Yılmaz Özdil yazıyor
Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla bu haftanın spor gündemine bakışı...

Bi Yıldırım’dan önce... Bi Yıldırım’dan sonra...
Rahmi Koç.
Hayatı, kırmızı karanfil gibi yakasına takan adam.
***
Saçma sapan boykot çağrıları yapılan memleketimde, pek çok işadamı ticari açıdan zarar görmemek için “rengini” gizleyip, “milli takımı tuttuğunu” söylerken... Delikanlı gibi, gönül verdiği takımı destekleyen, Beşiktaş şapkasıyla tribünde oturma cesaretini gösteren patron.
***
Hiç unutmam... Çalışma hayatındaki 50’nci yıldönümü kutlaması yapılmış, seçkin davetli topluluğunun katıldığı geceye dair anekdotlar gazetelere yansımıştı... Ve, o gece “hasta Beşiktaşlı” Rahmi Koç, büyük oğlu Mustafa Koç’un nasıl Fenerbahçeli olduğunu anlatmıştı.
***
“Evimizdeki garson arkadaş, Mustafa’yı ve Ali’yi gizli gizli Fenerbahçeli yaptı.”
***
Hemen ardından, Mustafa Koç anlatmaya başlamıştı: “Evet, evimizdeki garson beni Fenerbahçeli yaptı. Ali’yi ise, ben Fenerbahçeli yaptım. Oğlum başka seçeneğin yok, sen de Fenerbahçeli olacaksın diye bastırdım... O zamanlar 5 yaşında olan Ali de Fener’i seçti.”
***
Ya ortanca birader?
Rahmi Koç bakmış ki, iki oğlan Fenerbahçeli oldu, geri dönüşü yok, derhal devreye girmiş, zararın neresinden dönerse kâr, hiç olmazsa Ömer Koç’u Beşiktaşlı yapmayı başarmış.
***
Galatasaray ise, anca damatlar sayesinde dahil olabilmiş Koç Ailesi tribününe...
***
Ve, enteresan bir anekdot daha... Gene Rahmi Koç anlatıyor: “Rahmetli halası Sevgi Gönül yaşasaydı, Ali’ye Fenerbahçe Stadı’nda düğün yapacaktı. Bütün bayilerimizi, eşimizi dostumuzu çağıracak, stadı dolduracak ve Ali orada evlenecekti. Ama maalesef, ne Ali halasının zamanına yetişebildi, ne de halasının ömrü Ali’nin evlendiğini görmeye yetebildi.”
***
Öyle böyle değil yani, Ali Koç’un Fenerbahçe tutkusu... Peki, nasıl oldu da, “taraftar” tribününden, “yönetici” koltuğuna geçti? Onu da Güneri Cıvaoğlu yazdı geçenlerde...
HHH
“Galatasaray’ı şampiyon yapan Denizlispor-Fenerbahçe maçının akşamıydı. Bir mekanda, Ali Koç ve arkadaşları ilerdeki masalardan birindeydi. Bizim gruptan Fenerbahçe tutkunu arkadaşımızla gittik, o günlerde baba olan Ali Koç’u kucaklayıp, tebrik ettik. Ali Koç çok üzgündü. Konuşurken gözleri doluyordu. Yeni doğan bebeğinin verdiği sevinci bile doyasıya yaşayamadığını görüyorduk. ‘Bugün, bu kulübü çok sevdiğimi daha derinden hissettim, karar verdim, Fenerbahçe’ye daha fazla ve daha yakından hizmet edeceğim’ dedi. Çok geçmedi. Bu kararını uygulamaya koydu. Fenerbahçe yönetimine girdi.”
***
Ve, yazısını şu cümlelerle bağlamıştı Güneri Cıvaoğlu: “Şike krizi yol haritasında, bütün trafik levhaları Ali Koç’u Fenerbahçe başkanlığına götürecek işaretleri veriyor. O, duygusal nedenlerle, Aziz Yıldırım’ın koltuğuna oturmayı etik bulmayacak, önerileri kabul etmeyecektir. Ancak, çok sevdiği Fenerbahçe, Aziz Yıldırım’ın da isteğiyle, bu duygu yüklü direnişi kırabilir. Fenerbahçe’de bembeyaz bir sayfa açılması için en uygun, en moral yükseltici, en güven veren isimdir.”
Altına imzamı atarım.
***
Elbette, karar, kendisine, ailesine ve kulübüne aittir, haddimize değildir ama... Her şerde hayır var misali, bu yangının küllerinden yeniden doğmasını sağlayabilir Fenerbahçe’nin.
***
Pek bilinmez.
Tam adı...
Ali Yıldırım Koç.
