Arama

Popüler aramalar

Büyük futbolcu olamazsın demedim...

Gazetemiz yazarlarından Nilay Yılmaz'ın kaleminden...

Büyük futbolcu olamazsın demedim...

Emre Belözoğlu, geçtiğimiz yıllarda NTVSpor’da yayınlanan Not Defteri programına konuk olduğu zaman çok şaşırmıştım. Sahada o çirkinlikleri yapan adam o kadar sakindi ki; bu şaşkınlığımı arkadaşlarımla da paylaşmıştım: “Ya bu adam nasıl bir adam? Hiç sahadaki gibi değil. Melek gibi” diyerek... Ancak biz saha dışındaki Emre’yi görmüyoruz ki, onun melekliği arkadaşlarını, ailesini ilgilendirir. Biz sahadaki Emre’yi görüyoruz ve bizi o ilgilendiriyor. Emre’nin sicili düşünülünce, herkesin kafasında bir Emre var, elbet benim de...

Fenerbahçe’ye transfer olduktan sonra ne kadar büyük Fenerbahçeli olduğunu kanıtlamaya çalıştığı röportajların birinde Emre “En büyük arzum, insanlar ‘Bu Fenerbahçeli Emre’ desinler. Bu da hayatımın en büyük isteği, son arzusudur” demişti. Sanırım tüm yaptıkları da bu yüzden, ne kadar Fenerbahçeli olduğunu kanıtlama çabası.

Diyor ki Emre, “uzun süredir Galatasaray’a yenilmeme serisi vardı”. Oysa bu uzun sürenin, yani 16 senenin 3’ünde Galatasaray forması giyiyordu...

Kadınlar Günü’nü kutlaması büyük tutarsızlık

Başka takımı tutarken, rakip takımda oynamak profesyonelliğin gerekliliği elbet. Ama Emre ve aynı dönem Galatasaray’da takım arkadaşı olan Fatih Akyel dışında kimse, kendisini yıldız futbolcu yapan eski kulübüne karşı bu kadar vefasız olmamıştı.

Galatasaray’da yıldızlaşıp Avrupa’ya transfer olmuş, oradan da Fenerbahçe’ye gelmiş bir futbolcunun, taraftarını “işte böyle her sene böyle...” diye bağırtması ne ayıp.

Tribünleri cinsiyetçi tezahüratlarla coşturmada başı çekmek, sonra da

Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak ne büyük tutarsızlık.

Emre’nin Fenerbahçeli olduğunu ben kabul ediyorum. O Fenerbahçeli Emre...

Ancak örnek alınacak futbolcu mu? Kesinlikle HAYIR.

Kadınlarla derdiniz ne?

Erkekler kadınlardan neden bu kadar nefret ediyor?

Baksanıza kadına benzetilmekten ne kadar korkuyorlar ve karşılarındakini kadına benzetmekle nasıl da mutlu oluyorlar.

Nasıl da galibiyet coşkusu yayılıyor yüzlerine.

Kadına benzetilmekten ne kadar ürküyor erkekler... Birbirlerini kadına benzeterek “can evlerinden” vuruyorlar.

Birileri onları kadına benzettiği zaman kavga edip hatta cinayet bile işleyebiliyorlar. Derin bir nefret olmasa böyle olur muydu?

Ve tüm bunlar olurken ikiyüzlülüğün muhteşem bir örneği sergileniyor.

“Kadınlar da maçlara gelsin, küfür azalsın” lafları, hatta daha da ötesine geçilerek, “şiddetle, kör holiganizimle mücadele edelim” yapay kampanyaları örgütleniyor.

Ve başrole kadın çıkartılıyor. Yerseniz!

Haberin Devamı