MENÜ

Monaco GP'si değerlendirmesi

Formula 1 yazarımız Fırat Keskin, sezonun en özel yarışlarından biri olan Monaco GP'sini değerlendirdi.

Monaco GP'si değerlendirmesi

Monaco GP’si sürprizleriyle ünlüdür. Yarış içinde geçiş olmaz ama yağış ve güvenlik aracı doğrultusunda sonsuz bir taktik opsiyon ve sürpriz sonuç vadeder. Bu hafta sonu da ortaya gerçekten ilginç bir sonuç çıktı diyebiliriz.

Haberin Devamı

Şimdi soru cevaplarla ilerleyerek yarışı anlamaya çalışalım.

Leclerc Yarışa Neden Başlayamadı?

Ferrari’nin iş bilmezliği yüzünden başlayamadı. Ferrari’nin takım olarak senelerdir tekrar ettiği hatalar var: O hata arabanın sıralamalara ve yarışlara hazırlanması sırasındaki savrukluk. Hemen bir çırpıda iki elin parmağı kadar hata sayabilirim. 2018’deki Japonya ve Malezya yarışlarından hemen önceki buji arızaları, 2019 Avusturya ve Almanya GP’lerinin sıralamalarında 3 kere turbo borusu arızaları nedeniyle piste çıkamamaları. Yine 2019 ABD GP’sinde Vettel’in süspansiyonunun kırılması. 2020 Monza’da yarış sırasında frenlerin montajının yanlış yapılması sonucunda Vettel’in sağ arka frenin yarış sırasında alev alarak devre dışı kalması. Ve bu yarış…

Haberin Devamı

Bu sorunların tamamı arabanın yarışa ve/veya sıralamalara hazırlanması sırasındaki iş akışlarının kusurlu olmasından kaynaklanıyor.

Sıralamalarda Leclerc’in kazasından sonra şanzıman değişimi gerekebileceği konuşulurken, “Darbe çok hafifti, şanzıman arızası beklemiyorum.” dedim. Çünkü darbe doğrudan şanzımana değildi ve şanzıman bağlantıları en az 4 tane M12 özel üretim cıvatalarla yapılır. Ama sağ arka süspansiyonun aldığı darbeden sonra diferansiyel ve sol-sağ kardan millerinin kontrol edilmesi gerekirdi. Ferrari doğrudan darbe alan sağ mili değiştirirken sol mili kontrol etmedi bile. Bu gerçekten inanılmaz bir rahatlık. Bu inanılmaz rahatlık, Leclerc’in yarışına mal oldu.

İyi haber şu: Binotto pazartesi günü açıklama yaparak bu konudaki iş akışlarını düzelttiklerini açıkladı.

Verstappen Nasıl Kazandı?

Ferrari en güçlü araba, Red Bull ikinci güçlü arabaydı. Mercedes üçüncü güçlü arabaydı ki bu durumun beklenmesi gerektiği de belliydi. Mercedes’in uzun dingil mesafesi, dar Monaco caddeleri için uygun değil.

Leclerc’in yarış dışında kalmasıyla Verstappen çok rahatladı. Ön çizgiden yalnız start alacak Verstappen için her şeyin daha kolay olmasını ve güle oynaya galibiyete gitmesini bekliyordum. Ancak Verstappen daha yarışın başında iki hata yaptı. Önce arabasını başlaması gereken cebin dışına taşırdı. Kurallara göre bu bir ceza gerektirirdi. Nitekim gecikmeli de olsa ceza geldi.

Haberin Devamı

Sonra da startta uzun süre patinajda kaldı. Üçüncü cepten start alan Bottas, pistin dar olması nedeniyle Verstappen‘ı geçemedi belki. Ama eğer Leclerc start alabilseydi, Verstappen muhtemelen start’ı kaybedecekti.

Her şeye rağmen ilk viraja lider giren Verstappen, pit sırasında Bottas’ın yarış dışı kalmasıyla da iyice rahatladı.

Verstappen haklı bir galibiyet aldı. Yarışa lider başladı, start sonrasında hata yapmadı, yarışı bir şampiyon gibi en önden kontrol etti ve kazandı. Ancak hakemlerin, Verstappen’ın start anındaki ihlalini geç cezalandırması iyi bir görüntü vermedi. Eğer bu ceza yarış sırasında çıksaydı, Sainz’ın galibiyet için bir şansı olabilirdi. Çünkü Sainz, geçişin zor olduğu pistte Verstappen’ı geçemeyeceği için yarışın sonlarına doğru temposunu düşürdü. Bu sayede 3 saniyelik fark, 9 saniyeye kadar çıktı. Eğer ceza yarış sırasında verilseydi Sainz temposunu koruyarak Verstappen’e 5 saniye kadar yaklaşabilirdi. Bu durumda galibiyet Ferrari’ye ve Sainz’e giderdi.

Haberin Devamı

Bunun tersi de mümkündü. Verstappen, önde olduğu için ve Monaco’da geçiş olanaksız olduğu için temposunu düşürebilirdi. Sainz yetişse bile nasıl olsa geçemez diye düşünebilirdi. Bu durumda Sainz ile arasındaki fark 5 saniyenin altına da düşebilirdi. Bunun sonucunda yarış sonundaki ceza, galibi değiştirebilirdi.

Dolayısıyla yarıştan sonra verilen ceza anlamsızdı ve az da olsa yarışın sonucuna etki ettiği izlenimini doğurdu.

Mercedes Nerede Hata Yaptı?

Her yerde. Açıkçası araba ayarlarından pit stoplara, oradan da stratejiye kadar her yerde kötüydüler. Nitekim Toto yarıştan sonra, “Tek yapmak istediğim eve gidip ağlamak.” dedi.