***
Bi Yıldırım’dan önce...
Bi Yıldırım’dan sonra...
Milat olabilir.
***
İngiltere’de Harrow Scholl’dan mezun oldu, matematik, ekonomi ve coğrafyayı yüksek dereceyle bitirdi. ABD’de Rice Üniversitesi’nden işletme fakültesi diploması aldı. Üstüne, efsane Harvard Üniversitesi’nde master yaptı. Henüz 44 yaşında.
***
Aykut Kocaman’dan bile genç... Ancak, Türkiye’nin en büyüğü Koç Holding’deki sorumlulukları düşünülürse, tecrübesiz yönetici demek için, gerizekalı olmak lazım.
***
Hafızam beni yanıltmıyorsa, “Fenerbahçe’nin en genç başkanı” ünvanını alır Ali Koç... Türkiye tarihinin “Harvardlı ilk kulüp başkanı” ünvanı ise, hafızaya filan gerek yok, kesin.
***
“Koç Ailesi’nin gelenekleri var, izin vermezler” tartışmalarına gelince...
***
Güleyim mi?
Ağlayayım mı?
Bilemiyorum.
***
Çünkü, koca koca duayen gazetecilerimiz, sanki tarih profesörleriymiş gibi, “Ali Koç’un Koç Ailesi’ndeki ilk kulüp yöneticisi olduğunu” yazıyor ama... Koç Ailesi’nin ve Türk sanayinin kurucusu Vehbi Koç, Gençlerbirliği’nin başkanıydı birader!
İnanmıyorsan, zahmet edip Gençlerbirliği’nin resmi internet sitesine gir, bak... En zor zamanlarında Gençlerbirliği’ne bina verdi, para verdi, İstanbul egemenliğindeki futbolun Ankara’da yeşermesi için tarihi katkıları oldu. Türkiye’nin ilk sponsorudur Vehbi Koç.
***
Vehbi Koç, dede.
Ali Koç, torun.
Halâ “ilk” diyorlar.
***
Uzun lafın kısası...
***
Ali Koç’un başkan olması, sadece Fenerbahçe için değil, Türk futbolu için de “kurumsal milat” olur. Oy’um yok ama, futbolsever olarak kalbim, Ali Koç’un ikna edilmesinden yana.
Dünya rekoru kaçtı!
Moskova Panteri Ali.
Kaynana Gürsel.
İngiliz Nevzat.
Çarli Çağlayan.
Buldozer Fevzi.
Fuji Mehmet.
Bombacı Halil.
Kene Ali İhsan.
Başlarında...
Adnan Süvari.
***
Göztepeli’yim.
HHH
Avrupa’da yarı final oynayan ilk Türk takımıyken... Amatör’e düşürülen Göztepe.
***
Dolayısıyla “damdan düşenin halinden, damdan düşen anlar” yazısıdır bu.
***
Herkesin takımı “en önemli”dir. O nedenle, asla Göztepe’yle Fenerbahçe’yi kıyaslamıyorum. Ancak, ben Fenerbahçeli olsam, asla üzülmem. Düşersin... Düştüğün yerden kalkarsın. Değerinden kaybetmezsin. Sevgin azalmaz, aidiyetin eksilmez, aksine artar.
***
Başımıza geldi...
Ordan biliyorum.
***
Ve, Göztepeli olarak, Fenerbahçe’nin Bank Asya’ya düşürülmemesine üzüldüm doğrusu.
***
Çünkü...
“Dünya rekoru”nu kaçırdı Fenerbahçe!
***
Malum, 1981’de oynanan Göztepe-Karşıyaka maçındaki seyirci sayısı, “dünya ikinci lig seyirci rekoru”dur. Guinness tarafından tescil edilmiştir.
***
Göztepe, Bank Asya’da.
Karşıyaka, Bank Asya’da.
İlave et, Fenerbahçe’yi...
Banko yeni rekor kırılacaktı.
***
Ve, büyük ihtimalle Göztepe-Karşıyaka rekorunun yerini, Göztepe-Fenerbahçe veya Karşıyaka-Fenerbahçe rekoru alacaktı. “Dünya rekortmeni” ünvanıyla dönecekti Süper Lig’e.
***
İddia ediyorum...
Dünya basını tarafından, Galatasaray-Beşiktaş derbisinden çok daha fazla ilgi görecekti, Göztepe-Fenerbahçe veya Karşıyaka-Fenerbahçe derbisi... Böylece, tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşayan Fenerbahçe, aynı dönemde “futbol tarihi”ne geçecekti.
***
E n’aapalım...
Biz İzmirliler, kendi kendimize kırarız yeni rekorumuzu gari.