Fanatik yazarlarının Beşiktaş - Trabzonspor maçı yorumları

Dorukhan'ın hayat öpücüğü (Ali Ece)
İlk yarıda Dorukhan’ın çift yönlü dinamizmi dışında Beşiktaş adına pozitif tek bir şey yoktu. Karius konsantrasyon sorunlarına devam etti. Geriden oyun kurulamadı, Adriano bile bu soruna çare olacağına sorunu büyüttü.

Artık geriden oyun kuramadığı için hücumları kesik kesik olan Beşiktaş ilk 45’te 3. alanda da hatalı tercihler yaptı: Ceza alanı yayında yani tam merkezde bekleyen Llajic ile bire iki yapmak yerine top kaptırma garantili çalım saçmalığına giren Lens, top kaptırmada Lens ile yarışan Quaresma derken Beşiktaş golü yedi.

Trabzon’un iyi oyununun gole dönmesini daha önce direk engellemişti, 45’te Quaresma, Medel ve Karius rakibe yardımcı oldular! Tabii Sosa da asistinde maestroluk dersi verdi.

2. yarıya doğru oyuncu değişiklikleriyle başlayan Beşiktaş’ta takım arkadaşları Dorukhan’a eşlik etmeye başladı. 45-70 arası Beşiktaş’ın topa sahip olma oranı yüzde 71’e kadar yükseldi. Beşiktaş son 10 dakikada da çok savaşınca Trabzon’un kadro derinliği yetersizliğinden faydalanıp puanı kurtardı.

Gecenin sorusu (Ali Ece)
Beşiktaş neden 2. yarıya başladığı 11 ile maça başlamadı? Pektemek girerken Güven yerine Lens çıksa gol atma ihtimali daha da yüksek olmaz mıydı?

Maçın starı (Ali Ece)
Türkiye Milli Takımı, Abdülkadir ve Yusuf’tan sonra Dorukhan’ı da kazandı. Tabii Lucescu, Rapid Bükreş maçını tercih etmediyse!

Maçın olayı (Ali Ece)
Gerçekten ofsayt olduğu için iptal edilen pozisyonda VAR 5 dakika bekletince Beşiktaş’ın momentumunu kaybetmesi. Bizim ligdeki tüm takımlara yazık bu açıdan. Almanya veya İtalya’da maksimum 25 saniye beklenen VAR kararı, bizde minimum 3 dakika bekletiyor.

Kısa mesaj (Ali Ece)
Heyecanı açısından lig ortalamasının üstünde bir maçtı.

Beşiktaş’ın stoper sorunu! (Cem Dizdar)
Trabzon’un ilk devre boyunca gözle görünen fiziksel üstünlüğünü eritmek için Beşiktaş topu ayağında tutmaya özen gösterdi. Lakin ayağındaki topu önde işlevsel kullanacak bir organizasyona sahip miydi, işte sorun tam da buradaydı. Üstelik muazzam bir stoper sorunu varken!..

Golü yedikleri pozisyonda çoğu kişi Medel’in zamanlama problemine takılacaktır. Ancak stoperler Vida/Necip’in nerelerde olduklarına bir bakın! Hatta golden önceki Trabzon’un son gol girişiminde Atiba’nın altı pas içinde kestiği topta ki stoper yerleşimine!...

İkinci devre Beşiktaş golü yedikten sonra her şey oldu. Goller, VAR ve iptal, tempo... Uzatmada üçe iki pozisyonda Batuhan, Rodellega’ya topu geçiremedi ve o top dönüp Beşiktaş golü oldu! Futbol işte... Neresinden bakarsanız bakın hangi takımı tutarsanız tutun, bunca yıl o kadar paranın ‘kırpık yıldız’lara çarçur edildiği ülkede umuda umut katan bir maçtı.

Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Burak ve Onur’un ardından Trabzon’da ciddi bir rahatlama/güven gözleniyor! Buna ‘futbolcu sorunu’ deniyor. Acaba bu oyuncuları alacak takımlar bu riski öngörüyor mu?

Maçın starı (Cem Dizdar)
Oyuna umut, romans ve gelecek koyan gençler; başta Uğurcan Çakır ve devamında Hüseyin Türkmen, Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür, Batuhan Artarslan, Dorukhan Toköz, Güven Yalçın.

Maçın olayı (Cem Dizdar)
Kuşkusuz ki, Beşiktaş’ın kendi taç atışından gol yemesi ve Dorukhan’ın VAR nedeniyle iptal edilen golü. Ve iptal kararı verilene kadar geçen sürenin devamında Beşiktaş’ın temposundaki gözle görülür düşüş...

Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Love, Larin gibi klasik santrforlar varken Şenol Güneş’ten ‘belirsizliğe’ yapılan bir değişiklik; Mustafa Pektemek. Ve futbolun cilvesi; gol...

Futbol maçı! (Serkan Akcan)
Beşiktaş ile Trabzon arasında oynanan maç alışılagelmiş, bol kavgalı az futbollu büyük maçların çok dışındaydı. Başından sonuna kadar her bir saniyesi futbolla, heyecanla doluydu, güzel bir futbol maçıydı. Quaresma bir ayda Beşiktaş’ın sorunu haline dönüşmeyi başardı.

Malmö maçındaki kırmızının üzerinden 3 gün geçmeden Trabzon maçına 11 başladı ve devre biterken Ljajic’e pası vermeyip kaptırdığı top kalesine gol oldu. Elbette bu hata yapanın tarafından bakış. Atanın tarafı ise pırıl pırıl. Sosa çizgiden öyle bir orta yaptı ki, Medel’in başının üstünden Rodellega’ya o topu geçirdi, golü hazırladı.

Rodallega ve Sosa ikilisi Trabzon’un oyun kalitesini yukarıya çekiyor. Şu an yarıştaki takımlara bakıldığında böyle uyumlu ikili görmek zor. İkinci yarı Caner ve Gökhan’ın girmesi ve Dorukhan’ın nefis performansıyla işin rengi değişti.

Onazi’nin kendi kalesine attığı gol fitili ateşledi. Ancak geri dönüşe yetmedi. 90+6’da sahneye çıkan Pektemek, Beşiktaş için her şeyin kötü gittiği bir gecede takımını ipten alarak 1 puanı kurtardı.

Kısa mesaj (Serkan Akcan)
Puan sıralamasında 2. ile 9. takım arasında sadece 4 puanlık bir makas var. Bir galibiyet yarışta her şeyi değiştirebilir.

Gecenin sorusu? (Serkan Akcan)
Malmö maçında kırmızıyı görüp Beşiktaş’ın elenişine yardım ettikten sonra Quaresma’nın Trabzon maçında 11 başlaması oyuncuya ödül mü, Beşiktaş’a ceza mı?

Maçın starı (Serkan Akcan)
Dorukhan aldığı her dakikanın hakkını veriyor. Dün Beşiktaş’ı geri döndüren adamların başındaydı. İlk gol Onazi’ye yazıldı, ama pozisyon ona yazar.

Maçın olayı (Serkan Akcan)
İkinci yarıya başlarken Gökhan Gönül ve Caner’in oyuna girmesi.

Hamle eksikliği (Serhat Demirtaş)
Fenerbahçe karşılaşması çok ekstra işlere sahne olmuştu. Ancak işin özetinde Trabzonspor o gece kendi oyununu oynamış, rakibine teslim olmamış ve sonuna kadar hak ettiği bir galibiyet almıştı. Dün de büyük ölçüde aynı şeyler oldu. Beşiktaş karşısında kabul etmeyen ettiren, ezilmeyen ve diklenen bir Trabzonspor vardı sahada. En önemlisi de komple oynayan bir takım...

Tüm bu yazdıklarım ikinci yarıda Şenol Güneş’in yaptığı hamlelere kadardı. Quaresma gibi bir figürü oyundan almak, ardından 2 beki oyuna sokmak gerçekten de Beşiktaş’ın hem oyun kurmasında hem de kurdurmamasında etkili oldu. Biraz da yokluktan Ünal Karaman oyuna müdahele etmekte en azından değişiklik anlamında sıkıntılar yaşayınca işin rengi değişti.

Bir de öndeki oyunun beyni Sosa sakatlanıp çıkınca her şey sarpa sardı ve gece beraberlikle bitti. Trabzon doğal olarak kahroldu, Beşiktaş 2-0’dan 2-2’ye belki bir parça sevindi ama böyle bir haftada kimsenin tatmin olmadığı muhakkak.

Bir de öndeki oyunun beyni Sosa sakatlanıp çıkınca her şey sarpa sardı ve gece beraberlikle bitti. Trabzon doğal olarak kahroldu, Beşiktaş 2-0’dan 2-2’ye belki bir parça sevindi ama böyle bir haftada kimsenin tatmin olmadığı muhakkak.
Bir de öndeki oyunun beyni Sosa sakatlanıp çıkınca her şey sarpa sardı ve gece beraberlikle bitti. Trabzon doğal olarak kahroldu, Beşiktaş 2-0’dan 2-2’ye belki bir parça sevindi ama böyle bir haftada kimsenin tatmin olmadığı muhakkak.