Her yarış arabasının kendine has bir DNA’sı vardır. Bu DNA gereği, arabalar bazı pistlerde iyi görüntü verirken, bazılarında iyi görüntü vermeyebilir. Yani bir araba her pistte hızlı olamaz. F2004, FW15, MP4/4, W11 gibi her pistte hızlı olan arabalar tarihte nadiren ortaya çıkar.

Haberin Devamı

Mercedes’in bu sezonki arabası olan W12 bu üstün arabalardan biri değil. Uzun sözün kısası, bu pist Mercedes W12 için uygun değildi. W12’nin uzun dingil mesafesi ve lastiklerini geç ısıtan karakteristiği bu pistte başarılı olmasının engelleyen faktörlerdendi. Karakteristik olarak önden kaymaya eğimli pistlerde Bottas’ın, sıralama performansında Hamilton’ın biraz daha önünde olmasını normal karşılamak gerekiyor. Onun sürüş stili bu tip pistlere daha uygun. Ama Hamilton’dan bu kadar hızlı olması normal değildi. Nitekim daha sonradan Hamilton’ın arabasında bir ayar hatası yapıldığı ortaya çıktı. Lastikleri çabuk ısıtması için yapılan kanat ve süspansiyon ayarlarının ön lastikleri aşırı hırpaladığı ortaya çıktı.

Tüm bunlara yarış sırasında strateji ekibinin hataları da eklendi. Yarıştan önce “overcut” yapma niyetinde olan Hamilton’ın ön lastikleri, bu ayar hatasından dolayı beklenenden erken tükendi. Böylece yola “overcut” için çıkan Mercedes takımının elinde tek şans kalmıştı: “Undercut”. Bu doğrultuda Hamilton’ı erkenden pit’e alan Mercedes, Gasly’yi geçemeyerek başarısız oldu. Üzerine Vettel’in overcut’ına da yenilerek bir sıra daha geriye düştü.

Böylece Monaco’daki yarış, zafer peşinde koşmaktan ziyade sadece zararı azaltmaya çalışılan

McLaren, Alpha Tauri ve Alpine

Bu hafta sonu başlarken McLaren’ın işinin zor olduğunu biliyorduk. Ferrari’nin yavaş virajlardaki temposu ve Monaco’da motor gücünün tüm önemini kaybetmesi nedeniyle McLaren zorlanacaktı. Öyle de oldu.

McLaren hafta sonunda dördüncü kuvvetli ekipti. Leclerc’in yarışa başlayamaması, Hamilton’ın düşmesi, Bottas’ın şanssızlığı nedeniyle Norris alabileceği maksimum dereceyi aldı ve üçüncü oldu. Belki McLaren’ın dördüncü takım olması sürpriz değildi ama Monaco’nun prenslerinden olan Ricciardo’nun takım arkadaşından tur yemesi sürprizdi. Ricciardo ve McLaren daha birbirine alışamadı, bir geçiş süreci yaşıyorlar. Bu ikilinin uyum sağlamasını dört gözle bekliyorum.

Alpha Tauri ilk defa olması gerektiği gibi bir yarış çıkardı ve olması gereken yere kondu. Gasly, Hamilton’ın undercut denemesini boşa çıkaran turuyla üstüne düşeni yaptı. Vettel’İn overcut’ına yenilmesiyse onun hatasından ziyade Aston Martin’in sürpriz derecede iyi olması ve Vettel’in süper bir yarış çıkarmasıyla ilgiliydi.

Haftanın kötü sürprizi Alpine takımıydı. Pist tam olarak onlara uygun yapıdaydı. Ancak arabadan beklenen verimi alamadılar. Onlar da pürüzsüz asfaltta lastiklerini çalıştıramayan takımlar arasındaydı. Böylece Alpine’in bir karakteristik özelliği daha ortaya çıktı. Lastikleri çalıştırabilmeleri için asfaltın yapısı ve hava sıcaklıkları belirleyici oluyor. Yani, arabanın verimli çalışma aralığı oldukça kısıtlı. Genel anlamda bu durum diğer arabalar için de etkilidir. Ama Alpine kolayca lastik çalışma sıcaklığı aralığının dışına kolayca düşüyor.

Aston Martin

Haftanın iyi sürprizi Aston Martin’di. Araba, Mercedes ile birlikte dingil mesafesi en uzun araba. Bu nedenle burada zorlanmalarını bekliyordum. Ama onlar sezonun en iyi sonucunu alarak bizleri şaşırttılar. Çok önemli bir geliştirme paketleri getirmemelerine rağmen çok iyi bir performans gösterdiler. Bunun nedeni, arabayı daha iyi anlamaları ve geçmiş haftalarda getirdikleri güncellemelerden maksimum verimi almalarıydı.

Aston Martin, çok iyi mühendislerden kurulu bir ekip. İyi olmalarını beklediğimi de önceden yazmıştım. Bundan sonra ivmenin yukarı doğru dönmesini bekliyorum. Kendilerine uygun olmayan bir pistte gösterdikleri bu performans umut vericiydi.

Bir parantez de Vettel’e. Son 1-2 yarıştır performansı olumluydu. Bu yarış bize onun dönüşünü müjdeliyor olabilir mi? Umarım. Alonso, Vettel ve Hamilton gibi yaşlı kurtların, sürünün gençleriyle dişe diş mücadele ettiği günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu hafta yarış olmadığı için sizlere ilginç bir konu seçerek cuma günü karşınızda olacağım.

Fırat KESKİN

YORUM YAZ