'Fenerbahçe kaybederse Ersun Yanal gider'
Fanatik'in usta yorumcularının bir araya geldiği 'Bizim Takım', Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacak dev derbiyi masaya yatırdı.

Zafer Büyükavcı sordu, 'Bizim Takım' Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini masaya yatırdı.
Haberin Devamı ›
'Fenerbahçe kaybederse Ersun Yanal gider'
SORU 1: Zafer Büyükavcı: Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un da eleştirdiği Ersun Yanal için Beşiktaş yenilgisi Fenerbahçe kariyerinin sonu olur mu?
Mehmet Demirkol: Ölçü, oyun gücü olmalı
Bu ihtimal var. Ancak yönetim salt bu maçın sonucuna göre hareket ederse hata yapar. Yanal kazansa sorunlar halledilmeyecek, kaybetse olmayan sorunlar ortaya çıkmayacak. Sorun Yanal’ın geçen sene tam bugünlerde vaatleriyle devraldığı görevinde başarısız oluşu. Başarısızlık, vaat ettiklerini sahaya yansıtamamış olması. Şöyle düşünmek lazım. Eğer Yanal, Nisan’da şampiyon olduğu sezon bu oyunu sahaya koymuş olsa taraftarın aklında kalır mıydı? Fenerbahçe maçlara sadece hücumcularının vuruş kalitesi kadar etki edebiliyor. Kaleci ve savunma sınırını aşamıyor. Orta saha iyi başladı ama geriliyor. Ölçü, oyun gücü olmalı.
Haberin Devamı ›
Ali Ece: Oyun kalitesi için istendi
Fenerbahçe evinde derbiyi kaybederse Yanal’ın son maçı olur. Yanal’ı göreve taşıyan aslında taraftar oldu ve bunu Fenerbahçe’nin ligdeki son şampiyonluğundaki oyun kalitesi için istediler. Ancak bir süredir Yanal yönetimindeki Fenerbahçe o oyun kalitesinin çok uzağında. O oyun kalitesinin, gücünün zirve yaptığı maç, Fenerbahçe’nin erkenden 10 kişi kalıp yenik duruma düşmesine rağmen 3-3 biten Beşiktaş maçıydı. Son haftalarda o seviyeden çok uzak bir Fenerbahçe var.
Cem Dizdar: Kim gelir? Daha büyük soru!
Öngöremiyorum, ancak Yanal adına sıkıntının büyüyeceği aşikâr... Zaten yönetimin doğrudan tercihi değildi. Taraftar baskısıyla göreve getirildiği için, gönderilmesi durumunda tepki oluşmayacağından, yönetimin böylesi bir tasarruf konusunda eli rahat olacaktır. Ancak yerine kim gelir, o daha büyük bir soru ve sorun olarak ortada kalır.
Deniz Çoban: Yanal’ın tercihi belirleyecek
Fenerbahçeliler derbide hangi mevkide kimin oynayacağını kestirmeye çalışıyor. Yanal’ın kritik tercihler yapması ve doğruyu bulması gerekiyor. Şayet bu tercihlerinde yanılır ve kaybederse, o zaman Fenerbahçe’de “Ersun Yanal’ın yerine kimin oynayacağı” konuşulmaya başlar. Son maçı olma ihtimali yüksek! Sezon başı Yanal rahatken, Avcı hedef tahtasındaydı. Bu günlerde Yanal’a tahammül kalmazken; Avcı, Yanal’a göre biraz daha fazla krediye sahip.
Haberin Devamı ›
SORU 2: Zafer Büyükavcı: Beşiktaş taraftarıyla barıştıktan hemen sonra İnönü’de Malatya’ya kaybeden Abdullah Avcı için derbinin skoru hangi sonucu getirir?
