Arama

Popüler aramalar

Acımız büyük Cem Can'ı kaybettik

Fair-play ve spor sahalarında şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalarıyla tanınan gazetemiz yazarlarından Cem Can, bir süredir şeker hastalığı tedavisi gördüğü Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'nde dün sabaha karşı kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi

Acımız büyük Cem Can'ı kaybettik

Sporun değerini düşüren her olgu ile evrensel kavganın nasıl verileceğini dosta düşmana anlatan Fan-Etik sayfası Fanatik Gazetesi’nde 4 Ocak 1997’de tohumlarını attı. Sporun etiğine gönül vermiş iki kardeş Cem Can ve küçüğü Hakan Can’ın hayat verdiği Fan-Etik, spora farklı bakış açısı ile bir anda kitlelerin odağı oldu. İnsanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerleri ahlaki bakımdan iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olanın niteliğini ve temellerini araştıran bu etik felsefe sayesinde, 4 büyükler etrafında odaklanan kısır futbol döngüsü, yerini sporda iyiye, güzele, doğruya nasıl ulaşılır sorusunun cevabının aranmasına bıraktı.

Sporun sadece futboldan ibaret olmadığının bilincinde olan Fanatik okurlarının önerileri doğrultusunda her geçen gün zenginleşen Fan-Etik, farklı düşünenlerin de, fikirlerini rahatça topluma ulaştırdığı bir platform haline dönüştü.

Cem Can’ın önderliğinde tüm ülkenin üst düzey yöneticilerini harekete geçiren, “Türkiye’de Yüzme Bilmeyen Kalmayacak” projesi sayesinde başlatılan yüzme seferberliği kısa zamanda etkisini gösterdi. Ardından “Okullara Olimpiyat ve Spor Eğitimi Dersi” projesi ise ülkemizdeki olimpik harekete büyük bir ivme kattı. Amatör sporlarda sağlık konusu ise bıkmadan-usanmadan bu sayfada dillendirildi. Mentör ve psikoloğun spordaki önemi konusu ile pekçok spor kulübünün dikkati çekilirken, bireysel sporlarda da bilim adamları ile çalışmanın zorunluluğu vurgulandı. Spor araştırmacılığı konusunda Türkiye’de en büyük örnek olan Cem Atabeyoğlu ile yapılan söyleşi, gündeme bomba gibi düşerken “Sporda Bilgi Birikimi”nin önemi gözler önüne serildi. Taraftarın saldırganlığı ve futbolda şiddet konularında da dünyadaki örneklerini okurlarla paylaşan Cem Can, bu konuda yasa yapıcılara da çizilen yol haritasında önemli deneyimler aktardı. “Doping Merkezi ne iş yapar?” sorusunu ilk kez soranların başında gelen Fan-Etik, dopinge karşı mücadele eğitiminin okullara yayılması için büyük uğraş verdi. Atatürk’ün çağdaş Türk gençleri için söylediği, “Açık ve kat’i olarak söylemeliyim ki, başarılı olmak için her türlü yardımdan ziyade, milletçe sporun anlam ve değerinin anlaşılması, ona kalpten sevgi gösterilmesi ve onu vatan görevi saymak lazımdır” sözünü kılavuz alan Fan-Etik, Türk Spor Basını’nda da özgün bir yer edindi.

Fair-Play ödülü kazandı

Farkını giderek hissettiren spor idealistlerinin sayfası Türk sporunun, sporcusunun, teknik adamının da önünü açarken, Dünya Fair-Play Konseyi’nin gözünden de kaçmadı. Dünyanın sayılı spor gazetelerinde bile bulunmayan Fan-Etik sayfasının taçlandırılması uzun sürmedi. Konsey, yaptığı inceleme sonunda 1997 yılının Fair-Play ödülünü Cem Can’ın kaptanlığında sporumuzu aydınlatan Fan-Etik’e verdi. Fanatik Gazetesi’nin duvarını süsleyen bu ödül, biz gazete çalışanlarının mesleki övüncü olarak gönüllerdeki yerini aldı. İşte sporun tüm etik değerlerini, toplumla paylaşan o Cem Can, şimdi aramızda yok. Ancak geride bıraktıkları eminiz ki, Türk ve Dünya sporuna ışık tutmaya devam ediyor, edecek. Nur içinde yat Cem Can... Açtığın Fan-Etik yolunda yürüyenler, seni asla unutmayacak...

Ne dediler?