Tüm bu yazdıklarım ikinci yarıda Şenol Güneş’in yaptığı hamlelere kadardı. Quaresma gibi bir figürü oyundan almak, ardından 2 beki oyuna sokmak gerçekten de Beşiktaş’ın hem oyun kurmasında hem de kurdurmamasında etkili oldu. Biraz da yokluktan Ünal Karaman oyuna müdahele etmekte en azından değişiklik anlamında sıkıntılar yaşayınca işin rengi değişti.

Bir de öndeki oyunun beyni Sosa sakatlanıp çıkınca her şey sarpa sardı ve gece beraberlikle bitti. Trabzon doğal olarak kahroldu, Beşiktaş 2-0’dan 2-2’ye belki bir parça sevindi ama böyle bir haftada kimsenin tatmin olmadığı muhakkak.

Gecenin sorusu? (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor, Sosa’sız bir oyuna alternatifi nasıl üretebilir acaba?

Maçın starı (Serhat Demirtaş)
Rodallega hiç olmadığı kadar diri ve iyiydi.

Maçın olayı (Serhat Demirtaş)
Sosa’nın oyundan çıkmak zorunda kalması.

Kısa mesaj (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor iyi oynadığı bir maçı daha istediği sonucu alamadan kaybetti. Kaçan puanlara bir bakmak lazım ve tabi ki sebeplerine!

Hakem Meler zorlanmadı (Deniz Çoban)
Maç süresince, futbolcular kendi işlerini yapmaya odaklandılar, hakemle hiç uğraşmadılar. Maçta hakemi zora düşürecek pozisyon da yaşanmadı. Meler 90 dakika boyunca çok dikkatliydi, çaldığı düdüklerde doğruluk oranı yüksekti.

Maçın sonlarına doğru Adriano’ya ve Toure’ye göstermediği sarı kartlar dışında, kartlarını yerinde kullandı. Beşiktaş’ın geçerli sayılmayan golünde, gol öncesi Lajic’in topu Lens’e aktardığı sırada; Lens’in ofsaytta olduğu çıplak gözle bile görülüyordu.

Penaltıyı vermemesi... (Deniz Çoban)
Maçın son saniyelerinde Mustafa Pektemek topu koluyla düzeltti, sorasında ise Toure, Vida’nın baldırına vurdu. Öncesinde el olduğu için Meler penaltı düdüğünü çalmadı ancak bu durum Vida’ya yapılan kontrolsüz hareketin cezalandırılmasına engel değildi. Toure sarı kart görmeliydi.


Orta alan farkı (Orhan Yıldırım)
Beşiktaş’ın Atiba, Dorukhan ve Ljajiç’ten oluşan merkez üssü, kopuk oynadı. Bu da, Quaresma ve Lens’in görev yaptığı kanatlara olan pas akışını olumsuz etkiledi. Trabzonspor’da ise durum tam tersiydi. Sosa önderliğinde, Onazi, Yusuf etkili oynadılar. Abdülkadir’in görev yaptığı sağ kanattan tehlikeli geldiler.

Sosa böyle istedi (Orhan Yıldırım)
Arjantinli oyuncu Karadeniz takımını orkestra şefi gibi yönetti. Devrenin son dakikası içinde, öyle bir pas attı ki, Rodallega’ya boş kaleye bırakmak kaldı. Kartal bu yarıda, gol için risk alsa da, son vuruşlarda yetersiz kaldı. Rakip takımda Nwakaeme üst direğe takıldı..

Goller peş peşe geldi (Orhan Yıldırım)
Güneş, Caner ve Gökhan hamlesi ile ikinci yarıya başladı. Ancak daha 47’de Nwakaeme şık gole imza attı: 0-2.. Beşiktaş golden sonra skora bakmadan saldırıya geçti!.. Üst üste bindirmeler yaptı. 57’de Onazi topu kendi ağlarına gönderdi: 1-2. Karşılıklı ataklar heyecanı tavan yaptı. Caner’in uzatmadaki kafa şutu yan direkte patladı!.. Ve maçta son sözü Mustafa Pektemek söyledi. Uzatmada kafa ile skora denge getirdi: 2-2..