Mehmet Demirkol: Ljajiç 10 numarayı oynayamıyor
Malatya’yı 85 dakika bu kadar kapatabilmek, neredeyse orta çizgiyi geçirtmemek hem de oyunu bu kadar önde oynarken bunu yapmak kolay iş değil. Avcı’nın, Güven-Elneny değişikliği ile aldığı risk bu yapıyı kırdı. İki temel sorun var: Ljajiç 10 numarayı oynayamıyor, Beşiktaş çizgiye inemiyor. Bunlar, oyuncu kaliteleriyle alâkalı. Öte yandan Roco oyun kuruyor, Vida zirve yaptı, Karius da kaleciliğini hatırladı. Çok net bir değişim var. Bu derbi, Fener’in Sivas maçına bakıldığında, tam da Avcı’nın 6 haftalık seride uyguladığı gibi geçebilir. Bu şartlarda sonuç ne olursa olsun Avcı’ya süre tanınır.
Ali Ece: Revizyon mu, takviye mi!
Haberin Devamı ›
Avcı açısından derbiden çıkacak sonuç, ara transferde takviye için şartların ne ölçüde zorlanacağını belirler. Yönetim, Avcı ile devam etse de derbinin sonucu kadroda radikal bir revizyon mu yoksa hocanın taleplerine göre kadroya yatırım takviyesi mi yapılacağını etkiler. Bardağın dolu tarafından bakarsak, Beşiktaş belki de lig şampiyonluğuna iki devre arası nokta transfer yakınlıkta. Boş tarafından bakarsak bir an önce yüksek maaş-düşük verim çelişkisi oluşturan oyuncularla yollar ayrılmalı.
Cem Dizdar: 6. hafta protestoları başlar
Taraftar/Avcı ilişkisi bence kırılganlığını halâ koruyor. Çünkü oyun, tatmin edicilik ve umut açısından halâ istenen düzeyde değil. Bu kırılganlık ancak ‘güçlü oyun’ ve artan şampiyonluk ihtimali ile Avcı lehine döner. Maçın kaybedilmesi ise 6. hafta protestolarını yeniden canlandırır. Beşiktaş’ın mali durumu, Avcı’nın en büyük dezavantajı.
Deniz Çoban: 3 maçta 8 gol yedi, atamadı!
Bir gerçek var ki, Yanal’ın da Avcı’nın da bu sezonki çalışma ömrünü, diğer büyük takımların kötü performansları uzattı. Tek başına takımı geride kalmış, diğer Büyükler’in arayı açtığı bir ligde, Avcı da Yanal da bu haftaya kadar takımlarının başında kalamazdı. Beşiktaş son 3 maçında 8 gol yedi, hiç gol atamadı. Kadıköy’de kaybeden Avcı için tablo epeyce kararır, ama bence film kopmaz! Devre arasına kadar sorunlar ötelenir.
Haberin Devamı ›
SORU 3: Zafer Büyükavcı: Ersun Yanal’ın ve Abdullah Avcı’nın bu maç öncesi artıları ve eksileri nelerdir?
Mehmet Demirkol: Emre böyle oynamaz
Ersun Yanal: Fenerbahçe’nin Belözoğlu’nu oyunun ‘temel direği’ değil ‘takım çileği’ olarak kullanması gerekiyor. Geçen yıl “Emre olsaydı, takım başka olurdu” tezine “Ancak takım tam olursa, Emre rahat eder ve ettirir” cevabını veriyordum. Başakşehir, rollerin iyi dağıtıldığı, Emre’nin üzerine fizik yük bindirmeyen bir oyunla ondan yararlanıyordu. Savunma hattının orta sahaya yakın olduğu temaslı ve cevval bir ekip olması gerekiyor. Hücum hattının da topu aldığı zaman kolay kaybetmeyen bir ekip. Fenerbahçe’de Muriç dışında bu tanıma tam uyan bir oyuncu topluluğu ve oyun yok. 2014’te ‘kompakt oyun’ hemen tüm oyunculardan maksimumu almada Yanal’ın silahıydı. Bunu sağlamak şart.
