Şampiyonlar Ligi'nin yeni statüsü Türk takımlarını nasıl etkileyecek?

UEFA, Şampiyonlar Ligi'nde gelecek sezondan itibaren yürürlüğe koyacağı yeni formatı resmi sitesi aracılığıyla duyurdu. Peki yeni statünün yenilikleri neler? Söz konusu format, Türk takımları açısından bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

26 TAKIM DOĞRUDAN KATILACAK

Avrupa futbolunun patronunun açıkladığı yeni sisteme göre Şampiyonlar Ligi gruplarında boy gösterecek 32 takımdan 26'sı sezon sonu itibarı ile kesinleşmiş olacak. Bu 26 takımın dağılımı ise şu şekilde:

UEFA ülke sıralamasında 2016/17 sezonunun sonu itibarı ile ilk 4'te yer alan ülkelerden 4'er takım (16)
5 ve 6. sıralarda bulunan ülkelerden 2'şer takım (4)
7'nci basamak ile 10. basamak arasında sıralanan ülkelerden birer takım (4)
Bir önceki sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu (1)
Bir önceki sezonun UEFA Avrupa Ligi şampiyonu (1)

Elbette bu noktada birtakım istisnalar da mevcut. Örneğin Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan takım, turnuva için bir sonraki sezona kendi domestik liginden zaten vize almışsa buradan artan kontenjan sıralamanın 11. sırasında bulunan ülkenin şampiyonuyla doldurulacak.

Şayet UEFA Avrupa Ligi'nin kazananı da kendi liginden Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkı elde etmişse onun boşalttığı kontenjanı da UEFA sıralamasında 5. sırada yer alan ülkenin 3'üncüsü dolduracak. Yani biz, her halükârda Şampiyonlar Ligi gruplarında yer alacak 26 takımı lokal ligler tamamlandığında öğrenmiş olacağız.

TÜRKİYE ŞAMPİYONU DİREKT GİDECEK

Türkiye, 2016/17 sezonunun sonu itibarı ile UEFA klasmanında 39,2 puanla 10. sırada bulunduğu için gelecek sezon lig şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılım hakkı sağlayacak. Ancak Spor Toto Süper Lig'i ikinci sırada bitiren takımımız "Lig Yolu" adı verilen eleme turlarını geçmeye çalışacak. Bu noktada Lig Yolu'nda bulunan takımların UEFA sıralamasında 5. ve 6. sırada yer alan ülkelerin üçüncüleriyle 7'den 15'e kadarkilerin ikincileri olduğunu belirtmek gerekiyor

Lig Yolu'ndaki ön eleme turlarında geçmişe nazaran UEFA sıralamasının ilk 4 sırasında yer alan ülkelerden hiçbir takımın bulunmuyor oluşu takımlarımız açısından büyük bir avantaj teşkil ediyor. Örneğin 2014/15 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde play-off oynayan Beşiktaş, Arsenal gibi bir devle eşleşmek zorunda kalmış ve gruplara kalamamıştı. Şimdi ise böyle bir durum söz konusu değil. Elbette karşımızda çantada keklik takımlar olmayacak ama geçmişe oranla işimizin önemli ölçüde kolaylaştığını da söylememiz lazım.



YA SIRALAMADA DÜŞERSEK?

Türkiye sıralamada 11. sıraya gerilese bile son yıllarda Şampiyonlar Ligi şampiyonunun çok ekstrem bir durum olmadıkça zaten kendi liginden de turnuvaya vize almasından mütevellit lig birincimiz yine doğrudan gruplara kalacak. 12. sıra veya daha aşağısına düştüğümüz andan itibarense şampiyon takımımız, gruplara kalabilmek için "Şampiyonlar Yolu" adı verilen bir dönemece girecek.

UEFA'nın Şampiyonlar Yolu adını verdiği eleme turlarında yer alacak ekiplerse UEFA klasmanında 11. basamak ve daha aşağısındaki ülkelerin şampiyonlarından oluşacak. Bu skaladaki ülkelerin liglerindeki vaziyeti düşündüğümüzdeyse UEFA sıralamasında ilk 10'un dışına çıktığımız anda bile bizi bir felaket senaryosunun beklemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

BİZİM İÇİN AVANTAJLI AMA...

Son tahlilde UEFA'nın yürürlüğe koyacağı yeni Şampiyonlar Ligi formatı, takımlarımız açısından ciddi bir avantaj teşkil ediyor. Bu da bize son olarak 2007/08 sezonunda iki takımla temsil edilebildiğimiz (Fenerbahçe ve Beşiktaş) Şampiyonlar Ligi gruplarında artık yeni statü sayesinde özlediğimiz günlere geri dönebileceğimizin müjdesini veriyor.

Yeni statü, ülkemiz açısından gayet avantajlı olsa da her zamanki gibi "Altta kalanın canı çıksın." mantığına dayanıyor. Zira UEFA'nın büyük liglerden olabildiğince daha çok takımı Şampiyonlar Ligi'ne sokmasının rant kaygısından başka bir izahı yok. Kısacası küresel kapitalizm dünyada nasıl işliyorsa futbolda da aynı şekilde zuhur ediyor.

Yunus DİLBER / fanatik.com.tr