Bana çok şey kattı

Ne söyleyeceğimi inanın bilmiyorum... Herkes Cem Can’ı tanır. Cem Can ismi bir yerlerde yazar. Ancak onu tanıyan birçok kişi oturup onunla sohbet etmemiştir. Onun ne kadar derin bir insan olduğunu bilmez, bilemez. Özellikle antrenörlük dönemimde onu tanıma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, bana çok büyük katkısı oldu. Çünkü o, felsefe sahibi bir adamdı. Felsefesiz hiçbir şey yapmazdı. Her düşüncesinin ardında felsefe vardı. Onu herkes medyadan tanır fakat onunla oturup, onun derinliğini anlamak ancak onunla beraber olmaktan geçer. Ben o şansa sahip oldum... Keşke aramızdan bu kadar erken ayrılmasaydı. Çünkü Cem Can çok değerli bir insandı, büyük bir beyindi...

ERSUN YANAL (TFF Futbol Genel Direktörü)

‘CAN’ bir arkadaştı

Tanımaktan, sohbet etmekten, idealist fikirlerini paylaşmaktan büyük keyif aldığım dostumun arkasından ne yazabilirim ki? Her konuda uzlaşmacı, ılımlı ve bir o kadar da titiz bir insandı Cem Can. Soyadı gibi “can” bir arkadaştı. Yıllar önce Ankara’da konuşmacı olarak katıldığı bir panelde başlamıştı dostluğumuz. İşine gösterdiği özen, ilişkilerine gösterdiği saygı, onu farklılaştırmaya yetmişti. Gerçekten özel bir kişilik idi Cem Can... Dün sabah Hüseyin Sakarya verdi acı haberi. Mesajını tekrar tekrar okudum. İnanamadım. İnanmak istemedim. En verimli, en olgun çağında onun gibi bir insanın aramızdan ayrılmasının hiçbir izahı olamazdı çünkü. Karıncayı bile incitmekten çekinen Cem Can yok artık aramızda. Aynı acıyı, aynı karmaşık duyguları sevgili Ersin Uysal’ın vakitsiz vedasında yaşamıştım. Bugün de Cem Can yaktı yüreğimizi. İyi ki seni tanımışım, iyi ki yaşamımın bir evresinde senin gibi bir dost edinmişim. Seni hiç unutmayacağım. Toprağın bol, mekanın cennet olsun kardeşim.

CEMAL ERSEN (Milliyet Gazetesi spor yazarı)

Rahat uyu can dostum

Yazı yazmak bir sanattır Ama böylesini değil... Hele hele bir sevdiğinin arkasından kelimeleri ekrana taşımak... Oradan sayfa sütunlarına... Hani bir şarkı vardır dillerden düşmeyen, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye başlar... Kimi zaman müzik kutumuzun içinden seslenir bizlere, Kimi zaman onbinler tribünlerde haykırır... İşte benim Cem Can’la olan dostluğum, arkadaşlığım, kardeşliğim böyle bir duygunun mısralara dökülmüş haliydi... FANATİK’te görev aldığım yıllarda, mısralardaki gibi beraber yürüdük biz o yolları. Beraber ıslandık yağan yağmurun altında. İkimizin de tek düşüncesi vardı: İzmir futbolunun gelişimine nasıl katkı yaparız? Ama o benden bir adım daha öndeydi. O, Türk futboluna nasıl katkı yaparım, yarınlara futbolumuzu nasıl taşırım araştırması içinde yaşamını geçirdi. Gecesini gündüzüne katardı. Evinin bir köşesindeki bilgisayarı, masasının üstünü kaplayan CD’leri, kitapları, notları... Gündüz, gece hiç fark etmiyordu O’nun için... İkisi O’nun için tek parçaydı. Sabahlara kadar çalışır, araştırır, günün ilk ışıkları doğarken de “Bana 24 saat yetmiyor” derdi. Ailesi, çalışma arkadaşları, sevdikleri Cem Can’ı kaybetti ama Türkiye bir değerini yitirdi. Toprağın bol olsun Cem Can. Yaşamın boyunca uyku nedir bilmezdin, şimdi rahat rahat uyu Can dostum.

ÜNVER ERGÜN(Spor yazarı)

SEVENLERi UGURLADI

Uzun yıllardır FANATİK Gazetesi’nde yazarlık yapan, spor basınının duayen isimlerinden Cem Can’ın ölümü, spor camiasını derinden sarstı. Kalp krizi geçirip 49 yaşında hayata gözlerini yuman Can’ın cenaze namazı, dün Muğla Kurşunlu Camii’nde öğle namazını müteakip kılındı. Namazın ardından Cem Can’ın naaşı Eski Şehir Mezarlığı’nda toprağa verildi. Can’ın cenaze töreninde Muğla Valisi Fatih Şahin, Gençlik ve Spor İl Müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ünal Türkeş, Muğla Galatasaraylılar Derneği Başkanı Erol Kapiz, FANATİK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necil Ülgen ile FANATİK Gazetesi yazarlarından, kardeşi Hakan Can ve yakınları katıldı.

3

Haberin Devamı