
08 Ekim 2025, Çarşamba 16:09Güncelleme Tarihi:

Geçtiğimiz sezon devre arasında Galatasaray'a transfer olan Gabonlu oyuncu Mario Lemina gösterdiği performansla takımın önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Yıldız oyuncu, Fransa'da yayın yapan So Foot'a bir röportaj verdi. İşte Lemina'nın açıklamaları:
Liverpool’u evinizde yendiniz, 1-5’lik hayal kırıklığından sonra. Rüya gibi bir geceydi, değil mi?
"Frankfurt’ta taraftarlarımızı hayal kırıklığına uğrattık, ancak Liverpool’a karşı onlara büyük bir mutluluk verdik. Futbol artık bir satranç oyununa dönüştü, her şey taktiksel olarak oynanıyor. Artık küçük takımlar yok, bitti. Disiplin ve hırsla büyük şeyler yapabileceğimizi gösterdik. Onlara yüksek oynadık, hatta ikinci golü atabilirdik. Bu kariyerimdeki en iyi takımlardan biri, çok fazla potansiyele sahip."

Neden geri dönmeyi seçtin?
"Bu kesinlikle para meselesi değil, burada yalnızca burada yaşadığım şeyleri yeniden yaşamak istedim. Galatasaray ile aramızda tamamlanmamış bir hikaye vardı. Birkaç yıl önce bana Galatasaray’a imza atmamı söyleselerdi, tıpkı Avrupa’da oynayan birçok inatçı oyuncu gibi hayır derdim. Ama bu kulüp bana her şeyi verdi. Türkiye’de futbolun gerçek halk kültürünü keşfettim, bana sorumluluk verildi ve bu bir yeniden doğuştu. İlk gelişimden sonra artık aynı kişi değilim. Burada ya var ya da yok. Bu felsefede kendimi çok iyi hissediyorum çünkü ortada bir seçenek yok."

Bu tutkuyu nasıl açıklarsın?
"Öncelikle taraftarlar. Havaalanındaki karşılama çok inanılmazdı, özellikle geri döndüğümde. Hemen enerji buldum çünkü tüm bu zaman boyunca beni hiç unutmamışlardı. Onlar için her şeyimi vermek istiyorsun. Sosyal medyada, imzayı attığım anda 200.000 takipçi kazandım, bu inanılmazdı. Eğer Türk değilseniz, bunu hayal edemezsiniz. İlk maçım Fenerbahçe’ye karşıydı, o yüzden ayağımı nereye koyduğumu hemen anladım. Türkiye’nin Real Madrid’i gibi: büyük bir kulüp, büyük beklentiler ve baskı var, her maçı kazanmak zorundasınız, Şampiyonlar Ligi’nde büyük işler yapmalısınız, ama aynı zamanda her şey, oyuncunun en iyi şekilde hissetmesi için yapılandırılmış. Bu ülkede futbolun ötesinde bazı şeyler var, örneğin ilk gelişimde Fatih Terim’in temsil ettiği şey gibi."

Bu kulüp için bir efsane, seninle ilgili hep iyi şeyler söyledi.
"Lakabı “İmparator”, bu her şeyi anlatıyor. Bana güvenen büyük bir adam keşfettim. Bir gün antrenmanda yanıma geldi ve taktiğin ne şekilde değişmesini istediğimi sordu. Bu beni çok şaşırttı, hayatımda ilk defa bana bu kadar sorumluluk verilmişti. Jean Michaël Seri ile iyi bir ikili olacağımızı ve topu daha iyi dolaştırmamız gerektiğini söyledim. Bütün takımı topladı ve tüm topların benden çıkması gerektiğini söyledi. O andan itibaren artık bağırıp köşeme çekilemezdim: lider olmam gerekiyordu."

Kararlarını duygularına göre mi veriyorsun?
"Evet, kesinlikle. Wolverhampton’a (Ocak 2023 - Şubat 2025) saygısızlık yapmak istemem, büyük maçlar oynasam da, Premier Lig zor olsa da, o deli dolu atmosfer eksikti! Ben bir rekabetçiyim, meydan okumaya ihtiyacım var: ya yüzde 100’üm ya da dururum. Buraya geri dönmek bile benim için bir zaferdi, sahaya adım atmadan önce bile."