Abdullah Avcı: Oyun merkezinin önde olduğu bir pas oyunu denedi, olmadı. Merkezi geriye çekip, geçil oyunu temelli melez bir anlayışa geçtikten sonra Avcı art arda 6 maç kazandı. Sergen hoca otobüsü kale önüne çekince zorlandı. Bu maçta Yanal bunu yapmaz. Ama dengeli bir oyun mu oynayacağı yoksa risk mi alacağı, Avcı’nın planını etkileyecek. Beşiktaş öne geçerse ya da maçı 0-0’da tutarsa bu geçil oyununda özellikle Fenerbahçe savunma kanatlarının arkasına sarkıp istediğini alabilir.
Ali Ece: En baskılı maçı
İki hocanın hanelerinde eksi olarak ortak noktası, ikisinin de kafalarındaki ideal futbolu veya onlarla özdeşleştirilmiş ideal oyunlarını oynatamaması. Avcı, Yanal’dan farklı olarak sezon başındaki berbat başlangıçtan sonra hatalarından dönüp pragmatik doğru çözümler üretmeyi başardı. Ersun hoca ise sezon başındaki iddialı, şaşaalı başlangıç yapan takım havasını kaybetti, takımın dinamikleri hem oyun hem de sonuçlar bazında geriledi. Yanal, Fenerbahçe kariyerinde en fazla baskı altında olduğu haftayı yaşıyor. Avcı, sezon başındaki hatalarından kaynaklı baskı karşısında bir şekilde ayakta kalmayı başardı, bu derbide minimum 1 puan bile çıkarsa taraftarla yaşadığı barış süreci sekteye uğramaz. Yanal mutlaka kazanmak, Avcı en azından yenilmemek zorunda.
Cem Dizdar: Kaygılı ruh hali...
Ersun Yanal: Kaygılı bir ruh hali var ve ‘emin görünmek’ için kendini zorladığı belli oluyor. Bu durum oyuncuları da olumsuz etkiler. Saha içinde ise kadro derinliği ve farklı beceri seviyesinde oyuncu çokluğu ‘olumlu’, Emre Belözoğlu merkezli oyuna bağımlılık ‘olumsuz’ yanı...
Abdullah Avcı: ‘Büyük takım baskısı’nı hissettiği çok belli, geriliyor. Ayrıca öne aktif bir oyun tesis edebilmiş değil. O da verimsiz Burak’a gereğinden fazla önem atfediyor. Hatları Atiba/Elneny’ye yapıştırınca, savunması güçleniyor; ancak iki bekin etkisi olmazsa hücum verimliliği düşüyor.
Deniz Çoban: B Planı bile yokmuş!
Ersun Yanal: Büyük baskı altında olacağı bir maça hazırlanıyor. Hızla düşen bir başarı grafiği var ve terse çeviremezse Fenerbahçe kariyerinin sonlanma riskiyle karşı karşıya. Mutlak kazanmak zorunda... Gelinen şu noktada gördük ki, Yanal’ın bırakın ‘C,D,E Planı’nı, bir ‘B Planı’ dahi yokmuş. Tabii ki en büyük artısı, maçı Kadıköy’de oynuyor olması ve Fenerbahçe’nin evindeki maçlarda sahip olduğu derbi karnesi...
Abdullah Avcı: Bir seri yakalayarak üzerine çöken kara bulutları dağıtsa da son 3 maçta aldığı kötü sonuçlarla kara bulutları tekrar üzerine doğru çekti. 3 maçta 8 gol yiyen, hiç gol atamayan bir takımla deplasmana gidiyor. Kadıköy atmosferi onun en büyük dezavantajı. Şu an sezon başına göre daha formda görüntü çiziyor. Rakibine göre “Bu maç benim son maçım olabilir!” diye düşünmemesi ve çok fazla futbolcu/mevki tercihi sıkıntısı olmaması avantajı sayılır.
'Derbiyi kaybeden takım şampiyonluğu kaybetmez!'
SORU 4: Zafer Büyükavcı: Sivasspor’un 33 puanla zirvede olduğu haftaya Fenerbahçe 26, Beşiktaş ise 27 puanla girecek... Bu derbiyi kaybeden için şampiyonluk şansı biter mi?
Mehmet Demirkol: Hiçbir takımda şampiyonluk emaresi olan oyun gücü yok
Bu sezon kriter şampiyonluk değil, diğer doğal şampiyonluk adaylarının durumu. Eğer şu anda 3 Büyükler’den biri 39-40 puanda olsa, muhtemelen diğer 2 kulüp kaosa teslim olmuş, sosyal medya çıldırmış, yönetim veya hoca değişmiş olurdu. O yüzden bu maçın kaybedeni şampiyonluğu kaybetmez. Dolasıyla kazananın net şampiyonluk adayı olduğunu da kimse söyleyemez. Bu sezon bir şampiyon çıkarmayacak, bir 1. ortaya çıkacak. Hiçbir takımda şampiyonluk emaresi olan o oyun gücü yok. Dolayısıyla hocalar da bu durumu en az bizim kadar biliyor. Beklentim, bu genel durumun maçta gereğinden fazla tedbiri ortadan kaldırıp keyifli bir maçın ortaya çıkması. İki hoca da takımlarının başına geçerken vaat ettikleriyle uyumlu oyunlar çizmeleri.
Ali Ece: Son düzlükte, kamuoyu ve medya baskısı devreye girer
Derbiyi kazanan takımın şampiyonluk şansı artar, kaybedenin ise şansı azalsa da bitmez. Her iki takımın da şampiyonluk şansı tamamen bitmez, çünkü Sivasspor her ne kadar performansı ile liderliği hak etse de, sezon başında beklenen lider adayı değildi. Sivasspor sezon başında liderlik veya mutlak şampiyonluk iddiası ile yola çıkmadı, kadrosunu o hedefe göre kurmadı. Sivasspor yerine Galatasaray lider olsaydı, bu derbi, şampiyonluk şanslarını daha da fazla etkilerdi. Sivasspor şampiyon olabilir tabii, ancak sezonun ilk yarısında üzerlerinde baskı yoktu, kamuoyu ve medya çok ciddiye almadan sadece sempatiyle bakıyordu. Son düzlükte maalesef kamuoyu ve medya baskısı da şampiyonluk yarışında belirleyici oluyor.
Cem Dizdar: Antalyaspor’un geçen yılın ilk yarısı güzel bir örnek
Kaybeden olumsuz etkilenir, ancak şampiyonluk şansı azalsa bile devam eder. Çünkü, kadrolar göz önüne alındığında lig henüz dengesini bulabilmiş değil. Buna benzer çok sezon hatırlıyoruz. Geçen sezonun ilk devresinde Antalyaspor’un durumu iyi örnektir. Lig ilerleyip, gerek antrenman planlamalarının sağlamlığı ve süresi, gerek devre arası takviyelerin katkısı, tabloyu baştan ayağa değiştirecektir. Bu nedenle kaybeden yıpranırsa da şampiyonluk şansı devam eder.
Deniz Çoban: Bir Anadolu Kulübü için şampiyonluk çok zor, çünkü...
Elbette takımlar için alınacak bir mağlubiyet şampiyonluk şansını bitirmez ama belli oranda azaltır. Kazanan doğal olarak zirveye yaklaşır. Puanların birbirine yakın olması ve zirvede bir Anadolu takımının bulunması, Büyükler’in her biri için avantaj. Her takımın her takımı yendiği bir lig yaşıyoruz. 5 maç seri yakalayan takımın nereden nereye geldiğini gördük. Sivasspor yeni fark edilmeye başlandı. Basının ilgisi yoğunlaştı. Devre arasında futbolcuları ile ilgili transfer dedikoduları da başlar. Bir Anadolu Kulübü’nün bunlarla baş edebilmesi ve zirveyi muhafaza etmesi, büyük kulüplere oranla çok daha zor. Gönlüm ister ki Sivasspor şampiyon olsun, Rıza hoca ipi göğüslesin. Nasıl ki Bursaspor yaptıysa, Sivas da yapsın. Bu ligimize hem renk katar hem de rekabeti arttırır.
SORU 5: Zafer Büyükavcı: Derbinin kader adamları kimler olur ve neden?
Mehmet Demirkol: İki takım da aynı bölgede kitleniyor
Burak ve Muriç... İki takımın da kilitlendiği yer, sebepleri ve genel durumları farklı da olsa hücum. Beşiktaş yemeden rakibi kapatarak ya da savunarak dengede tutabiliyor oyunu. Ancak risk alıp maçı koparayım durumuna gelince çözülme oluyor. Dolayısıyla Burak’ın gol becerisi, sistemin ayakta durması açısından önemli. Fenerbahçe’de ise savunma zaafı var. Yediğinden fazla atması şart. Yani başka sebeplerle de olsa kilit nokta hücum becerisi.
Ali Ece: Vida ve partnerinin performansı önemli
Emre ve Kruse’nin o performans düşüşlerinden sonra Vedat Muriç daha da kritik hale geldi. O yüzden Beşiktaş’ta Vida kadar yanındaki diğer stoperin de performansı belirleyici olacak. Buna karşın Atiba-Elneny ikilisine karşı ortada karşılık vermek adına Gustavo’nun yanında kimin oynayacağı çok önemli. Ozan’ı bekliyorum orada. Ozan bir diğer açıdan da kilit oyuncu olabilir: Sivasspor maçında da gördüğümüz gibi Fenerbahçe’nin geriye dönüşlerde yaşadığı sıkıntılar takımın en büyük sorunu. Burak Yılmaz bu tip pozisyonları bulursa maçın kilit adamı olabilir. Bu açıdan maça yetişirse N’Koudou da kilit hamle oyuncusu rolünde derbiye damga vurabilir.
Cem Dizdar: Gustavo ve Ozan Tufan, Atiba ve Elneny’e karşı
Kadroları kestirmek güç ama başta kaleciler! Altay ile Karius en kritik oyuncular. Hangisi derseniz, Karius bir parmak önde. Serdar/Vida eşleşmesinde belirgin bir üstünlük var denemez. Emre Belözoğlu gerek artı gerek eksi anlamında Fenerbahçe’nin belirleyici oyuncusu. Formsuz görünen Adem Ljajic geçen sene sonuna dönebilirse maç renklenir. Gerçek eşleşme Gustavo/Ozan ile Atiba/Elneny arasında. Orada farkı yaratacak oyuncu Ozan Tufan’dır. Ön tarafta olacaklar ise tamamen buralarda yaşanacaklara bağlı.
Deniz Çoban: Burak Yılmaz, Altay, Muriç ve Belözoğlu
Eski futbolcu, Milletvekili Saffet Sancaklı’nın Meclis’teki bütçe konuşmasından, Sivasspor oyuncularının yıllık maliyetinin 90 milyon Türk Lirası olduğunu öğrendim. İnternette araştırdım, Fenerbahçe’nin Gustavo’ya ödeyeceği bonservis ve maaş, bu rakamdan fazla! İki takımda da yıldız diye alınanlar, tek yıldızlık top oynuyor. “Ekstra performans gösterir, maçın kader adamı olur” diyeceğim yeni bir isim bulamıyorum. Fenerbahçe’nin savunma zafiyeti belli. Bu durumda Burak Yılmaz’ın fırsatçılığı ve dikine oyunu, O’nu maçın başrol oyuncularından birisi yapabilir. Dolayısıyla Altay’ın performansı da önem kazanacak. Muriç ve gücü yettiği oranda Emre’nin yapacakları maçın kaderinde etkili olabilir. Her ne olursa olsun, Fenerbahçe savunma oyuncularının performansı, maçın kaderini belirleyecektir.